20. Hukuk Dairesi 2014/4566 E. , 2014/8298 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 05.05.2011 tarihli dava dilekçesi ile ... Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 1937 tarih ve 59 tahrir numaralı ile vergi kaydı bulunduğu ve taşınmazın kendi kullanımında olduğunu, kadastro çalışmalarında Hazine adına tesbit edilip kesinleştiğini belirterek, tapu kaydının iptali ile taşınmazın adına tapuya kayıt edilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davacının açmış olduğu davasının kabulü ile krokide (A) harfi ile işaretlenen 12033.77 m² kısmın iptali ile İsmail oğlu 01/07/1925 doğumlu davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline ve fen bilirkişi raporunun gerekçeli karara eklenmesine karar verilmiş, davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12.02.2013 günlü 2012/11268-2013/1187 sayılı bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "" Mahkemece, hükme esas alınan fen ve ziraat bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş isede yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Davacı zilyetliğe dayandığına ve dava konusu taşınmazın sınırında orman bulunduğuna göre, orman araştırması yapılmadan davacı yaranına zilyetlikle kazanım koşulları oluştuğu gerekçesiyle (A) harfi ile gösterilen bölümün tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Taşınmazın orman olup olmadığı ve hukukî durumunun öncesi itibariyle araştırılması gerekir. Bu nedenle; mahkemece, öncelikle orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı sorularak, yapılmış ise buna ilişkin tüm tutanaklar ile haritası, eski ve kadastro tesbitinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritaları, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman tahdidi yapılmış ise orman tahdidi ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli,
yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal - renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan duraksamaya yer vermiyecek kroki düzenlettirilmeli, yine hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazın bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, dava konusu ve çevre taşınmazlar hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 12.033,77 m²"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Tapulama Kanunun 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmaları 2004 yılında başlayıp 2005 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu, 2004 yılında yapılan arazi kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 13/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.