16. Hukuk Dairesi 2014/6919 E. , 2014/9615 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında bir bölümü 129 ada 126 parsel sayılı ham toprak niteliğinde Hazine adına tespit edilen, bir bölümü ise tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendisi ile kardeşleri ... ve ... adlarına tescil istemiyle Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır. Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sırasında, tespit harici bırakılan bölüm hakkındaki dava yönünden görevsizlik kararı verilerek dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın asıl davacılar yönünden reddine, müdahil ... yönünden kabulüne ve 129 ada 126 parsel sayılı taşınmazın 16.05.2012 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen 1.434,48 metrekare yüzölçümündeki bölümü ile, tespit harici bırakılan ve aynı raporda (B) harfiyle gösterilen 5.364,41 metrekare yüzölçümündeki bölümün müdahil ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
1- 129 ada 126 parsel sayılı taşınmazın (A) bölümü yönünden yapılan temyiz incelemesinde; 09.05.2012 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen ve 129 ada 126 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılan bölüm hakkında davacılar ... ve arkadaşları tarafından Kadastro Mahkemesinde tespite itiraz davası açılmıştır. Aynı davada tespit harici bırakılan bölüme yönelik dava tefrik edilerek, görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, 129 ada 126 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise, dava, reddedilip taşınmazın tespit gibi tescil edilmiş olması karşısında 129 ada 126 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve (A) harfiyle gösterilen bölüm görevsizlik kararıyla gelen dava kapsamında olmadığından eldeki dava yönünden dava konusu değildir. Her ne kadar ... çekişme konusu taşınmaz bölümü hakkında tapu iptali ve adına tescil istemiyle müdahale talebinde bulunmuş ise de hakkında dava bulunmayan taşınmaz veya taşınmaz bölümleri hakkında davaya katılmak mümkün olmadığı gibi yargılama sırasında dava kapsamına alınması da mümkün değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun
29.06.2011 gün ve 2011/1-364-453 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı gibi, hakkında dava açılmayan bir yerin dahili dava yoluyla dava kapsamına dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi, ıslah yoluyla dahi davaya ithaline ve davalı hale getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca hakkında usulen açılmış bir dava bulunmayan (A) bölümü yönünden, esasa ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
2- Fen bilirkişisi raporunda (B) harfiyle gösterilen ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan bölüme yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; mahkemece çekişme konusu taşınmaz bölümü hakkında katılan ... lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu kabul edilmek suteriyle hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 14. maddesinde aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak bir kimsenin sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar taşınmaz mal iktisap edebileceği öngörülmüştür. Gerek mahkemece dosyaya getirtilen gerekse Dairemizce dosyanın geri çevrilmesi sonucu dosya arasına konulan belgelerden davacılar ... ve arkadaşları adına belgesizden tespit gördüğü ve kesinleşen taşınmazların toplam miktarının 100 dönümün üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar adına tespit ve tescil edilen taşınmazların edinme sebebinde ... tarafından 1999 yılında hibe edildiği bildirilmekte olup davacılar adına tespit ve tescil edilen taşınmazlar bakımından davacıların kendi adlarına müstakilen 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından katılan ..."ın eklemeli zilyetliğinden istifade ettikleri ve davacılar adına tespit ve tescil edilen bu taşınmazların ... yönünden de miktar sınırlandırmasında dikkate alınması gerekeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca katılan ... adına tespit edilen taşınmazlar toplamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen miktar kısıtlamasının üstünde olduğundan davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.