20. Hukuk Dairesi 2014/6608 E. , 2014/8530 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2014
NUMARASI : 2014/32-2014/134
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
S. İlçesi, M. Mahallesi .parsel sayılı taşınmaz, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında bahçe niteliğiyle, beyanlar hanesinde taşınmaz üzerindeki 1 katlı binanın 1990 yılında beri M.. B.."ın kullanımında olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı gerçek kişi, dava konusu parselin eksik olarak tesbit edildiği iddiasıyla, kadastro mahkemesine dava açmıştır. Mahkemece; davanın reddine ve . nolu parselde kain taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.03.2013 tarih ve 2012/13740 E. - 2013/2782 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği ve bilirkişi raporuna ekli krokide 380,38 m² yüzölçümünde gösterilen taşınmaz hakkında kullanım kadastro tutanağı düzenlenmediği, bu kısmın 2/B"ye konu edilmeyen orman tahditi içinde kaldığı, hal böyle olunca; mahkemece, görevsizlik kararı ve dava konusu olmadığı anlaşılan . parsel sayılı taşınmazın tutanak aslının olağan yolla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi” gerektiğine değinilmiştir.
Yargıtay bozma kararı sonrası kadastro mahkemesince davanın görev yönünden reddine, dava konusu M. Mahallesi .parsele ait tutanak aslının tespit gibi tescil yapılmak üzere S.Tapu Müdürlüğü"ne gönderilmesine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi sonrasında asliye hukuk mahkemesine gönderilen davada mahkemece davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 11. T.sani 1942 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanuna göre 08.07.1982 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece 3402 sayılı Kanun 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan tespit çalışmaları sırasında taşınmazın 2/B"lik alanda kalan 58,77 m2"lik kısmının .parsel sayısı ile bahçe vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiği, beyanlar hanesine davacı lehine şerh verildiği, davacının kullanımında olan 380,38 m2"lik yerin ise Kavaklı Devlet Orman sınırları içinde kalması nedeniyle 2/B uygulama alanı dışında kaldığı, orman sınırları içinde kalan yerin davacı adına tespitinin mümkün olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur.
Şöyle ki; mahkemece dava konusu taşınmaz için yapılan çalışmalara ait belge ve kayıtların tümü dosya arasına alınmadığı gibi taşınmaz başında orman bilirkişi marifetiyle keşif yapılmadan, taşınmaza ait tüm kayıtlar zemine uygulanıp konumu gösterir denetime elverişli rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
O halde mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde daha önce yapılan tahdid ve aplikasyon çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin ve dava konusu taşınmazın dosya arasında bulunan tapu kaydı sureti de yazılacak müzekkereye eklenmek sureti ile tapu müdürlüğünden dava konusu taşınmazın bulunduğu alanı komşuları ile birlikte gösterir kadastro paftasının ve tapu kaydı ile yenileme kadastrosu ile ilgili tüm kayıtların dosya arasına alınmasından sonra daha önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde haritaları ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların orman kadastrosu ve aplikasyon hattına göre konumu, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle gösterecekleri rapor düzenlemeleri sağlanmalı ve taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kalıp kalmadığı belirlenerek oluşacak sonucu göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/10/2014 günü oy birliği ile karar verildi.