3. Hukuk Dairesi 2020/75 E. , 2020/2082 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; 10.12.1999 doğumlu davacı ..."ın, 21.10.2006 tarihinde evlerinin yakınında bulunan enerji nakil hattı direğine tırmandığı sırada elektrik çarpması sonucu yaralandığını, davalının elektrik direğine çıkışı engelleyici gerekli tedbirleri almadığı ve direk üzerine hiç bir uyarıcı levha koymadığından olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunu belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 19.000,00 TL maddi tazminat, davacı ... için 15.000,00 TL, anne Hatice için 2.000,00 TL, baba Durmuş Ali için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 19.000,00 TL manevi tazminat ile müstakbel zararlar için 2.000,00 TL, baş, alın ve boğazda meydana gelen kalıcı izlerin giderilmesi için gerekli olacak estetik operasyonlar için 1.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 41.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişler, 24.12.2013 tarihli ıslah dilekçeleriyle, maddi tazminat taleplerini 77.883,68 TL artırarak, 96.883,68 TL"ye çıkarmışlardır.
Davalı; enerji nakil hattının mevzuata uygun olarak tesis edildiğini, direk üzerinde korkuluk ve ikaz levhasının mevcut olduğunu, olayın küçüğün emniyet mesafesini ihlal etmesinden kaynaklandığını, küçüğün anne ve babasının bakım ve gözetim görevini yerine getirmemelerinden olayın meydana gelmesinde kusurlu olduklarını ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 04.06.2015 tarih ve 2014/15175 Esas - 2015/10227 Karar sayılı ilamı ile; davacı ..."ın maluliyet oranına ilişkin Adli Tıp Kurumundan, kusur durumuna ilişkin ise önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri de giderecek biçimde, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, önceki hüküm gibi davanın kabulü ile, davacı
... için 96.883,68 TL maddi tazminatın, 19.000,00 TL"sinin 21.10.2006 olay tarihinden, 77.883,68 TL"nin 24.12.2013 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davacı ... için 15.000,00 TL, anne Hatice için 2.000,00 TL ve baba Durmuş Ali için 2.000,00 TL manevi tazminatın 21.10.2006 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair kararın, yine davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine bu defa da Dairemizin 02.05.2017 tarih ve 2016/11869 Esas - 2017/6320 Karar sayılı ilamı ile; davacı ..."ın maluliyet oranına ilişkin Adli Tıp Kurumundan denetime elverişli rapor alınmadan hüküm kurulduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Adli Tıp Kurumunun davacı ..."ın olay nedeniyle %8.1 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği yönündeki raporu doğrultusunda hazırlanan 13.02.2019 tarihli aktüarya bilirkişisinin raporuna istinaden davanın kısmen kabulü ile, davacı ..."ın 43.781,87 TL maddi tazminatın, 19.07.2007 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davacı ... için 15.000,00 TL, davacı ... için 2.000,00 TL ve davacı ... için 2.000,00 TL manevi tazminatın 21.10.2006 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacıların tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacıların faiz başlangıcına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Haksız fiilden doğan tazminat davalarında faizin başlangıcı, haksız fiil tarihi olup, temerrüd için ihtar zorunluluğu yoktur.
Bu durumda, mahkemece, davacıların talebi gözetilerek hükmedilen maddi tazminata olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 2. fıkrasında yer alan "dava tarihi olan 19/10/2007" ibaresinin çıkarılmasına, yerine "haksız fiil tarihi olan 21.10.2006" yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.