3. Hukuk Dairesi 2013/12050 E. , 2013/14470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tüketici hakem kurulu kararına itiraz davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığınca davalının başvurusu üzerine verilen 13.06.2012 tarih ve 2012/83 sayılı kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek; bu kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacı şirket tarafından dağıtımı yapılan elektrik enerjisinin abonesi olduğunu, faturalarını düzenli olarak ödediğini, kaçak elektrik kullanmadığını, buna rağmen davacı şirket tarafından faturalarına kayıp-kaçak bedeli yansıtılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; faturada yer alan kayıp-kaçak bedellerinin, kaçak elektrik kullanmayan tüketiciye yansıtılmasının ve enerji nakli sırasında meydana gelen kaybın tüketiciden tahsil edilmesinin hakkaniyete aykırı olup, temel tüketici haklarını ihlal ettiği, tüketicinin kullanımı dışındaki ücretlerin tüketiciye ödettirilmesinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; kararın kesin olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin temyiz talebi reddedilmiş; bunun üzerine davacı vekili 27.03.2013 havale tarihli dilekçe ile temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararı temyiz etmiştir.
Dava, davalının başvurusu üzerine Tüketici Sorunları Hakem Heyetince abonelerden alınmakta olan kayıp-kaçak bedellerin alınmaması, alınanların iadesi, tüketicinin elektrik enerjisini kullandığı süre içinde bu bedellerin tüketiciye yansıtılmamasına dair kararın iptali talebiyle açılmıştır.
Her ne kadar mahkemece; 4077 sayılı kanunun 22/5 maddesi gereğince kararın kesin olduğu belirtilerek, davacı vekilinin temyiz istemi reddedilmiş ise de; ortada tüm aboneleri ilgilendiren toplu bir uyuşmazlık bulunduğu için kararın kesinlik sınırının dışında kaldığı açıktır.
Kesin olmayan bir kararın mahkemece kesin olarak verildiği belirtilmek suretiyle kararın temyizine ilişkin dilekçenin kararın kesin olduğundan bahisle red edilmesi yok hükmünde olup, hukuki sonuç doğurmaz. Kesin olmayan bir karara mahkemenin kesin ibaresini koyması o kararın kesin olduğu anlamına gelmez.
Hal böyle olunca dairemizce; kararın kesin olmadığı kanaati ile temyiz dilekçesinin reddine dair mahkemece verilen 26.02.2013 tarihli 2012/412 E.; 2012/509 K. sayılı ek kararın kaldırılarak, temyiz isteminin incelemesine karar verilmiştir.
Somut olayda iptali talep edilen .... Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı"nın 13.06.2012 tarih 2012/83 nolu kararı incelendiğinde; faturalara yansıtılan kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi hizmeti ve dağıtım bedellerinin yasal faizi ile tüketiciye ödenmesine, tüketicinin elektrik enerjisi kullandığı süre içerisinde anılan bedellerin tüketiciye yansıtılmamasına karar verildiği görülmektedir.
Kayıp-kaçak bedeli 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun geçici 9.maddesinde “ulusal tarife” adı altında ... tarafından belirlenerek uygulanmaktadır. Davalının da dahil olduğu lisans sahibi şirketler bu tarifeleri uygulamak zorundadır. Lisans sahibi şirketler tarifeyi değiştiremeyeceği gibi tarife kapsamında düzenlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamaz. Dolayısıyla davacının tarifeleri uygulamama ve kayıp-kaçak bedelini tüketiciden tahsil etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmamaktadır. Tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp-kaçak bedeli perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almakta, bu bedelin belirlenmesi için alınan kurul kararı ..."nun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlamaktadır.
Kurulun kararlarının iptali için yetkili idare mahkemesinde her zaman dava açılabilir ancak tarifeye ilişkin kurul kararı iptal edilmediği sürece geçerliliğini korur.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda davanın kabulü cihetine gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.