3. Hukuk Dairesi 2020/1061 E. , 2020/2063 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki muarazanın men"i davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Eczanesi’nin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, eczanesinde ... Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2003/142 müteferrik kararı gereğince arama yapıldığını, yapılan aramada suç unsuruna rastlanmadığını, buna rağmen Bağkur İl Müdürlüğü’nün sağlık karnesi bulundurmaktan 60 gün süreyle ilaç vermesinin durdurulması ve resmi veya özel kurum ve kuruluşlarda yapılan tedavilerde kullanılan ilaçların fiyat kupürlerinin reçetelere eklenerek ya da benzeri şekilde fatura edilmesi, ayrıca sigortalı ve hak sahiplerine tedavileri süresince teslim edilmeyen ilaçların kupürlerinin kuruma fatura edilmesi nedeniyle sözleşmesinin 7 yıl süreyle feshine yönelik işlem tesis ettiğini, söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek cezai işlemin iptalini ve tazminat haklarının saklı tutulmasını talep etmiştir.
Davalı, davacı eczaneye ait karne, ilaç kupürü ve kupürü kesik ilaçların doktor sekreteri ... tarafından saklandığı sırada tespit edildiğini, alınan hasta ifadelerinden eczacının isnat edilen eylemleri gerçekleştirdiğinin anlaşıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne; 2003 yılı bağkur sözleşmesini V. Sözleşmenin feshini gerektiren hususlar bölümünü 1-h maddesi gereği uygulanan 60 gün süreyle ilaç vermesinin durdurulması ve 1-r maddesi gereğince uygulanan 7 yıl süreyle sözleşme feshi cezası uygulanmasına yönelik bağkur işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Somut uyuşmazlıkta; davacı, doktor Hikmet Aşkar’ın sekreteri olan ...’nun, muayenehanede doktorun haberi olmaksızın bulundurduğu 30 adet karne, 7 kutu içinde kupürleri kesik ilaçlar, 70 adet ilaç kupürü nedeniyle hakkında 2003 yılı Eczane sözleşmesinin V. Bölümünün 1.maddesinin (h) ve (r) bentlerine göre 60 gün süreyle ilaç vermesinin durdurulması ve sözleşmesinin 7 yıl süreyle feshine yönelik işlem tesis edildiğini, ancak bulunan sağlık karneleri, ilaç kupürleri ve kupürü kesik ilaçlarla bir ilgisinin olmadığını iddia ederek hakkında uygulanan cezai işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf ise davacı eczaneye ait karne, ilaç kupürü ve kupürü kesik ilaçların doktor sekreteri ... tarafından saklandığı sırada tespit edildiğini, alınan hasta ifadelerinden eczacının isnat edilen eylemleri gerçekleştirdiğinin anlaşıldığını beyan ederek
davacı hakkında uygulanan cezai işlemin taraflar arasındaki sözleşme ve ilgili yasal mevzuata uygun olduğunu savunmuştur. Mahkemece sözleşmenin 1-h maddesinin 2012 yılı ilaç temin protokolünde cezai şart hükümlerinden çıkarılması nedeniyle güncel uygulamada hükmü kalmadığı, yine 1-r maddesinde davacının ya da eczanesinde çalışan kişilerin sahte reçete düzenlettirmek suretiyle kamuyu zarara uğratma şeklinde somut bir eylem tespitinin yapılmadığı, bu itibarla davalı kurumca yapılan soruşturmadan eczacı ve eczane çalışanlarının kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak bir eylemde bulunduklarının tespit edilemediği, buna rağmen başkaları tarafından yapılan sahtecilik eylemlerinin eczaneye yükletilmesinin cezaların şahsiliği ilkesiyle bağdaşmadığı, bu itibarla düzenlenen 11/12/2015 tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirmelere de itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, doktor sekreteri ...’nun masasında ele geçirilen karneler içinde davacı eczacının kardeşine, annesine ve nişanlısının annesine ait karnelerin bulunması, ...’nun müfettişe verdiği ifadesinde polis tarafından ele geçirilen 30 karneden 21’inin ... Eczanesi’ne ait olduğunu ve ... Eczanesi’nin daha öncede polis araması yapılacağından kendisine saklaması için karne teslim ettiklerini beyan etmesi, karne sahipleri hastaların kurum müfettişi olan resmi memur önünde alınan beyanlarında ...’yu tanımadıklarını söylemeleri, sigortalılardan ...’nin karnelerini ... Eczanesi’ne bıraktıklarını anlatmaları, Hatta...’nin davacı eczacının “karneni bırak ben ilaçları yazdırtayım” dediğini beyan etmesi karşısında bu ifadelerin fiili durumu doğruladığı anlaşıldığından, yargılama aşamasında hastaların beyanlarını baskı altında verdikleri gerekçesiyle değiştirmelerine itibar edilemez. Hal böyle olunca davacının sözleşmeye aykırı davrandığının kabulü gerekir. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken işi yürürlüğe giren sonraki protokol hükümlerinin dava konusu uyuşmazlığa uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi için gerekirse konusunda uzman bilirkişi heyetinden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenler ile davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi