17. Hukuk Dairesi 2018/5415 E. , 2020/4051 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının dini nikahlı eşi ..."un sürücüsü olduğu sigortasız araçla karıştığı kaza sonucu öldüğünü, davacının ölenin desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06.06.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 150.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı için 150.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 11.11.2015 tarih ve 2014/3882 Esas-2015/11962 Karar sayılı ilamı ile "sair temyiz itirazlarının reddine; davacı ve desteğin muhtemel yaşam sürelerinin belirlenmesi konusunda CSO 1980 Yaşam Tablosu"nun esas alınmasının hatalı olduğu, PMF 1931 Yaşam Tablosu"nun hesaplamada esas alınması gerektiği; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının önceki ölen eşinden reşit olmayan iki çocuğu bulunduğu, bu kazada ölen dini nikahlı eşinden ise bir küçük çocuğu bulunduğunun kabul edildiği,
davacının evlenme ihtimalinin yaşı ve reşit olmayan üç küçük çocuğu bulunduğu kabul edilerek %12 olarak belirlendiği, davacının ölen ... ile müşterek küçük bir çocuğu bulunduğu kabul edilerek bu çocuk için de %10 destek payı ayrılarak hesap yapıldığı, bu belirlemelerin sosyal ekonomik durum araştırma tutanağına göre saptanıp başka araştırma yapılmadığı; destek ve davacının vukuatlı tüm nüfus kayıtlarının dosyaya getirtilmesinden sonra hesaplama yapılması gerekirken, sadece sosyal ve ekonomik araştırma tutanağına göre davacının önceki ölü eşinden ve ölen dini nikahlı eşinden yaşı küçük toplam üç küçük çocuğunun bulunduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre karar verilmesinin hatalı olduğu" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 150.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 01.10.2012"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 23.10.2017 tarih, 2016/13358 Esas ve 2017/9412 Karar sayılı ilamı ile "hükme esas alınan tazminat hesap raporuna itiraz için HMK"nun 281/1. maddesinde öngörülen yasal süre beklenmeden karar verilmesinin, davalının savunma haklarını kısıtladığı; rapor tebliğ edilip itirazlar karşılanarak karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile 150.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 01.10.2012"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılmış olmasına ve delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; daha önce temyize konu edilip bozma kapsamı dışında bırakıldığı için kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin mümkün olmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında sigorta şirketinin (sigortanın bulunmadığı halde ise ..."nın) sorumluluğu, poliçe limitiyle sınırlıdır. 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanunu"nun 96/1. maddesinde "zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur" düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise "başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır" düzenlemesine yer verilmiştir.
KTK"nun 96. maddesindeki hükme göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak şekilde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Davacı desteğinin sürücüsü olduğu ve dava konusu kazayı yapan aracın trafik sigortası bulunmadığından davalıya husumet yöneltildiği; kaza tarihi itibariyle ölüm halinde kişi başına teminat limitinin 150.000,00 TL olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davaya konu kazada ölen davacı desteği ..."un tüm yakınlarının talep edeceği tazminatlardan, davalı bu limitle sınırlı olarak sorumludur.
Mahkemece, bozmadan önceki yargılamada alınan 01.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacı için destekten yoksun kalma tazminatı 199.228,00 TL olarak hesaplanmış; bu raporda, desteğin dava dışı babası, çocuğu ve destekten sonra (2012 yılında) ölen annesi için de toplam 44.630,00 TL tazminat hesaplanmış; davacı ile dava dışı hak sahipleri için hesaplanan toplam tazminat, 150.000,00 TL"lik teminat limitini aştığı halde garame hesabı ile davacının talep edebileceği tazminat belirlenmemiştir. Bu itibarla; gerek anılan bu rapor, gerekse bozmadan sonra alınan ve hükme esas
kabul edilen 27.06.2018 tarihli ek rapor, hüküm kurmaya elverişli değildir.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; davacı ile desteğin dava dışı hak sahipleri için hesaplanan toplam tazminat, davalının sorumluluk sınırı olan 150.000,00 TL"lik limiti aştığından, davacı ile diğer hak sahipleri arasında garameten paylaştırma yapılması gerektiği gözetilip, anılan hususları karşılayan ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1)nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.