MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine, kadastro sırasında Maliye Hazinesi adına çayır vasfıyla tapuda kayıtlı bulunan ... Köyü 169 ada 12 parsel sayılı 2750 m2 yüzölçümündeki taşınmaza ait 19/08/1934 tarih 2277 sahifede kayıtlı 26 pafta eski tapu k...ın kadastro tespiti sırasında uygulanmadığını, Hazine adına çalışma alanında herhangi bir tespitin yapılmadığını, tapu k...a uyan yerin kim ya da kimler adına tesbit gördüğü konusunda herhangi bir bilgiye ulaşılamadığından husumetin köy tüzel kişiliğine yöneltildiğini belirterek, tapu k...a uyan yerde kişiler adına yapılan tesbitin iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/12/2011 gün ve 2011/10957 E. - 14838 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "mahkemece yapılan keşifte davacının dayandığı tapu k...ın 107 ada 1 nolu orman parseli içinde kaldığı belirlenmiş, parsel tutanağının 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamında yapılan orman kadastrosu sırasında düzenlenerek, 27.04.2009 ile 24.08.2009 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkarılarak tutanak kesinleşmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamında yapılan kadastro tespitine itiraz olduğuna, davanın tespit tutanağının kesinleşmesinden sonra açılmış olmasına göre görev genel mahkemelere aittir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Davacı Hazine tarafından davanın 30 günlük askı ilân süresi geçtikten sonra 20.1.2010 tarihinde açıldığı anlaşıldığından mahkemece davaya bakmakla kadastro mahkemesi görevli olmadığından dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra görevsizlik kararı verilerek yetkili mahkeme olarak Ardanuç Asliye Hukuk Mahkemesi tespit edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince; taşınmazın komşu taşınmazların kadastral durumlarının orman olduğunu, dört tarafının kadastral orman alanı ile çevrili olması nedeni ile orman bütünlüğünü bozduğu, 1971 tarihli hava fotoğrafında beyaz renge boyalı orman sayılmayan alanlarda 1993 yılındaki hava fotoğrafında ise yeşil renkte boyalı orman alanlarında görüldüğü, dava konusu taşınmazda ve çevresinde 2009 yılında 3402 sayılı Kanun uyarınca kadastro sınırlandırması yapıldığı ve dava
konusu taşınmazın orman sınırı içinde bırakıldığı, dava konusu taşınmazın dört yönünün kadastral olarak orman alanları ile sınırlı olduğu, orman içi açıklık niteliğinde olduğu, orman bütünlüğünü bozduğu kanaati ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından, taşınmazın 19/08/1934 tarihinden itibaren Hazinenin tapulu taşınmazı olduğu, yapılan keşifte mahalli bilirkişilerin beyanlarında taşınmazın çayır vasfı ile Hazineye ait olduğunun belirtildiğinin gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava, tapunun iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu çalışmalarına 05.05.2008 tarihinde başlamış 23.12.2009-22.01.2010 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazın Hazine adına metruktan çayır niteliğiyle tapuda kayıtlı olduğu, dört tarafının orman alanları ile çevrili bulunduğu bu hali ile özel mülke konu olamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 29/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.