3. Hukuk Dairesi 2017/7679 E. , 2020/2167 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ...Mevkii, 30 pafta, 680 parsel sayılı taşınmazın 1000 metrekarelik kısmının kiralanmasına yönelik, davalı ile aralarında 05/05/1997 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin düzenlendiğini, sözleşmenin her yıl yenilendiğini, kira konusu taşınmazın, ortağı ve müdürü olduğu .. Tarım Ürünleri Gıda ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti." nin ihtiyacı için kiralandığını; komşu 671 nolu parselin ise Hazineye ait olduğunu,...Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı"nın 22/02/2010 tarihli ecrimisil ihbarnamesi ile ... Tarım Ürünleri Gıda ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. "nden 671 parsele vaki haksız kullanımı nedeniyle ecrimisil talep edildiğini, .... İdare Mahkemesi"nin 2010/721 E. - 2011/412 K. sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda, kira sözleşmesine konu 1000 metrekarelik alanın 149 metrekaresinin Hazineye ait olduğunun tespit edildiğini, 149 metrekarelik alan için hem davalıya kira bedeli hem de Hazineye haksız işgal tazminatı ödendiğini, davalı tarafından haksız olarak tahsil edilen kira bedellerinin iade edilmediğini ileri sürerek; kendisinden haksız olarak tahsil edilen KDV dahil 8.617,99 TL kira bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; mülkiyeti kendisine ait taşınmazın 05/05/1997 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle davacıya kiraya verildiğini, sözleşmeye konu taşınmazın, maliki olduğu 680 sayılı parsel içerisinde yer aldığını ve yapılan ölçüm ile kiralanan yerin davacıya teslim edildiğini, davacının 671 parsel sayılı Hazine arazisine kendi kusuruyla işgalde bulunduğunu; kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının kira ödemesi yapmadığı dönemler için talepte bulunamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; yargılama sırasında alınan 27/04/2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı kiraya veren tarafından davacı kiracıya teslim edilen taşınmazın 236 metrekarelik kısmının Hazine arazisi olduğu, davacı tarafından bu kısma yönelik yapılan kira ödemesinin iadesinin istenebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 8.613,43 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline , fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kira sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Türk Borçlar Kanunu"nun "Zapttan sorumluluk " başlığı altında düzenlenen 309. maddesinde; " Bir üçüncü kişinin kiralananda kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, kiracının bildirimi üzerine davayı üstlenmek ve kiracının uğradığı her türlü zararı gidermekle yükümlüdür." hükmü getirilmiştir.
Kiraya veren, kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin ayni bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler kiraya verenin tekeffülü altındadır. Kiracının ödemek durumunda kaldığı ecrimisil bedellerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi zorunludur. Kiraya verenin sorumluluğu, kira bedelini geçmemek üzere kiracının ödediği ecrimisil bedeliyle sınırlıdır.
Somut olayda; taraflar arasında 05/05/1997 tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, kira sözleşmesine konu 1000 metrekare arsanın kendisine teslim edildiğini, daha sonra, komşu parselin maliki Hazine tarafından 149 metrekarelik arsanın haksız işgal edildiğinden bahisle adına ecrimisil bedeli tahakkuk ettirildiğini iddia etmiş, bu nedenle 01/03/2007 - 31/03/2012 tarihleri arası döneme ilişkin davalı kiraya veren tarafından haksız olarak tahsil edilen toplam 8.617,99 TL kira bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. Eldeki davaya konu ecrimisil bedelinin iptali istemiyle açılan davada, İzmir 3. İdare Mahkemesi"nin 2010/721 E. - 2011/412 K. sayılı ilamı ile; Hazine taşınmazındaki işgal edilen alanın 236 metrekare olarak belirlendiği, komşu 680 numaralı parselin TCDD işletmesinden kiralanmak suretiyle kullanıldığı, idarece ecrimisil hesabında işgal dönemi olarak 13/02/2000- 12/02/2010 tarihleri arası 10 yıllık süre esas alınmış ise de, 12/02/2010 tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreyi aşan 13/02/2000 - 12/02/2005 tarihleri arası döneme ilişkin ecrimisilin zamanaşımına uğradığı, bu nedenle istenebilecek ecrimisil bedelinin 6.463,29 TL olduğu gerekçesiyle, 20.194,36 TL ecrimisilin, 13.731,07 TL"lik kısmının iptaline karar verildiği; kararın, Danıştay 17. Hukuk Dairesinin 17.03.2016 tarih ve 2015/1235 E. - 2016/1894 K. sayılı ilamı ile onanarak, 10/02/2020 tarihinde karar düzeltme istemi reddedilerek kesinleştiği görülmüştür. Mahkemece, yargılama sırasında alınan 27/04/2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, Hazine tarafından ecrimisil tahakkuk ettirilen son tarih 12/02/2010 olmasına rağmen, bu tarihi aşacak şekilde, 01/03/2007 - 31/03/2012 tarihleri arası döneme ilişkin toplam 8.613,43 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalı kiraya verenin sorumluluğunun, kira bedelini geçmemek üzere, davacı kiracının ödediği ecrimisil bedeli kadar olduğu, bu nedenle 01/03/2007- 12/02/2010 tarihleri arası döneme ilişkin talepte bulunulabileceği dikkate alınarak, ek rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.