20. Hukuk Dairesi 2016/14381 E. , 2019/3858 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2011 yılında yapılan kadastro sırasında Trabzon ili, ... ilçesi, Birlik köyü hudutları içerisinde bulunan 167 ada 4 parsel sayılı 2709,77 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, fındık bahçesi vasfıyla senetsizden davalı ... adına,
167 ada 5 parsel sayılı ve 2495,33 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise fındık bahçesi vasfı ile senetsizden davalı ... adına, ...
167 ada 28 parsel sayılı ve 110,61 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise fındık bahçesi vasfı ile senetsizden davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi 21/11/2011 havale tarihli dilekçesiyle, ... ilçesi, Birlik köyünde bulunan 167 ada 4 ila 28 parsel sayılı taşınmazların orman vasfında olduğunu, üzerlerinde kestane, gürgen ağaçlarının bulunduğunu, kapalılık oranının %60-70 olduğunu, eğimin %70 arasında olduğunu, ağaçların yaşının 50-60 arasında olduğunu ancak taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında orman olarak tespit görmesi gerekirken, davalılar adlarına tespit gördüğü iddiasıyla mevcut kadastro tespitinin iptali ile dava konusu taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece açılan davanın reddine, dava konusu ... Birlik köyü, Kiziroğlu mevkiinde bulunan 167 ada 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılmış orman kadastrosu yoktur.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın 06.05.2015 tarihinde yapılan keşifinde yer alan orman bilirkişisi tarafından düzenlenen 13.05.2015 havale tarihli raporunda; 1969 tarihli memleket haritasında dava konusu taşınmazların tamamının açık ve yeşil renk fona boyalı ziraat alanları içerisinde kaldığının tesbit edildiği, 1959 tarihli hava fotoğraflarında ise taşınmazların tamamının üzeri açık ziraat alanı olduğu koyu görülen yerlerin gölge olduğu ve orman bütünlüğü içerisinde yer almadığının tesbit edildiği, ziraat bilirkişisi tarafından düzenlenen 21.05.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazlarının eğiminin % 40 - 70 olduğu, dava konusu 167 ada 7, 8, 9, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20 ve 21 parseller bakımsız araziler olmakla beraber üzerinde hali hazırda geniş yapraklı ağaçlarından 45-50 yaşlarında kızılağaç, gürgen, kestane ve ladin gençlerinin olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu 167 ada 4, 5, 10, 11 ve 12 parsellerin üzerinde uzun yıllardır fındık tarımı yapıldığı 167 ada 10, 11 ve 12 parselde aynı zamanda çay tarımı yapıldığı gözlemlenmiş. Fındık ağaçlarının yaşlarının 30-35 yaşlarında olduğu 167 ada 22, 23, 24, 25, 26, 27 ve 28 parsellerde 15-20 yaşlarında fındık ağaçlarının
olduğunun tesbit edildiğinin belirtildiği, dolayısıyla 13.05.2015 havale tarihli orman bilirkişisi raporu ile 21.05.2015 havale tarihli ziraat bilirkişi raporu arasında çelişkiler olduğu görülmüştür. Mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmemiştir.
Bu nedenle; mahkemece, dava konusu taşınmazlara komşu parsellere ait kadastro tutanağı ve ekleri ile varsa tapu ve vergi kayıtlarının tüm tedavülleriyle birlikte davalı iseler dava dosyalarının, kesinleşmişse kadastroca oluşan tapu kayıt örneklerinin, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden getirtilmeli, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; fen bilirkişi tarafından uygulamaya yönelik kroki düzenlettirilmeli, zilyetlikle kazanılacak yerlerden ise varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği ilgili tapu ve kadastro müdürlükleri ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/06/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.