3. Hukuk Dairesi 2020/792 E. , 2020/2062 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki rücuen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Hastanesi’nin .... Genel Müdürlüğü’ne ait olduğunu, hastanenin işletilmesinde sorun yaşanılması üzerine .... Genel Müdürlüğü’ne teslim edildiğini, bu sırada yürürlüğe giren 5283 Sayılı Yasa kapsamında ...’na devredilmesi gereken hastanelerden olmadığı halde yanlışlıkla ... bünyesine alındığını, bu durumun anlaşılması üzerine hastanenin ... Genel Müdürlüğü’ne teslim edilmesi için ... ile ... Genel Müdürlüğü arasında protokol yapıldığını, ... Genel Müdürlüğü tarafından ...’lı hastalara verilen hizmet bedeli alacağının tahsili için kendileri ve davalı bakanlık aleyhine açılan dava sonucu kusurları olmadığı halde ... Genel Müdürlüğü’ne ödeme yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ödedikleri 8.641.498,82 TL"nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; ... Vakfı Gureba Hastanesi’nin 13/07/2005 tarihli yasa ile bakanlıklarına bağlandığını, 17/08/2006 tarihli protokol ile de ... Genel Müdürlüğü’ne devredildiğini, hastanenin tüm borç ve alacakları ile ... Genel Müdürlüğü’nce devralındığını, .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas sayılı dosyasında davanın konusunun ...’lı hastalara verilen hizmet bedeli alacağı olduğu, dolayısıyla idarenin bakanlıklarından talep edeceği ve rücu davasına konu olabilecek herhangi bir alacağın mevcut olmadığını, diğer yandan ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas sayılı dosyasında ... Hastanesi’nin ...’lı hastalar için verdiği hizmet nedeniyle doğan alacağının davalılardan tahsiline karar verildiğini, kararda teselsül ilişkisine dair hüküm bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; görevsizlik sebebi ile dava dilekçesinin reddine, dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 10.03.2015 tarihli, 2015/7454 Esas, 2015/7493 Karar sayılı ilamıyla "davacı ... Başkanlığı, 3533 sayılı kanunda gösterilen daire ve kuruluşlardan olmadığından, uyuşmazlığın çözümünde de hakem sıfatı ile mahallin yüksek dereceli hukuk hakimi görevli değildir. Davaya bakmak, genel mahkemelerin görevi içinde kalır. Öyle olunca mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir" gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, davanın kabulü ile, toplam 8.641.498,82 TL Kurum zararının 8.594.576,93 TL"sine ödeme tarihi olan 10/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 46.921,89 TL"sine ise ödeme tarihi olan 19/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta; davacı, ... Hastanesi’nin 5283 Sayılı Yasa kapsamında ...’na devredildiğini, ancak hastanenin 5283 Sayılı yasa kapsamında olmadığı için ... Genel Müdürlüğü tarafından bu devre itiraz edilmesi üzerine ... ile aralarında devir protokolü imzalandığını ve ... Hastanesi’nin 06.08.2016 tarihinde tüm alacakları ve borçları ile birlikte ... Genel Müdürlüğü bünyesine geçtiğini, ancak hastanenin 19.02.2005-06.08.2006 tarihleri arasında ...’na bağlı olarak işletildiğini, 5615 sayılı Kanunun geçici 3. maddesine göre ...’nın 01.05.2007 tarihli terkin protokolü ve bu protokole göre düzenlenen 2007/38 sayılı genelge uyarınca ...’nın, ...’na bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarından 31.12.2006 tarihine kadar sigortalılar için aldığı sağlık hizmetlerinden kalan borçlarının silindiğini, bu nedenle ... Hastanesi adına ... Genel Müdürlüğü’nün 01.01.2006-21.08.2006 tarihleri arasını kapsayan sağlık hizmetlerinden doğan 12.941.770,99 TL alacağını istemesi üzerine bu talebini reddettiklerini, bunun üzerine ... Genel Müdürlüğü tarafından kendileri ve ... aleyhine Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas sayılı dosyasında açılan davada 12.941.770,99 TL alacağın yarısını faizi ile birlikte dava dışı ... Genel Müdürlüğü’ne 8.641.498,82 TL olarak ödemek zorunda kaldıklarını, ancak 8.641.498,82 TL"dan terkin protokolü nedeniyle davalının sorumlu olduğunu beyan ederek 8.641.498,82 TL’nın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı taraf ise...Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas sayılı dosyasında davanın konusunun ...’lı hastalara verilen hizmet bedeli alacağı olduğu, dolayısıyla bakanlıklarından talep edilebilecek ve rücu davasına konu olabilecek herhangi bir alacağın mevcut olmadığını, diğer yandan ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas sayılı dosyasında davalılardan tahsiline karar verildiğini, kararda teselsül ilişkisine dair hüküm bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; 01.05.2007 tarihli "Terkin Protokolü” ve bu protokole göre düzenlenen 2007/38 sayılı Genelge uyarınca ..."nın, ...’na bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarından 31.12.2006 tarihine kadar sigortalılar için alınan sağlık hizmetlerinden kalan borçları terkin edilmiş olduğundan, davacı ..."nın; ne ...’na ne de ... Genel Müdürlüğü’ne, ... Hastanesinden alınan sağlık hizmetleri nedeniyle herhangi bir borcunun hukuken kalmadığını, zira burada önce ...’nın ...’dan alacaklı olduğu ve bu alacağın anılan protokol ile silindiği, esas alacaklı olan ... Genel Müdürlüğü’ne olan borcun sorumluluğunun ...’na geçtiği için davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak dava dışı ... Genel Müdürlüğü’nün bu davanın davacısı ve davalısı aleyhine ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ...’lı hastalara verdiği sağlık hizmeti bedelini tahsil için açtığı 12.941.770,99 TL alacak davasında; ... Valide Sultan ... Hastanesinin ... Genel Müdürlüğü tarafından işletilmekte iken 10.08.2000 tarih, 2000/1331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına devredilmiş olup, 5283 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile de aynı hastanenin 20.02.2005 tarihinde ...’na devredildiği, devre ilişkin düzenlenen hesap bakiyeleri incelendiğinde; devir mizanında gözüken bedelin davacı ... tarafından davalılara ödenmesi talep edildiği anlaşılmış olup, 01.01.2006-21.08.2006 tarihleri arasını kapsayan 13.10.2006 tarihli nizamda alacaklılar hesap kodunda gösterilen
12.941.770,99 TL bedelin davacı idareye ödenmesi gerektiği gerekçe gösterilmek suretiyle tarafların ... idaresine karşı sorumluluğuna karar verilmiş ve sorumluluk oranları gösterilmeksizin davalılardan tahsile dair hüküm Yargıtay denetiminden geçerek onanmıştır. Söz konusu hüküm bu dosyanın tarafları için kesin hüküm teşkil etmese de kuvvetli delil olduğu sabittir. Bu nedenle bu davanın taraflarının Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/20 Esas sayılı dosyasında verilen karardaki alacağın tamamından %50 sorumluluğunun kabul edilmesi yerinde olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.