7. Ceza Dairesi 2018/17635 E. , 2021/6408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği itibarıyla sanığın eyleminin 5752 sayılı Yasa ile değişik 4733 sayılı Yasanın 8/4.fıkrası kapsamında kaldığı düşünülmeden 5607 sayılı Yasaya muhalefetten yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre;
1. Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın ilgili hükümleri (5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2) somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih ve 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı ilamlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 25.05.2011, iddianame düzenleme tarihinin ise 06.07.2011 olduğu,
UYAP kayıtlarında yapılan incelemeye göre; sanık hakkında İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesinde aynı tür suçtan açılan ve halen derdest olan mahkemenin 2020/288 esas sayılı dosyasında da, suç tarihinin 17.05.2015, iddianame tarihinin 30.06.2011 olduğu gözetilerek,
UYAP kayıtlarında yapılan incelemeye göre; sanık hakkında, Dairemizin 06/06/2016 tarih 2016/7976 K. sayısı ile reddine karar verilen İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/640 (E) ve 2014/414 (K) sayılı dosyasında suç tarihi 02.05.2011, iddianame tarihinin 31/05/2011 olduğu ve sanığa 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçundan mahkumiyet kararı verildiği ve 06/06/2016 tarihinde kesinleştiği gözetilerek ,
Sanığın üzerine atılı eylemlerin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanığın eylemlerinin TCK 43. madde kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından sanık hakkında dosyaların incelenip, gerektiğinde derdest dosyanın birleştirilerek, kesinleşen dosyanın ilgili belgelerin örneklerinin dosya arasına konulması ve eylemlerinin TCK.nun 43. maddesi kapsamında değerlendirilmesi halinde kesinleşen cezanın mahsubuna karar verilmesinin düşünülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3. Suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi’nin davaya katılmasına karar verilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.