Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7843
Karar No: 2014/8660
Karar Tarihi: 23.10.2014

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/7843 Esas 2014/8660 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/7843 E.  ,  2014/8660 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ..., davalılar ... ve arkadaşları ile müdahil Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ..., 27/08/2008 tarihli dava dilekçesi ile tapuda davalılar adına kayıtlı ... Köyü ... ada ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların, öncesinde kendi kullanımında iken 1989 yılında ... Mal Müdürlüğünce kendisinden alınarak ... kullanımına verildiğini, ...’ın ise taşınmazı davalılara sattığını iddia ederek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Sulh Hukuk Mahkemesince taşınmazın değeri dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmiş, yargılamaya, Asliye Hukuk Mahkemesinde devam olunmuştur.
    Yargılama sırasında Hazine, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu; Orman Yönetimi ise, orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
    Mahkemece davanın reddine; ... ada ... ve ... sayılı parsellerin orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, ... ada ... sayılı parsele yönelik talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı, davalılar ve Hazine tarafından temyiz ediliştir.
    Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 18/08/1998 tarihinde askı ilânı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
    1) Davalıların çekişmeli ... ada ... ve ... sayılı parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden;
    Toplanan deliller ve yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından, her ne kadar müdahil Hazine tarafından sunulan men ve ecr-i misile ilişkin belgeler uygulanmamış ise de, çekişmeli taşınmazların davacının miras bırakanı ... zilyetliğinde iken, 1989 yılında davalıların bayii ...’ın kullanmaya başladığı, öncesinde taşınmazda zilyetliklerinin bulunmadığı, tespit tarihi 2007 yılına kadar zilyetliklerinin kanunun aradığı 20 yıla uluşmadığı anlaşılmakla davalıların temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Davacının ... ada ..., ... ve ... sayılı parsellere, katılan Hazinenin ise ... ada ... sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece; çekişmeli ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu,... ada ... parsel sayılı taşınmazda ise, davacının babası ...’ın,
    kanunun aradığı zilyetlikle edinme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm yeterli değildir. Şöyle ki; gerek 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu, gerekse, bu kanun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, keşif ve bilirkişi delili, takdirî delil olarak düzenlenmiştir. Hâkim, genel hukuk bilgisi ile çözemeyeceği, teknik konularda bilirkişi deliline başvurabilecektir. Hâkim, sunulan bilirkişi raporları ile bağlı olmayıp, bu raporları iddia ve savunma doğrultusunda serbestçe takdir ederek karar verecektir. Hâkim tarafından keşif ve bilirkişi raporlarının yeterli olmadığı belirlendiği takdirde, yapılacak iş; tarafların istemi halinde, bilirkişilerden ek raporlar almak ya da yeniden keşif yaparak bilirkişi raporları almaktır. Hâkim, yeterli olmadığını düşünerek keşif ve bilirkişi deliline başvurduğu konularda, bu delilleri yok sayarak, aynı konularda yaptığı kendi değerlendirmelerine dayalı olarak hüküm veremez. Somut olayda; raporu hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda 1953 tarihli hava fotoğrafı, 1958 tarihli memleket haritası ile tahdide ilişkin belgeler uygulandığı belirtilerek ... sayılı parselin tahdit içinde kalan (B1) ile gösterilen 97,70 m²’lik, ... sayılı parselin tahdit içinde kalan (B1) ile gösterilen 58,13 m2 ve memleket haritası ve hava fotoğrafına göre (A) harfiyle işaretli 191,48 m², ... sayılı parselin memleket haritası ve hava fotoğrafına göre (A) harfiyle işaretli 509,51 m²’lik bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu, ... sayılı parselin (B2) ile işaretli 2348,34 m2, ... sayılı parselin (B2) ile işaretli 246,53 m2 ve ... nolu parselin 2339,28 m²’lik bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece hüküm yerinde gerekçe gösterilmeden ... sayılı parselin orman sayılmayan yerlerden kabul edilmesi, ... ve ... sayılı parsellerin (B2) harfiyle işaretli bölümlerinin ise orman sayılmayan yerlerden kabul edilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Kaldı ki; çekişmeli taşınmazların bulduğu yeri gösterir orman tahdit haritası dosya içerisinde bulunmadığından orman bilirkişi raporu da denetlenememektedir.
    Ayrıca, mahkemece davacı ...’in babası olarak ... kabul edilmiş ise de dosya kapsamından davacı ...’in babasının Kamil olduğu açıkça görülmektedir.
    Bunlardan ayrı; katılan Hazinenin dava konusu yere ait olduğu iddiasıyla dosyaya sunduğu 3091 sayılı Kanuna göre verilmiş men kararları ile ecrimisil tahsil edildiğine ilişkin makbuz ve krokiler çekişmeli taşınmazlara uygulanıp çekişmeli taşınmazlara ait olup olmadıkları kesin olarak belirlenmemiştir.
    Bu nedenle, mahkemece; getirtilen eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ile orman tahdidine ilişkin belgeler yanında 1980"li yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritası, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yeri ve çevresini gösterir orman tahdidi haritası ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte açıklamalı kroki
    düzenlettirilmeli; dosyada bulunan 3091 sayılı Kanuna göre verilen men kararları ile ecrimisil ödemelerinin hangi taşınmaza ait olduğu saptanmalı, men kararının verildiği tarihe kadar davacı ve miras bırakanı yararına edinme koşullarının oluşup oluşmadığı, ecrimisil ödemelerinin yapıldığı tarih ve dönemleri dikkate alınarak zilyetliğin fer’i mi, asli mi olduğu değerlendirilmeli oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2) İki numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... ile katılan Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, davacının yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 23/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi