3. Hukuk Dairesi 2020/98 E. , 2020/2143 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı nezdinde aboneliği bulunduğunu, davalı şirket personelinin yaptığı kontrol sonrasında eski sayacın yerinden sökülerek yerine uzaktan okumalı sayaç takıldığını, 26.06.2014 tarihinde görevliler tarafından sayacın okunamadığı belirtilerek tekrar kontrole gelindiğinde elektrik panosu üzerindeki tekstil makinesi anahtarının daha az kayıt yapma amacıyla konulduğu gerekçesiyle kaçak elektrik tutanağı düzenlendiğini, elektrik sayacının da incelenmek üzere söküldüğünü, akabinde 22.07.2014 son ödeme tarihli 292.958,50 TL bedelli ve aynı tarihli 20.741,00 TL bedelli iki adet kaçak elektrik faturası düzenlendiğini, elektriğin kesilmesi tehdidi karşısında 23.07.2014 tarihinde faizi ile birlikte 20.752,43 TL ödediğini ileri sürerek, dava sonuna kadar elektrik kesintisinin yapılmaması yönünde tedbir kararı verilmesini ve 22.07.2014 son ödeme tarihli, 292.958.50 TL ve aynı tarihli 20.741 TL bedelli iki adet elektrik faturası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 20.752,43 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesiyle; dava konusu faturaların iptali ile, bu faturalar sebebiyle dava tarihinden sonra taksitler halinde ödediği 316.706,12 TL ana para, 30.481,07 TL gecikme zammı ve 5.486,61 TL gecikme zammı KDV si olmak üzere toplam 352.673,80 TL’ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davacının iş yerindeki eski sayacın yeni tip uzaktan okumalı sayaç ile değiştirildiğini, değişim sonrasında modem arızası sebebi ile yapılan kontrolde sayacın kayıt yapmadığının anlaşıldığını bunun üzerine davacının işyerine kontrol amacıyla tekrar gidilerek dava konusu sayacın incelendiğini, inceleme sırasında sayacın eksik kayıt yapması için sayaca mıknatıs çubuğun iliştirildiğinin tespit edildiğini, kaçak elektrik tutanağı düzenlendiğini ve sayacın laboratuara gönderildiğini, labaratuvar incelemesi neticesinde, sayaca yüksek manyetik alan uygulanarak ölçüm devrelerine müdahale edildiğinin tespit
edildiğini, kaçak işlemi ve buna dayalı yapılan tahakkukların EPDK yönetmeliğine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sayaçlara manyetik müdahale olmadığı, sayaçların tüketimleri doğru kaydettiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 352.673,80 TL"nin 26.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 01.10.2018 gün, 2016/22485 esas, 2018/9326 karar sayılı ilamı ile “ ...somut uyuşmazlıkta kaçak tespit tutanağı ile tanık olarak dinlenen tutanak mümzisinin beyanlarının aynı doğrultuda olduğundan tutanağın aksinin davacı tarafından ispat edilemediği, 26.06.2014 tarihli kaçak elektrik tutanağında, O.S.O.S tan gelen anlık ikaz ile yapılan kontrolde, sayaç arkasına mıknatıs koyarak ölçü devresini bozarak enerji kullanıldığının, sayaç muayene raporunda da optik porttan alınan bilgilere göre, sayaca yüksek manyetik alan uygulanarak ölçüm devrelerine müdahale edildiğinin tespit edildiğinin belirtildiği; mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda ise, sayaca manyetik etki olmadığı, davalının hesaplamasının Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 14/3. maddesine aykırı olduğu, davacının ödediği bedelin iadesi gerektiği belirtildiği, ...davalının bilirkişi raporuna karşı ayrıntılarını açıklayarak itiraz ettiği, ...itiraza uğrayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiği bu nedenle aralarında makine mühendisinin de bulunduğu üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulundan, davaya konu kaçak tespit tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak, sayacın manyetik etkiye maruz kalıp kalmadığının tespiti ile talep edilebilecek bedelin (kaçak ve kaçak ek tahakkuku) hesaplattırılması suretiyle, denetime elverişli bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; rapora yapılan itirazlar giderilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; bozmadan sonra alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; dava konusu kaçak tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26 ve 27. maddelerine uygun kayıp-kaçak tesbiti için gerekli olan sayaç kayıtlarında manyetik etkiye maruz kalmadan önceki ve sonraki verileri içeren raporun bulunmadığı, ayrıca 14/05/2008"den 15/07/2015 tarihine kadar tüketim ekstereleri incelendiğinde, tüketim bedellerinde kaçak olarak yorumlanacak belirgin fark görülmediği, sayacın tüketimleri doğru kaydettiği, manyetik etkiye maruz kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, 352.673,80TL"nin 26.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalının karar ve ilam harcına ilişkin temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Dava; menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün karar ve ilam harcına ilişkin 2 numaralı fıkrasında; “Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 24.091,15 TL nisbi karar ve ilam harcından 5.357,40 TL peşin harç ve 665,39 TL ıslah harcı toplamının mahsubu ile bakiye 18.068,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine karar verilmiştir.
Davalı temyiz dilekçesinde, bozma öncesinde mahkemece hükmedilen karar ve ilam harcını ödediğini, bozma sonrasında ise nispi karar ve ilam harcının tahsiline ilişkin yeniden hüküm kurulduğu, bu durumun mükkerer tahsilata sebebiyet vereceğini belirterek bozma sebepleri arasında bu hususu da ileri sürmüştür.
Dosyanın incelemesi neticesinde; davalının nispi karar ve ilam harcını ilgili vergi dairesi müdürlüğüne yatırdığı anlaşılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu"nun “Hükmün Bozulması” başlıklı 8. maddesinde; “Bir hükmün bozulmasını müteakip verilecek hükümlerden yeni bir hüküm gibi karar ve ilam harcı alınır ve bozulan hükümden evvelce alınmış olan karar ve ilam harcı, müteakip hükme ait harçtan mahsup olunur.” düzenlemesi öngörülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta; Dairemizin bozmasından önce mahkemenin 2014/820 esas, 2016/95 sayılı ilamında ""...Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 24.091,15TL harçtan peşin alınan 5.357,40TL peşin harç ve 665,39TL ıslah harcı toplamının mahsubu ile bakiye 18.068,36TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına"" dair karar verilmiş, mahkeme tarafından harcın tahsili amacıyla 09.05.2016 tarihli harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesinin ardından, davacı şirket tarafından 15.04.2016 tarihinde, 5.624,65TL ve 07.07.2016 tarihinde 12.937,71TL ve 493,70TL gecikme zammı olmak üzere toplam 19.056,06 TL ‘nin ilgili Vergi Dairesine yatırıldığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; yukarıda belirtilen yasa hükmü gereğince; mahkemece bozma öncesinde de davanın tümden kabulüne karar verildiği, bu itibarla dava değeri üzerinden hesap edilen nispi karar ve ilam harcının davalı tarafından ödendiği nazara alınarak, bozma sonrası kurulan aynı yöndeki hükümde harcın daha önce ödendiği belirtilmek suretiyle, harç tahsiline yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davalı aleyhine mükerrer harç tahsili sonucu doğuracak şekilde yeniden harç tahsiline dair karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 2. fıkrasından “davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına”ibarelerinin çıkarılarak yerine “davalı tarafından bozma öncesinde yatırılmış olması nedeniyle harç tahsiline yer olmadığına" şeklinde ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,10/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.