3. Hukuk Dairesi 2020/687 E. , 2020/2057 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki borçlu olmadığının tespiti ile sözleşmenin feshine ilişkin kararın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı kurum ile ilaç teminine ilişkin sözleşme imzaladığını, davalının 2009 protokolünün 6.3.3 ve 6.3.24 maddelerinin ihlal edildiği gerekçesi ile hakkında 329,60 TL cezai şart ve 1 yıl süreli fesih işlemi uyguladığını, ayrıca 2009 ve 2012 yılı protokollerinin 4.3.6 maddesi kapsamında 19.978,94 TL kurum zararının ödenmesinin bildirildiğini, ancak anılan hususlara dayanak olarak hazırlanan denetim raporunun kurum tarafından tek taraflı olarak düzenlendiğini ileri sürerek, davalı kurumun 24/02/2014 tarihli yazısı ile uygulanan cezai işlem nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile sözleşmenin feshine ilişkin kararın iptalini istemiştir.
Davalı, eczane tarafından hak sahipleri adına reçete ve rapor düzenletilerek bizzat eczaneye gitmedikleri halde, üçüncü şahıslar aracılığıyla ilaçların temini sağlanmak suretiyle eczaneye hasta yönlendirmesi yapıldığını, Erenköy"de muayenehanesi bulunan uzman doktorun kendisinin ve sekreterinin yönlendirmesiyle hak sahiplerinin bizzat eczaneye gitmedikleri halde ilaçlarının kargoyla gönderilmesi suretiyle teslim edildiğini, reçete ve raporların büyük kısmının ... Tıp Merkezi"nde görevli doktorlar tarafından düzenlendiğini, ayrıca kuruma fatura edilen bazı reçetelerin arkasındaki imzaların hak sahibine veya yakınına ait olmadığının tespit edilmesi üzerine " 2009 yılı protokolünün 6.3.3 maddesi gereği 329,60 TL cezai şart ve yine davacı eczaneye yönlendirme yapılması nedeniyle 2009 protokolünün 6.3.24 maddesi gereği sözleşmenin 1 yıl süreyle feshi ve 2012 yılı protokolünün 5.3.14 maddesi gereği 3 ay süreyle feshi işlemi uygulandığını, protokolün 4.3.6 maddesi gereği de 19.978,94 TL kurum zararının ödenmesi amacıyla 24/02/2014 tarihli yazıyla davacıya durumun bildirildiğinden bahisle yerinde olmayan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının davasının kısmen kabulü ile, feshin iptaline dair talebinin reddine, kuruma 19.978,74 TL borçlu olmadığının tespitine, 329,60 TL cezai şarta ilişkin borçlu olunmadığına dair talebinin reddine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 19/10/2016 tarihli, 2015/29293 Esas, 2016/18805 Karar sayılı ilamıyla "Somut olayda; mahkemece kararın gerekçe kısmında davalının uygulamış olduğu 329,60TL’lik miktardan dolayı davacının borçlu olmadığının kabul edildiği ifade edilirken, hüküm kurulurken “davanın kısmen kabulü ile, davacının feshin iptaline dair talebinin reddine, davacının kuruma 19.978,74 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının 329,60 TL cezai şarta ilişkin borçlu olunmadığına dair talebinin reddine,” denilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırıdır" gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne; davacının feshin iptaline ilişkin talebinin reddine, davacının davalı kuruma 329,60 TL cezai şart, 19.978,74 TL kurum zararı olmak üzere toplam 20.308,34 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı ile aralarındaki sözleşmeye aykırı olarak kendisine hasta gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurum ve kuruluşları ve üçüncü şahıslarla, kurye şirketleri ile açık veya gizli işbirliği yaptığı, simsar kurye elemanı ve benzeri yönlendirici personel bulundurduğu, reçete toplama ve yönlendirme yaptığı ve kuruma fatura ettiği reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığı eylemlerini gerçekleştirdiği gerekçesiyle hakkında sözleşmenin feshi ve cezai şart işlemi uygulanması ile her iki eyleme konu reçete bedellerinin geri alınması kararı verildiğini iddia ederek taraflar arasındaki muarazanın men’ine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf ise eczane tarafından hak sahipleri adına reçete ve rapor düzenletilerek bizzat eczaneye gitmedikleri halde, üçüncü şahıslar aracılığıyla ilaçların temini sağlanmak suretiyle eczaneye hasta yönlendirmesi yapıldığını, ..."de muayenehanesi bulunan uzman doktorun kendisinin ve sekreterinin yönlendirmesiyle hak sahiplerinin bizzat eczaneye gitmedikleri halde ilaçlarının kargoyla gönderilmesi suretiyle teslim edildiğini, reçete ve raporların büyük kısmının ... Tıp Merkezi"nde görevli doktorlar tarafından düzenlendiğini, ayrıca kuruma fatura edilen bazı reçetelerin arkasındaki imzaların hak sahibine veya yakınına ait olmadığının tespit edilmesi üzerine uygulanan cezai işlemin taraflar arasındaki sözleşme ve ilgili yasal mevzuata uygun olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafça sözleşmenin feshi talep edilmiş ise de feshin haklılığına göre tarafların yasal haklarını kullanabileceklerinden fesih iptaline ilişkin davanın reddine, davalı tarafından yapılan soruşturmaya konu reçetelerin içerdiği ilaçların reçete sahipleri tarafından kullanıldığı, davacının bu reçeteler nedeni ile haksız bir kazanç sağlamadığı, dolayısı ile davalı kurumun herhangi bir zararının oluşmadığı yapılan bilirkişi incelemesi sonucu saptandığından; davacının davalı kuruma 329,60 TL cezai şart, 19.978,74 TL kurum zararı olmak üzere toplam 20.308,34 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de, davacı tarafından karar temyiz edilmediği için feshe ilişkin karar tartışılamayacağından davalı tarafın davacının 2009 sözleşmesinin 6.3.24 ve 2012 sözleşmesinin 5.3.14 maddelerini ihlal etmesi nedeniyle uygulanan her iki sözleşmede de 4.3.6. maddede yer alan “2009 protokolünün (6.3), 2012 protokolünün (5.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedelleri ödenmez. Kurumca yapılan yersiz ödemeler varsa, ödeme
tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte eczacının Kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir. Eczacının alacağının yersiz ödeme tutarını karşılamaması veya alacağının olmaması halinde, genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmünün davalı tarafından yapılan soruşturmaya konu reçetelerin içerdiği ilaçların reçete sahipleri tarafından kullanıldığı, davacının bu reçeteler nedeni ile haksız bir kazanç sağlamadığı, dolayısı ile davalı kurumun herhangi bir zararının oluşmadığı gerekçesiyle uygulanmasının hatalı olduğu kanaatine varılması yerinde olmamıştır. Zira bu hükümde reçetelerde yazılı ilaçların hak sahiplerine teslim edildiğinin tespit edilmesi halinde uygulanmayacağı yazılmamıştır. Tam aksine 2009 sözleşmesinin 6.3. maddesindeki, 2012 sözleşmesinin 5.3. maddesindeki fiillerin tespiti halinde ne olursa olsun uygulanmalıdır. Hal böyle iken yanılgılı değerlendirme ile yönlendirmeye konu reçete bedelleri olan 19.978,74 TL’nın tahsili işleminin de iptaline karar verilmesi taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı olması nedeniyle bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.