(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2017/8891 E. , 2020/2189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesi ile ... ilçesi, ... kasabasında kain, sınırlarını bildirdiği yaklaşık 10 dönümlük tarlanın Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile 27.12.2007 tarihli fen bilirkişi raporunda (F) harfi ile gösterilen 966,29 m2, (B) harfi ile gösterilen 7921,45 m2, (E) harfi ile gösterilen 129,61 m2 ve (C) harfi ile gösterilen 8029,75 m2"lik kısmın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 27.02.2014 tarih ve 2013/10457 Esas, 2014/2505 Karar sayılı ilamı ile “Mahkemece her ne kadar davanın kabulüne karar verilmişse de, mahkeme kararından sonra kadastro müdürlüğü tarafından dosya içine gönderilen 19.07.2013 tarihli müzekkerede dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmazlar hakkında 4478, 4491 ve 858 ada 4, 858 ada 5 parsel sayısı ile sınırlandırma ve tesbit yapıldığı, düzenlenen kadastro tutanaklarının ise taşınmazların davalı olduğundan bahisle kadastro mahkemesine gönderildiği belirtilmiş olup, bu durumda, 3402 sayılı Kanunun 25 ve 26. maddeleri gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağından davaya kadastro mahkemesinde bakılmalıdır.” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Bozmaya uyulmasının ardından Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı tanzim edilerek taşınmazların 4478 parsel, 4491 parsel, 858 ada 4 ve 5 parsel numaralarını aldığından Kadastro Kanununun 27. maddesi gereğince mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kadastro mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, dava konusu Mahmutlar beldesi (mahallesi) 4491 parsel sayılı 8131,33 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tarla vasfıyla beyanlar hanesine " üzerindeki sınırlandırma krokisindeki (C) harfi ile gösterilen tek katlı kargir ev ve (A) ve (B) harfleri ile gösterilen iki adet ahırın Mustafa oğlu ..."a aittir" açıklaması yazılarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, Mahmutlar beldesi (mahallesi) 4478 parsel sayılı 8055,05 m2 yüzölçümündeki taşınmazın muz bahçesi vasfıyla Mustafa oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, Mahmutlar beldesi (mahallesi) 858 ada 4 parsel sayılı 106,54 m2 yüzölçümündeki taşınmazın beyanlar hanesine "üzerindeki havuz Mustafa oğlu ..."a aittir" açıklaması yazılarak ham toprak vasfıyla
Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu olmayan Mahmutlar beldesi (mahallesi) 858 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağı ve dayanaklarının olağan kadastro işlemlerinin tamamlanması için kadastro birimine iadesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dairenin 30/03/2017 gün ve 2015/12375 E. - 2017/2622 K. sayılı ilamıyla “Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; 4721 sayılı Medeni Kanunun 713/3. maddesi uyarınca, tescil davaları Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılmalıdır. 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile Antalya Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş; bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır. Bu nedenle, büyükşehir sınırları içinde yer alan Mahmutlar Kasabasının tüzel kişiliği sona ermiş olup, 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası uyarınca, yerine, bağlı bulunduğu Alanya İlçe Belediye Başkanlığı geçmiştir. Bu durumda, 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, ... kasabasının bağlı bulunduğu ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Alanya Belediye Başkanlığının huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Taraf sıfatı 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmasızın re"sen gözetilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
... ili, ... ilçesi, ... köyü/mahallesi 858/4 ada/parsel sayılı 106,54 m2 yüzölçümündeki taşınmazın beyanlar hanesine üzerindeki havuzun ... oğlu ..."a aittir açıklaması yazılarak ham toprak vasfıyla ... adına tespit ve tesciline; 4491 parsel sayılı 8131,33 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tarla vasfıyla beyanlar hanesine üzerindeki sınırlandırma krokisindeki (C) harfi ile gösterilen tek katlı kargir ev ve (A) ve (B) harfleri ile gösterilen iki adet ahırın ... oğlu ..."a aittir" açıklaması yazılarak ... adına tespit ve tesciline; 4478 parsel sayılı 8055,05 m2 yüzölçümündeki taşınmazın muz bahçesi vasfıyla ... oğlu ... adına tespit ve tesciline, 858 ada 5 parsel sayılı taşınmazın olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro birimine iadesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Kadastro Kanununun 27. maddesi gereğince genel mahkemeden kadastro mahkemesine aktarılan tescil davasıdır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre dava konusu taşınmazların uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmıştır.
4478 sayılı parsel bakımından adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, 858 ada 4 sayılı parsel bakımından oluşmadığı; 4491 sayılı parsel bakımından ise davacının Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı 1986/834 E. - 1991/263 K. sayılı tescil davasının mahkemece dava tarihine kadar Kanunun öngördüğü 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle reddedilip 05.07.1993 tarihinde kesinleştiği, söz konusu dosyada dava konusu ettiği taşınmazın 4491 sayılı parsel olduğu anlaşıldığına göre Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 26.01.2007 gün ve 2005/1-7 sayılı kararında değinildiği gibi “4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 713. maddesinin 1 ve 2. fıkraları gereğince açılan tescil davasının süre yönünden reddedilmesi halinde; aynı yerle ilgili olarak açılan 2. davanın olumlu sonuçlanabilmesi için, ilk kararın kesinleşmesinden itibaren
taşınmaz üzerindeki zilyetliğin davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla yeniden 20 (yirmi) yıl sürmesi gerektiği”, oysa; kararın kesinleşmesinden sonra 20 yıllık zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığı belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı asilin yapılan keşifte 858 ada 5 sayılı parsele ilişkin davasının bulunmadığı beyanı karşısında taşınmazın dava konusu edilmediği anlaşıldığına ve mahkemece kadastro tutanak aslının olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; tarafların temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden ve Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 25/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.