3. Hukuk Dairesi 2013/13050 E. , 2013/14180 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması bir kısım davalılar tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalılardan asil ... geldi. Diğer davalılar ve vekilleri gelmediler. Aleyhine temyiz olunan davacı ve vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 08.10.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, dava konusu 3 parselin tapuda arsa vasfı ile kayıtlı olup, taşınmaz üzerindeki muhtesatların müvekkili olan davacı tarafından yaptırıldığını, bu yapıda da halen davacının ablasının ikamet ettiğini, taşınmazın üzerindeki muhtesat ile birlikte ortaklığın giderilmesi davası neticesinde satıldığını, yapı nedeni ile taşınmazın değer kazanıp, davalıların bu nedenle de sebepsiz zenginleştiklerini beyan ederek, şimdilik 75.280 TL muhsesat bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ... savunmasında; taşınmazı üzerinde bulunan bina ile birlikte 04/11/2008 tarihinde satın aldığını, satın alma tarihi itibariyle taşınmazın üzerinde bina bulunduğunu, taşınmazı tapu kayıtlarına güvenerek ve iyi niyetle gayrimenkulün bedelini ödeyerek satın aldığını, iktisap tarihinin üzerinden bir yıl geçtiği için bir yıllık sebepsiz zenginleşme süresinin sona erdiğini, taşınmaz üzerinde bulunan enkazın herhangi bir ekonomik değerinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ise savunmasında; dava konusu binanın kimin tarafından yapıldığını bilmediğini, davacıyı tanımadığını, davanın reddini istediğini bildirmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapıldığı halde gelmedikleri gibi davaya karşı herhangi bir cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
Mahkemece, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacının muhtesat bedelini talep etmekte haklı olduğu, davalıların tapudaki payları arza ilişkin olduğundan bina bedeli nedeniyle müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davada, davalılar ile birlikte malik olan davacının taşınmaz üzerinde yapmış olduğu muhtesatların, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda taşınmazın satılması ile, muhtesat bedellerinden de hisse alan davalıların sebepsiz zenginleştiğini öne sürerek muhtesat bedelinin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
818 sayılı BK.nun 61-66.maddeleri (6098 sayılı TBK.nun 77-82.maddeleri) gereğince, sebepsiz zenginleşme; ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir.
Dosyada mevcut 13.7.2012 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden, bilirkişilerin dosya üzerinde yaptıkları inceleme neticesinde, dava konusu parsel üzerindeki iki katlı binanın dava tarihi itibariyle değerinin 68.663 TL olduğunun belirlendiği, mahkeme tarafından da bu bedel esas alınarak, karar verildiği görülmüştür. Bu itibarla verilen karar isabetsizdir.
Öyle ise; mahkemece, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile, davacı tarafından yapıldığı kabul edilen muhtesatların yapılmış olması ve yapılmamış olması halleri için ayrı ayrı olmak üzere taşınmazın ihale gününde ve aynı koşullarla satılmasından elde edilecek gerçek sürüm değerleri belirlenmeli, bu şekilde elde edilecek değerler arasında bir fark meydana geldiğinde bunlar birbirine oranlanmalı, bu oran ihale ile yapılan satış bedeline uygulanarak bulunmalı, bulunacak bu miktardan davacı payına isabet edene hükmedilmelidir. Yok eğer giderlerin yapılmış olması haliyle, yapılmamış olması halinde belirlenen değerler arasında bir fark olmadığının anlaşılması durumunda ise giderlerin satış bedeline etkisinin olmadığı, dolayısıyla davalının bu giderlerin yapılması nedeniyle bir sebepsiz zenginleşmesinin bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmelidir.
Kabule göre ise; davalılardan ..."nın dava konusu taşınmazı icradan satın aldığı, satın alırken arsa ve muhtesat bedelinin tamamını ödediği ve davalı ..."un da hissedarlardan biri olduğu gözetilerek, davalı ..."un kendine isabet eden satış bedeli harici sorumlu bulunduğunun gözetilmemesi doğru değildir.
Gene kabule göre, mahkemece davalılardan dava konusu alacak tutarının tamamından müteselsilen sorumlu tutulduğu karardan anlaşılmaktadır. Her bir davalının dava konusu taşınmaz üzerinde hisseleri belli olup, her birinin bu hisse oranında sorumluluğu yoluna gidilmesi gerekirken, müteselsilen sorumlu tutulmaları da doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.