Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/480
Karar No: 2020/2531
Karar Tarihi: 11.06.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/480 Esas 2020/2531 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/480 E.  ,  2020/2531 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece 192 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, diğer taşınmazlar yönünden ise davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... ve davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan ...’ün maliki olduğu 192, 190, 607, 668 ve 667 parsel sayılı taşınmazların mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak davalılara devredildiğini ileri sürerek tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... ve ..., taşınmazların mirasbırakanla ilgisi olmadığını, davalı ... ise taşınmazı bedelini ödemek suretiyle mirasbırakandan satın aldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, 192 parsel sayılı taşınmaz yönünden temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, diğer taşınmazlar yönünden ise ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ün 30.07.2001 tarihinde öldüğü geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları davacı ..., davalı ..., dava dışı ...ve dahili davalı ...’un kaldığı, dava konusu 192 parsel sayılı 1.818m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazın tamamı mirasbırakan ... adına kayıtlı iken 03.04.1990 tarihli satış akdi ile 50.000TL bedelle davalı ...’e devredildiği, 190 parsel sayılı 744m2 miktarlı kargir ev ve arsası nitelikli taşınmazın mirasbırakan tarafından 1980 yılında oğlu ...’a bağışlandığı tespit edilerek 15.11.1983 tarihinde tapulama işlemi ile... adına tescil edildiği ve onunda 09.01.2009 tarihli satış işlemi ile oğlu davalı ...’a devrettiği, 607 parsel sayılı 1.285,58m2 miktarlı bahçe nitelikli taşınmaz ve 668 parsel sayılı 236,34 m2 miktarlı taşınmazın senetsizden Ersoy’un ceddinden intikalen ve taksimen 20 seneyi aşkın zamandır malik sıfatıyla zilyetliğinde iken davalı ...’a satarak zilyetliğini devrettiğinden Emrah adına 13.01.2012 tarihli tesis kadastrosu ile tescil edildiği, 667 parsel sayılı 47,67m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın ise senetsizden Ersoy’un ceddinden intikalen ve taksimen 20 seneyi aşkın zamandır malik sıfatıyla zilyetliğinde iken davalı ...’e satarak zilyetliğini devrettiğinden Ersin adına 13.01.2012 tarihli tesis kadastrosu işlemi ile kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; çekişme konusu 190, 607, 668 ve 667 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 01.04.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında olmadığından tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Davacının yerinde görülemeyen temyiz itirazlarının reddine.
    Davalı ...’in temyiz itirazlarına gelince;
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesinde düzenlendiği üzere "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Yine 6100 sayılı HMK"nun 190/1. maddesi gereğince "ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
    Hâl böyle olunca, dava konusu 192 parsel sayılı taşınmazın davalıya devrinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun davacı tarafca ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı ...’in yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine, aşağıda yazılı 71.60 TL fazla yatırılan harcın temyiz eden davacıya iadesine, 11.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi