20. Hukuk Dairesi 2014/473 E. , 2014/8634 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü ... ada ... parsel sayılı 10.070.60 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle senetsizden 1980 tarih 48/1 nolu emlak kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı ... tarafından hükmün temyizi üzerine, Yargıtay 20 Hukuk Dairesinin 08.12.2005 gün 10262-14991 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; gerçek kişinin dayandığı tapu kaydı, palamutlu tarla tapusu olup, yöntemine uygun olarak taşınmaz başında uygulanmamış, tapu kaydının revizyonu ilgili yerlerden sorulmamıştır. Hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın memleket haritasında ve hava fotoğraflarında yeşil renkli ve yapraklı ağaç işaretli alanlar içinde gözüktüğünü, taşınmazın üzerinde çok yaşlı palamut meşelerinin bulunduğunu açıklamıştır. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. 4785 sayılı Kanunun 2/B maddesinde “sahipli fıstık çamı, palamut meşesi ve aşısız kestane ormanlarının” devletleştirme kapsamı dışında oldukları belirtilmiştir. 6831 sayılı Kanunun 1/H maddesinde de “sahipli arazide ve muhitin hususiyetlerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan fıstık çamlıkları ve palamut meşelikleri dahil olmak üzere her nevi meyveli ağaç ve ağaçcıkların” orman sayılmayacağı açıklanmıştır. O halde; mahkemece, gerçek kişi tarafından dayanılan tapu kaydının ilk oluşumundan itibarın tüm gittilerinin revizyon görüp görmedikleri yerel tapu ve kadastro müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulmalı, tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, taşınmaza komşu olan parsellerin tutanakları ve varsa dayanak vergi ve tapu kayıtları ilgili yerlerden getirtilmeli, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü parsellerin davalı iseler dava dosyaları dava ve usûl ekonomisi bakımından H.U.M.K."nun 45. maddesi uyarınca eldeki dava dosyası ile birleştirilmeli, taşınmaz başında bir fen elemanı ve mahkemece seçilecek elverdiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişi eliyle yeniden yapılacak keşifte, dayanak tapu kaydı çevre komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarından da yararlanılarak yöntemine uygun biçimde uygulanmalı, bilinmeyen hudutlarda tarafların göstereceği tanıkların beyanlarına başvurulmalı, fen elemanı bilirkişiye keşfi ve tapu kaydı uygulamasını izlemeye olanak verecek şekilde kroki düzenlettirilmeli, tapu kaydının mevki ve sınırları itibariyle çekişmeli taşınmaza ait olduğunun tesbiti halinde, tapu kaydının hudutlarında “kaş” bulunduğundan taşınmazın güney batısında da eylemli olarak 185 ada 157 parsel sayılı orman parseli yer aldığından tapu kaydının 3402 sayılı
Kadastro Kanunun 20/C maddesi uyarınca miktarlarıyla geçerli kapsamı belirlenmeli, taşınmazın tamamen tapu kaydının miktarı içinde kalması halinde davacı Orman Yönetiminin davasının reddine, şayet kısmen veya tamamen tapu kaydının miktarı dışında kalması halinde Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra dayanılan tapu kaydının dava konusu yere uyduğunun kabul edilemiyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu ... Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiş, bu kez dairenin 11/03/2013 gün ve 2012/10648 E , 2013/ 2564 K. sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyalan bozma kararında özetle; [Davalı tarafın dayandığı Teşrini Evvel 1300 tarih 149 sıra numaralı tapu kaydının yüzölçümü 20 dönüm olup palamutlu tarla niteliğindedir. Davalı taraf tapu kaydının malikinin mirasçılarından bu yeri haricen satın almıştır. Tapu kaydının 2004 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda başka kadastro parsellerine herhangi bir revizyonu da yoktur. Kaldı ki; çekişmeli taşınmaza kuzey ve doğu yönde komşu olan ... ada ..., ..., ..., ..., .., ... ve ... sayılı parseller ile güneyde komşu olan ... ada ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parseller tarla ve bağ niteliği ile gerçek kişiler adına kesinleşmiştir. Tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu ve orman sayılmayan yerlerden olduğu yapılan keşif ve uygulamadan ve fen orman bilirkişi raporundan anlaşıldığı gibi, sulh ceza mahkemesinin 2005/326 Esas- 2008/17 Karar sayılı dosyasında yapılan keşiftede kaydın bu yere ait olduğu saptanmış olup somut olayla ilgili olarak bu dosya güçlü kanıt niteliğindedir. Buna göre; 4785 sayılı Kanunun 2. maddesinin (B) bendine ve 6831 sayılı Kanunun 1/H maddesine göre; ""orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, .... yerlerde bulunan ve muhitin hususiyetlerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan fıstık çamlıkları ve palamut meşelikleri dahil olmak üzere her nevi meyveli ağaç ve ağaçcıklar,"" orman sayılmazlar. Hükmüne uyulan bozma kararında da açıklandığı üzere palamutlu tarla niteliğindeki tapu kaydı bulunan sahipli arazilerin artık orman sayılamayacağı kabul edilerek Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu]na değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine; ... ada ... parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.