Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/11089
Karar No: 2013/14776

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/11089 Esas 2013/14776 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı oğlunun muvazaalı olarak tapu devraldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası ile ilgili Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, mahkeme davacının iddialarını kabul etmedi ve davanın reddine karar verdi. Ancak, Yargıtay, söz konusu kararı inceledi ve birleşik dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiğine hükmetti. Muvazaanın bir nisbi muvaza olduğunu vurgulayan mahkeme, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaanın nedeniyle geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceğini belirtti. Kararda, Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun olan sözleşmelerin mirasçıların hakkına tecavüz niteliği taşıdığına da dikkat çekildi.
1. Hukuk Dairesi         2013/11089 E.  ,  2013/14776 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/01/2013
    NUMARASI : 2012/13-2013/55

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında  tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının muvazaalı olduğunu ileri sürdüğü satış sözleşmesinin tarafı olduğu, aynı sözleşmenin bir bölümünün muvazaalı olduğu yönündeki iddiaya  itibar edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan H.S."ın 24.10.1990 tarihinde çekişmeye konu 54, 62, 152, 162 ve 285 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalı oğlu F."a, aynı akitle 313 parsel sayılı taşınmazdaki payını dava dışı  oğlu F."a, 315 parsel sayılı taşınmazdaki payını ise davacı oğluna satış suretiyle devrettiği, murisin 01.10.2000 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı oğlu, davalı oğlu F.ile dava dışı oğlu F.ile kızları T., L. ve M."nin kaldıkları anlaşılmaktadır.
    Davacı, miras bırakanın davalı oğluna yaptığı temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, 162 ve 285 nolu parsellerin temlikten sonra imar gördüğünü, davalı F."ın dava açılmasına engel olmak amacıyla bir kısım taşınmazları oğlu olan davalı M. A."ye, bir kısım taşınmazları ise ara malik kullanmak suretiyle davalı M. S.Ç."e muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda,   yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.  Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; eksiğin tamamlatılması yolu ile getirtilen Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/581 Esas sayılı dosyasının incelemesinde, dava dışı mirasçılar T. S. L. T. ve M.K."ın aynı taşınmazlar ile, miras bırakanın aynı akitle davacı ve dava dışı mirasçı F."a devrettiği taşınmazlarla ilgili olarak muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis istekli dava açtıkları ve dosyanın halen derdest olduğu görülmektedir. .
    Hemen belirtmek gerekir ki;  miras bırakanın gerçek iradesinin ortaya konulması ve yaptığı temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespiti bakımından öncelikle dava dışı mirasçılar tarafından açılan  Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin  2012/581 Esas sayılı  dava dosyası ile eldeki dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 166. maddesi (1086 sayılı HUMK"nin 45. maddesi) uyarınca birleştirilmelerinde zorunluluk bulunmaktadır.
    Hal böyle olunca; eldeki dava ile yukarıda değinilen dava dosyasının birleştirilmesi, belirtilen ilkeler doğrultusunda toplanan ve toplanacak tüm deliller bir arada değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken  yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir.  Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.10.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.


     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi