20. Hukuk Dairesi 2014/4736 E. , 2014/8414 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü ... ada ... parsel sayılı 10039,98 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, çekişmeli parselin bulunduğu yerde bir kilisenin mevcut olduğunu, çekişmeli parsel ve çevresinin mütegayyip kişilerden kaldığını iddia ederek, tesbitin iptali ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın kadastro tesbitinin iptaline ve Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/01/2012 gün ve 2011/16390 - 2012/216 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, yöreye ait eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile yöreye ait sonraki tarihlerde çekilen hava fotoğrafları ve memleket haritaları, var ise mera nitelikli tapu kaydı ve vergi kaydı ile tahsis kararları ilgili yerlerden getirtilmeli, yöreyi bilen ve aynı köyden olmayan yeterince yaşlı yerel bilirkişilerin isimleri yöntemince saptanıp, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat uzmanı bilirkişi, bir harita mühendisi ve bir ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen memleket haritaları, amenajman planları ve hava fotoğrafları çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritalarının ve hava fotoğraflarının ölçeği kadastro
paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de bu harita ve fotoğrafların ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli parselin konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar ve hava fotoğrafları üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı,
Varsa mera nitelikli tapu ve vergi kayıtları ile Hazine adına idari yoldan oluşan tapu kayıtları yeterince yaşlı yerel bilirkişiler vasıtasıyla uygulanarak çekişmeli parselin bu kayıtların kapsamında kalıp kalmadığı, mera sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, parselin mera sayılan yerlerden olup olmadığı, imar ihya edilip edilmediği edildi ise tarihi ve ne şekilde edildiği, yapılan işlemlerin imar-ihya olarak kabul edilip edilmeyeceği, imar - ihyanın ne zaman bittiği ve bu tarihten sonra kimin tarafından ne şekilde kullanıldığı, bu kullanım şeklinin taşınmazın ekonomik amacına uygun olup olmadığı belirlenip, bu yolda bilimsem veriler içeren rapor alınmalı; aynı hususlarda zilyetlik tanıkları da taşınmaz başında dinlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, (muris) yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. " denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, taşınmazın tesbitinin iptali ile ham toprak vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 14/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.