16. Hukuk Dairesi 2014/7642 E. , 2014/9364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSPİR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2006/146-2012/99
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında K. Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu .ada .parsel sayılı 936,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar Z.. P.. ve M.. P.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın 4/6 payının davacı Z.. P.. adına, 2/6 payının ise davacı M.. P.. miras bırakanı K. P. adına tescili istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli .ada.parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının K.P. 2/3 payının Z.. P.. adına tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle edinmeye elverişli yerlerden olup davacılar yararına iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde dinlenilen yerel bilirkişiler ile tespit bilirkişileri, uzman fen bilirkişisinin raporunda (A) harfi ile işaretlediği yerin haricindeki taşınmaz bölümünün kök murisler İbrahim, Osman ve Ömer"e ait olduğunu, ölümleri ile taşınmazın İbrahim"in oğlu Karabey"e, Osman"ın oğlu Mehmet"e ve Ömer"in oğulları Zeki ve Bekir"e kaldığını, bu 4 kişinin hissesi olduğunu, 60 yıldır bu kişilerce ekildiğini beyan etmişlerdir. Uzman fen bilirkişinin raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün dava dışı . ada . parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişilerinin beyanları ile iddia arasındaki çelişki giderilmemiş, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne sebeple kaldığı aydınlatılmamış, davacılara ne sebeple 4/6 payının davacı Zeki, 2/6 payının ise davacı Mustafa murisi Karabey terekesi adına tescilini istedikleri açıklattırılmamıştır. Yetersiz inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, davacı tarafa ne sebeple paylı olarak tescil talebinde bulundukları açıklattırıldıktan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif icra edilmeli, yapılacak keşifte, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmazı kimin ne kadar süreyle ve ne şekilde kullandığı, tarafların ortak miras bırakanından kalıp kalmadığı, ortak miras bırakana ait ise mirasçıları arasında paylaşım olup olmadığı, paylaşım yapılmış ise tüm mirasçıların veya yasal temsilcilerinin katılıp katılmadığı, kime neresinin düştüğü, kimin ne zamandır ve ne sıfatla taşınmazlara zilyet olduğu, duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, tespite aykırı sonuca varılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporuyla denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, ziraat bilirkişisinden taşınmazın niteliği ve kullanım durumu konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, bu şekilde çekişmeli taşınmazdaki tasarruf durumu kesin olarak tespit edilmeli, bundan sonra, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, yargılama sırasında öldüğü anlaşılan davacı Z.. P.. ile davacı Mustafa murisi olduğu beyan olunan Karabey"in mirasçıları tespit edilip kimin adına hangi paylarla tescile karar verildiği belirtilmeden ölü kişiler adına tescile karar verilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nednelerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.