Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/192
Karar No: 2020/2148
Karar Tarihi: 10.03.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/192 Esas 2020/2148 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/192 E.  ,  2020/2148 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın tasfiye talebi yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı (2006/367 E. sayılı davada verdiği karşı) dava dilekçesinde; davalı ile "... Kid" isimli işyerini işletmek üzere adi ortaklık kurduklarını, davalının 21.09.2002 tarihinde kendisi aleyhine sebepsiz zenginleşmeye dayalı davayı açtığını, bu davanın açılması ile ortaklığın bitirilmesi hususunda tarafların iradelerinin birleştiğini ileri sürerek; taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin 21.09.2002 tarihi itibariyle tasfiye edilmesini ve kendisinin ortaklık adına yaptığı toplam ( şimdilik ) 19.170 TL harcamanın yarısı olan 9.585 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davacının, ortaklığı keyfi olarak yönettiğini ve bir süre sonra ortaklığı 3. kişiye sattığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; 2006/367 E. Sayılı davadan tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedilen karşı davanın, yasal süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş; hüküm, Yüksek Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 12.05.2011 tarih, 2010/15536 E; 2011/7790 K. sayılı ilamıyla, "süresinde açılmayan karşı davanın ayrı esasa kaydedilip taraf teşkili sağlanarak görülmeye başlandığı, bu nedenle karşı davanın artık ana davadan ayrı bir dava olduğu, işin esası incelerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle" hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmadan sonra, davalı vekili 20.05.2013 tarihli dilekçesiyle cevap dilekçesini ıslah etmiş ve davacının ortaklık için yaptığı harcamaların 04.07.2002 tarihinde son bulduğunu, davanın ise 15.10.2007 tarihinde açıldığını, belirtilen tarihler arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle davanın reddini istemiştir.
    Bozmadan sonra yapılan yargılama neticesinde, dava konusu alacağının iş ortaklığı ilişkisinden kaynaklandığı ve 818 sayılı BK"nın 126/4 ve 6098 sayılı BK"nın 147/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacının talep ettiği harcamaların en
    sonuncusunun 31.05.2002 günü yapıldığı, 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 15.10.2007 tarihinde karşı dava dilekçesiyle alacağın talep edildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dairemizin 17.03.2014 günlü ve 2013/19751 E. 2014/4103 K. sayılı ilamı ile "Tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeye karar verilmedikçe, adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmesi gerektiği, taraflar arasındaki ortaklık, fesih ve tasfiye edilmediğinden zamanaşımı süresi henüz başlamadığını,bu nedenle taraf delilleri toplanmak suretiyle TBK" nın 620 ve devamı maddeleri gereğince inceleme ve yargılama yapılarak hasıl olacak sonuca göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmediği "belirtilerek bozulmuş, dairece verilen 17.03.2014 günlü ve 2013/19751 E.-2014/4103 K.sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Dairemizin 19.01.2015 günlü ve 2014/18518 esas,2015/948 Karar sayılı ilamı ile"ortaklığın sona erdiği 23.08.2006 tarihi ile davanın açıldığı 15.10.2007 tarihi arasında beş yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı,bu durumda, mahkemece; toplanan taraf delilleri değerlendirilerek uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmadığı,mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu bozulduğu anlaşıldığından, davalı tarafın karar düzeltme talebinin kabulü ile dairenin bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan nedenler ile bozulmasına karar vermek gerektiği "belirtilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, taşınılan yeni iş yerinin tamiri için yapılan 13.000,00 TL , iş yerinin taşınması sırasında yapılan nakliye bedeli için 400,00 TL ve kira bedeli olan 3.500,00 TL den oluşan toplam 16.900,00 TL nin yarısını oluşturan 8.450,00 TL nin dava tarihi olan 15.10.2007 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine ,İşçilik bedeli ve onarım giderinin fazlaya ilişkin kısmının reddine, kira bedeli ile ilgili fazlayla ilişkin talep hakkının saklı tutulmasına karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Anılan karar Dairemizin 2016/8892 Esas - 2017/3391 Karar sayılı ve 20/03/2017 tarihli kararı ile; "... Mahkemece yapılacak iş; davacı ve davalı arasında adi ortaklık bulunduğu taraflarında kabulünde olduğuna göre, davacının bu davada ileri sürdüğü taleplerinin, davalı ..."ın 11.09.2006 tarihinde davacıya açtığı ...Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/367 esas sayılı dosyası da gözetilerek ortaklığın tasfiyesi aşamasında değerlendirilmesi gerekir. Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK"nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır..." gerekçesi bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulmuştur. Mahkemece, tasfiye memuru atanmış ve sunulan bilirkişi raporu hükme dayanak alınmıştır.
    Mahkemece, taraflar arasında 01/10/2001 tarihli protokolle kurulan "..." ticari ünvanlı adi ortaklığın tasfiyesine, 24.546,82TL"nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilememiştir. Şöyle ki, kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak teşkil eder.
    Somut olayda, hükme dayanak alınan tasfiye memuru tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, taraflar arasında görülmüş olan diğer dava dosyalarının tamamı incelenmemiş, işletmenin satış değerinin 75.000.00.- TL olduğu, tarafların payının 37.500.00.- er TL olarak hesaplandığı belirtilmiş, ....Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/367 Esas sayılı dava dosyası değerlendirilmiş, ...Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/87 Esas sayılı dava dosyası değerlendirilmemiştir . Anılan her iki dava dosyası da eldeki dava dosyasında davalı olan ..."ın eldeki dava dosyasında davacı olan "a ortak oldukları işletmenin satış değerinin yarısının kendisine ödenmesi için açtığı alacak davaları olduğundan, her iki dava dosyasının da tasfiye aşamasında değerlendirilmesi zorunludur . Bu konuda davacı yararına kazanılmış hak oluşmuştur ve bozma kararının gereği de anlatıldığı şekilde yerine getirilmelidir .
    Mahkemece, tasfiye memurundan ek rapor hazırlaması istenilerek, tarafların aralarında görülen dava dosyalarının tasfiye yapılırken değerlendirilmesi sağlanarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir .
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi