3. Hukuk Dairesi 2013/12720 E. , 2013/14452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescili davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm bir kısım karşı davalılar vekili Av.Sedat Sami Taşdelen tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dilekçesinde; müvekkilleri... ve....’ın ... İlçesi .... Mahallesi 1900 ada 14 parselde kayıtlı bulunan taşınmazı 14.06.2007 tarihinde satın aldığını, taşınmazın önceki malikleri ile davalı... arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tapuya şerh verilmiş bulunduğunu, ancak davalı yüklenicinin sözleşmenin gereklerini yerine getirmediğini, diğer davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün ise gerekli incelemeyi yapmadan sözleşmeyi tapuya şerh ettiğini ileri sürerek; tapu kaydındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin terkinini talep etmiştir.
Davalı.... vekili cevap dilekçesinde; davacıların tapu kaydındaki şerhi bilerek taşınmazı satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiş, karşı davasında ise; taşınmazın öncesinin davalılar...,... ve ...’e ait olduğunu, bu kişilerle müvekkili arasında 15.07.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunduğunu, ancak bu kişilerin 14.06.2007 tarihinde taşınmazı asıl davanın davacıları (karşı davanın davalıları)... ve...’a tapudan sattığını, bu kişilerle yeni sözleşme yapma olanağı bulunmadığını ileri sürerek; imar uygulamasıyla 1900 ada 14 parsel sayısını alan taşınmazın tapu kaydının tekrar eski malikleri adına tescilini, olmadığı takdirde müvekkilinin yaptığı giderler karşılığı 60.000 TL ile kar kaybı mahrumiyeti zararının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Karşı davaya cevap veren davalılar ... ..., ... ... ve .. .. vekili; süresinde inşaata başlamayarak müvekkillerine zarar veren karşı davacı yüklenicinin, bir zararı var ise buna katlanması gerektiğini savunarak karşı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi şerhinin terkinine, karşı davanın kısmen kabulü ile bilirkişice hesaplanan yüklenici harcamaları toplamı 27.016 TL. nin davalılardan ... ve ...’ten tahsiline, diğer davalılar hakkında açılan davanın ise karşı davanın ancak asıl davanın davacısına karşı açılacak olabilmesi nedeniyle reddine dair verilen hüküm; asıl davanın davacıları ve karşı davanın davalılarından ... ve ..., davalı ve karşı davacı ... ile davalı Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 31.03.2009 günlü ve 2009/1208 E. 2009/4056 K. sayılı ilamı ile davalı ve karşı davacı ...’in bütün temyiz itirazlarının reddine, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle yapılan harcamalardan sözleşmenin tarafı olmayan sonraki malik ... ve ...’in sorumlu tutulması olanağının bulunmadığı, şerhin terkini hakkındaki davada husumet düşmeyen Tapu Sicil Müdürlüğü hakkındaki davanın ise reddedilmesi gerektiğinden bahisle; hükmün, ... ve ... ile Tapu Sicil Müdürlüğü lehine bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece; Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddine, şerhin terkini ile ilgili olan asıl davanın kesinleşmiş olması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın davalılar...,.... ve ...... açısından kısmen kabulü ile 17.781,37 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak karşı davacıya verilmesine, diğer davalılar ... .. ve... hakkında açılan karşı davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm karşı davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Açılmış ve görülmekte olan bir (asıl) davada davalının, aynı mahkemede (ve aynı dosyada) davacıya karşı açtığı davaya, karşı dava (mukabil dava) denir.
Karşı dava, süresi içinde asıl davanın görülmekte olduğu mahkemede, davalı (karşı davacı) tarafından asıl davacıya (karşılık davalıya) yönelik olarak, asıl davanın davacısı, karşı davanın davalısı olarak gösterilerek açılır. Asıl davada taraf (davacı) olmayan üçüncü kişilere karşı açılamaz; açılmışsa mahkeme, üçüncü kişiye karşı açılmış olan karşı davayı nazara almadan, yalnız asıl davayı inceleyip karara bağlar. (Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı sf. 546, 551, Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt 3 sf. 2782).
Somut olayda; karşı dava, asıl davanın davacıları olan ... ve ... ile birlikte asıl davada davacı olarak yer almayan ..., ... ve Savaştan aleyhine açılmış olup yerel mahkemece bozmadan önce verilen hükümde karşı davalılar Hatice, Dicle ve Savaştan aleyhine açılan davanın, karşı davanın ancak asıl davanın davacılarına karşı açılacak olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, karşı davacı tarafından sadece asıl dava olan şerhin terkini istemi yönünden temyiz edildiğinden red kararı temyiz süresinin sona ermesi ile birlikte kesinleşmiştir. Bir an için, karşı davalının red kararını da temyiz ettiği kabul edilse bile sonuç değişmeyecektir. Zira Yargıtay 14. Hukuk Dairesi yukarıda açıklanan ilamı ile karşı davacının bütün temyiz itirazları reddedilmek suretiyle temyiz incelemesini davacılar (karşı davalılar) ... ve ... ile davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün temyiz itirazlarına hasretmiştir.
Bu durumda; mahkemece, asıl davada davacı olmayan karşı davalılar ..., ... ve ... hakkındaki davanın reddi kararının kesinleşmiş olduğu gözetilerek; bu konuda karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.