22. Hukuk Dairesi 2019/1278 E. , 2019/4311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nce duruşma için 27/12/2016 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiş; duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat...’ın katılımıyla duruşmaya başlanılarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, eksiklerin giderilmesi için dosya Mahkemesine geri çevrilmiştir. Eksiklikler giderildikten sonra, 7. Hukuk Dairesinin kapatılması sebebiyle dosya Dairemize gelmekle, bu kez davalı vekilinin, tedbirin kaldırılması talebinin karara bağlanması için dosya Mahkemesine iade edilmiştir. Mahkemece davalı vekilinin, tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verildikten sonra, dosya Dairemize yeniden gelmekle, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, gece çalışma alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ile hafta tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Ayrıca, temyiz incelemesi aşamasında, davalı vekilince, 02/10/2018 tarihli dilekçeyle, müvekkili şirketin ... plaka sayılı aracına konulan ihtiyadi tedbirin kaldırılması talep edilmiş; Mahkemenin 09/11/2018 tarihli ek kararıyla, talebin reddine karar verilmiştir. 09/11/2018 tarihli ek karara karşı da, davalı vekili 17/12/2018 tarihli dilekçesiyle kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekilinin, Mahkemenin 09/11/2018 tarihli ek kararına yönelik, 17/12/2018 tarihli kanun yolu başvurusu bakımından;
Dosyanın incelenmesinden, Mahkemenin 05/01/2015 tarihli tensip zaptı ara kararıyla, davalıya ait ...plaka sayılı araç hakkında ihtiyadi tedbir kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Dosyanın Yargıtay’da bulunduğu safhada, davalı vekili 02/10/2018 tarihli dilekçesi ile; bankadan aldıkları süresiz teminat mektubunu sunduklarını ve artık tedbir kararına gerek olmadığını belirterek, tedbirin kaldırılmasını istemiştir. Anılan talebin, tedbir kararını veren Mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden, Dairemizce dosya Mahkemesine iade edilmiştir.
Mahkemece, 09/11/2018 tarihli ek kararla, tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Ek karara karşı da, davalı vekili 17/12/2018 tarihli dilekçesiyle, kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması” başlıklı 396. maddesinde;
“(1)Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.
(2)İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” düzenlemesi vardır.
Anılan maddenin atıf yaptığı, aynı Kanun’un 394. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkrası ise;
“...(3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.
(4)İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik talebi, 6100 sayılı Kanun’un 396. maddesi kapsamındadır. 6100 sayılı Kanun’un 396. maddesinde, itiraza ilişkin 394. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrasının, kıyas yoluyla uygulanacağı belirtilmiştir. Söz konusu maddede, 394. maddenin kanun yoluna ilişkin beşinci fıkrasına atıf yoktur. Dolayısıyla, Mahkemenin 09/11/2018 tarihli ek kararına karşı kanun yolu kapalıdır.
Anılan sebeple, Mahkemenin 09/11/2018 tarihli ek kararı hakkında kanun yolu kapalı olduğundan, davalı vekilinin 17/12/2018 tarihli dilekçesindeki talebinin itiraz mahiyetinde olup olmadığının değerlendirilerek Mahkemece bir karara bağlanması gerektiğine, oybirliğiyle karar verilmiştir.
2-Davalı vekilinin, 11/05/2016 tarihli nihai hükme yönelik temyiz itirazlarının değerlendirilmesine gelince;
Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık davacı işçinin çalışma süresi noktasındadır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalıya ait işyerinde 01/02/2007-12/11/2014 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmiştir. Hizmet döküm cetveli incelendiğinde, kabule konu dönemin 01/02/2007-04/10/2009 tarihleri arasındaki kısmında, davacının davalıya ait işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmiş bir çalışmasının olmadığı görülmektedir. Ayrıca, davacının 2008 yılının onuncu ayından, 2009 yılının sekizinci ayına kadar Bağ-Kur sigortalısı olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin geri çevirme kararı üzerine, davacının 24/12/2004 tarihinde karayolu ile şehirlerarası yük taşımacılığı faaliyetinden dolayı vergi mükellefiyetinin başladığına ve 04/09/2009 tarihinde mükellefiyetini terk ettiğine ilişkin belgeler ile 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin vergi beyannameleri dosyaya girmiştir.
Mahkemece, çalışma süresine yönelik uyuşmazlığın çözümünde yapılan inceleme yetersiz kalmıştır. Öncelikle 6100 sayılı Kanun’un 31. maddesi kapsamında davacı asil dinlenilerek, vergi dairesi ve Bağ-Kur kayıtlarına karşı diyecekleri sorulmalı; ardından söz konusu kayıtlar tüm dosya kapsamındaki deliller ile birlikte incelemeye tabi tutularak, çalışma süresi bakımından bir sonuca ulaşılmalıdır. Neticeye göre, hüküm altına alınan tüm alacaklar yeniden değerlendirilmelidir.
Yukarıda yazılı sebepten, kararın sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.