Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, tahliye, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile katılma yoluyla davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmaza ve ortak yerlere elatmanın önlenmesi, tahliye ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kat mülkiyeti kurulu, 738 parsel sayılı taşınmazdaki 2, 3, 6 ve 7 nolu konutların davacı adına, aynı yer 1 nolu konutun ise davalı adına kayıtlı olduğu, yargılama sırasında davalının taşınmazını 14.07.2010 tarihinde dava dışı şahsa satarak devrettiği ve taşınmazdan ayrıldığı, davacıya ait 2 ve 3 nolu konutların eklentileri yönünden sicil kayıtlarında şerhlerin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, 2 ve 3 nolu meskenlerine ait depolar ile ortak alanları davalının haksız yere işgal ederek kullandığını, noter kanalı ile ihtarname gönderdiği halde sonuç alamadığını, bu konuda asliye ceza mahkemesinde açılan davanın da derdest olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise; davacının rıza göstermesi sebebi ile fiilen bölünmeyen ve kömürlük olarak kullanılan alana diğer apartman sakinlerı ile birlikte odunlarını koyduğunu, zaten taşınmazını da satması sebebi ile ilgisinin kalmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının çekişme konusu yerlere müdahalesini sonlandırdığı gerekçesi ile konusuz kalan elatma ve yıkım istekleri yönünden karar verilmesine yerolmadığına, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, karar her iki tarafça temyiz edilmiştir.
Ne var ki, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Şöyle ki; çekişme konusu taşınmazın onaylı projesinin temin edilmediği, mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişiden alınan rapor ekindeki krokinin denetime elverişli olmadığı, özellikle düzenlenen krokide, davacıya ait 2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin davaya konu yapılan eklentilerinin sınırları ile apartmanın ortak alanı olduğu belirtilen bölümlerinin krokide ayrıntılı gösterilmediği, davalının davacının taşınmazlarının eklentilerine ve ortak alanlarına ecrimisile konu yapılan tarihlerde müdahalesinin olup olmadığı, müdahalesi sözkonusu ise hangi tarihten itibaren hangi bölümü ne şekilde tasarruf ettiği hususlarında tanıkların etraflı beyanlarının alınmadığı, davalının, bir kısım yerleri davacının rızası ile kullandığını savunduğu halde, bu husus üzerinde durulmadığı, öte yandan davacının bildirdiği Demirköy Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/57 Esas sayılı dava dosyası ile Demirköy Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/42 Esas sayılı dosyası içerisinde varsa bilirkişi raporları ile tanık beyanlarının irdelenmediği, davacının davalıya gönderdiğini bildirdiği ihtarname ve eklerinin de temin edilip incelenmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, öncelikle tarafların dayandıkları mahkeme dosyaları, ihtarname ve ekleri ile çekişme konusu parselin onaylı projesinin eksiksiz olarak evrak arasına alınması, mahallinde yeniden keşif yapılarak dava konusu yapılan bölümlerin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesinden sonra tarafların bildirdikleri tanıkların bilgilerine yeniden başvurularak, dava tarihi itibariyle çekişmeli yerleri kimin ne şekilde tasarruf ettiği, davalının müdahalesi sözkonusu ise davacının muvafakati ile kullanıp kullanmadığı hususlarında etraflı beyanlarının alınması, keşifte görev yapan teknik bilirkişilerden yukarıda değinilen hususları yansıtır şekilde denetime elverişli rapor alınması, toplanan delillerin toplanacak delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı vekili ile hükmü katılma yolu ile temyiz eden davalının belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.