3. Hukuk Dairesi 2013/13104 E. , 2013/14181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması taraflarca istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar vek.Av.... geldi. Davalılardan ... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü vek.Av...., ... Şehiriçi Doğalgaz Dağıtım A.Ş. Vek.Av.... ve ... vek.Av.... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 08.10.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesinde, 16.11.2008 tarihinde müvekkillerinden ...i"ye ait evde doğalgaz patlamasının yaşandığını, diğer davacıların ise bu evde ikamet eden aile olduğunu, doğalgaz patlamasının davalı ... Şehiriçi Doğalgaz Dağıtım Anonim Şirketinin kusurundan meydana geldiğini, davalı tarafça doğalgaz hattının tekniğine uygun şekilde döşenmediğini, hatta sızıntı meydana geldiğini, sızıntının müvekkile ait eve kadar girdiğini ve patlamanın bu surette gerçekleştiğini davalı ... Şehiriçi Doğalgaz Dağıtım Anonim Şirketinin kusurundan kaynaklanan doğalgaz patlaması sonucu davacılardan ..."in vücudunun tanınmayacak şekilde yandığını, ..."in yaklaşık 15 gün... Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Yanık Ünitesinde yoğun bakımda kaldığını, yaralanması sonucu hayati tehlike geçirdiğini ve tedavisinin halen devam ettiği, evdeki eşyaların zarar gördüğünü, evin oturulamaz duruma geldiğini, doğalgaz borularında meydana gelen sızıntının, o mahalde ve davalı gaz şirketine bilgi ve haber vermeden çalışma yapan davalılar ... Belediyesi ve ... Genel Müdürlüğünün yapmış olduğu çalışmalardan kaynaklandığını, bu nedenle de bu davalıların da olayın meydana gelmesinde kusurlarının bulunduğunu, beyan ederek davacıların uğramış oldukları zararların karşılığı olarak, maddi ve manevi tazminat taleplerinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Şehiriçi Doğalgaz Dağıtım Ticaret ve Taahhüt A.Ş. savunmasında, 16.11.2008 tarihinde meydana gelen kazada müvekkile atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, patlama ile müvekkil şirket arasında illiyet bağı olmadığını, patlamanın tamamen üçüncü şahısların kusurlu eylemleri sonucu meydana geldiğini, bu konuda hadiseden hemen sonra mahallinde müvekkil şirket ekipleri, Emniyet Müdürlüğü görevlileri ve itfaiye görevlileri tarafından yapılan inceleme sonucunda çevrede doğalgaz kaçağının tespit edildiğini, belirtilen kaçağın, o mahalde ve müvekkil şirkete bilgi ve haber vermeden çalışma yapan... Belediyesi ve ... Genel Müdürlüğünün yapmış olduğu çalışmalardan kaynaklandığını, davacıların da olayda kusurlarının bulunduğunu, gerekli tedbirleri almadıklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü savunmasında, yapılan kanalizasyon hattı çalışmalarının 22.05.2008 tarihinde tamamlandığını, doğalgaz hattı ile kanalizasyon hattı arasında yaklaşık 1,5 metrelik mesafe bulunduğunu, çalışmalar esnasında doğalgaz hattına rastlanmadığını keza hatta zarar verilmesinin olanaklı olmadığını, aynı hatta müvekkil tarafından 23-24 ve 25 Eylül 2008 tarihlerinde ana içme suyu borusu döşeme işleminin yapıldığını, bu çalışmaların da 25.09.2008 tarihinde bitirildiğini, davaya dayanak yapılan patlamanın ise 16.11.2008 tarihinde ve yaklaşık 2 ay sonra meydana geldiğini, hadisede müvekkile atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... savunmasında, davaya dayanak yapılan patlamanın meydana geldiği yerde ... Şehiriçi Doğalgaz Dağıtım Ticaret ve Taahhüt A.Ş. ve ... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından altyapı çalışmaları yapıldığını, yapılan kazı çalışması sonucu strabilize yol üzerinde çökme ve bozulmalar meydana geldiğini, yağışların etkisi ile sokakların yürünemeyecek durumda olduğunu, bayram öncesi muhtar ve çevre sakinlerinin talebi üzerine müvekkil Belediye tarafından sokaklar üzerinde bulunan 5 cm kalınlığındaki çamurun temizlendiğini ve yerine malzeme atılarak sıkıştırıldığını, yapılan bu çalışmalar sırasında... ya da ..."ye ait herhangi bir tesisata zarar verilmediğini, içme suyu tesisatının yaklaşık 1 metre, doğalgaz tesisatının ise daha alttan geçtiğini, Yapı İşleri Fenni Şartnamesine göre, en yüksek vibrasyonlu silindirle yapılan sıkıştırmanın 30 cm kalınlığında olduğunu, bu durumda 1.10 metre altta bulunan doğalgaz borularına zarar verilmesinin olanaklı olmadığını, olayda kusurlarının bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı ... Belediyesi yönünden, davalı belediyenin hizmet kusurunun bulunduğu, bu nedenle de davaya İdari Yargıda bakılması gerektiği gerekçesi ile davanın yargı yolu nedeni ile reddine karar verilmiş, diğer davalılar yönünden ise kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Mahallinde yapılan keşifler ve alınan bilirkişi raporlarına göre, 10.05.2010 tarihli raporda; somut olayda, davalı..."ın % 30, davalı belediyenin % 35 ve davalı ..."nin ise % 35 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacıların aşağıda belirtilen dışındaki tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak; idari işlemler, idari makamların kamu gücüne dayanarak, idare işlevine ilişkin olarak yaptıkları, tek yanlı, doğrudan uygulanabilir nitelikte ve ilgililerin hukuki durumlarını etkileyen irade açıklamalarıdır. İdari işlemlere karşı yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı oldukları iddiasıyla menfaatleri ihlal edilenler tarafından idari yargıda iptal davası açılabileceği gibi; idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan istenerek, bu istemin reddedilmesi üzerine iptal davası açılabilir.
İdari Yargı"nın konusu, idarenin idare (kamu) hukuku alanında ki faaliyeti ile ilgili davalardır.
İdare, bir işlemi, eylemi veya sözleşmeyi yaparken özel hukuk kişilerinin üstünde bir kamu tüzel kişisi olarak hareket etmiş ise, uygulanacak hukuk idare hukukudur.
17/15 sayılı ve 11.2.1959 günkü...."nda açıkça belirtildiği gibi, bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve proje yapıp, o plan ve projeler gereğince iş görmesi, kararın neticesi olan birer idari eylemdir ve idari yargı görevlidir.
Kamu hizmeti kavramı ile hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak görev gereklerinden ve sınırlarından ilk bakışta ayrılabilen ve nesnel kurallarla belirlenmiş, kamusal çerçevenin dışına çıkan eylem ve işlemler; hizmet sırasında yapılmış olsalar bile, artık kamu hizmeti olarak nitelendirilemezler. Buna bağlı olarak da, yukarıda açıklanan yasal hükümler kapsamında değerlendirilemezler. Bunun açık örneği haksız eylemler ve işlemlerdir. Haksız fiil niteliğindeki eylemler kamu hizmeti kavramı içinde düşünülemez.
Davalı belediyenin, somut olaydaki sorumluluğu hizmet kusuruna dayanmamakta olup, olayın haksız fiilden kaynaklandığı düşünülerek, bu durumda, haksız eylemden kaynaklanan tazminat davasının adli yargıda çözümlenmesi gerekirken, mahkemece; idari yargının görevli olduğundan bahisle davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öyle ise mahkemece, bu hususlar gözetilerek davalı ... hakkında da, işin esası hakkında yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değendirme sonucu görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı tarafların ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak; davacı ... hakkında hükmolunan maddi tazminat kapsamındaki estetik ameliyat bedeli olan 1.000 TL"nin de tahsiline karar verilmiştir. Bu karara dayanak yapılan 22.02.2010 tarihli bilirkişi raporunda "kişinin bu hali ile yanık sekellerinin tamamlanmış olduğu düşünülmekte olup, sabit kalan sekellere, plastik cerrahi uzmanları ile yapılan görüşmeler sonucu ileride geçirebileceği estetik ameliyat bedelinin asgari maliyet bedelinin 1.000 TL olabileceği" şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Ne var ki, mahkemenin hükmüne esas aldığı bu raporda estetik cerrahi uzmanı bulunmayıp, davacı ..."in bulunduğu durum itibariyle ileride estetik ameliyata gereksinimi olup olmayacağı ve bunun maliyeti konusunda rapor veren heyetin ehil olmadığı anlaşılmıştır.
Öyle ise mahkemece, izah edilen bu konularda uzman bilirkişilerden rapor alınıp, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar tesisi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen taraflar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990"ar TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine, davacılardan alınıp davalılardan ... (... Şehiriçi Doğalgaz Dağıtım A.Ş.) vekiline verilmesine,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.