8. Hukuk Dairesi 2010/3560 E. , 2011/790 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Yukarıkorkutlu Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Birecik Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.06.2007 gün ve 539/358 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevki ve sınırları yazılı bulunan iki parça taşınmazın miras yolu ile intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Hazine vekili, davanın reddini savunmuş; diğer davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, Fen Bilirkişisi İhsan Zengin tarafından dosyaya sunulan 05.01.2007 havale tarihli rapor eki krokide (A) harfi ile gösterilen 54.444,49 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 42.817,13 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece her ne kadar yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde, dava konusu yerlerin davacıya babasından intikal ettiği, yaklaşık 35 yıldır onun kullanımında olduğu bildirilmiş; yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve davacı tanığı aynı hususu doğrulamakla birlikte taşınmazların davacıya intikal biçiminin bu kişilerden sorulup sorulmadığı keşif zaptının içeriğinden anlaşılamamıştır. Bu nedenle yeniden yapılacak olan keşifte yerel bilirkişi ve davacı tanığından dava konusu taşınmazların davacıya intikal biçiminin, davacıdan başka mirasçı bulunup bulunmadığının, başka mirasçılar var ise paylaşım olup olmadığı hususlarının sorulup belirlenmesi, öncelikle dava koşulu olan bu hususun tespitinden sonra davacının dava açma yetkisinin bulunduğu saptanır ise, esasa ilişkin inceleme yapılması gerekir.
Kadastro Müdürlüğünün 28.11.2006 tarihli karşılık yazısına göre dava konusu taşınmazlar 766 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca tespit dışı bırakılan yerlerdendir. Böyle yerlerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmelerinden sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılmaları mümkündür.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan sonraki geçmiş yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakılma tarihi olan 1973 yılından sonra dava tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait ( 1981- 1986 yılları arası ) 1/20.000 veya 1/25.000 ölçekli iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları dosyada yer almalı ve bu fotoğraflar stereoskopla incelenmelidir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği bilinmelidir. Mahkeme, uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanmamıştır.
Bu nedenle mahkemece yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeolog ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazların niteliklerinin ve kullanım sürelerinin ve kullanıma ne zaman başladığının belirlenmesine çalışılması, sınırlarındaki derelerle ilgilerinin, derelerin etki alanında bulunup bulunmadıklarının tespiti, komşu 213 parsele ait kadastro tutanağı ve varsa dayanak belgelerin getirtilerek keşifte uygulanmaları gerekir. Şahit ve bilirkişi sözleri ilmî esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazlar üzerindeki imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirme yapılarak karar verilmelidir. Bunun yanı sıra, davacının babasına ait mirasçılık belgesine göre bağımsız 20 yıllık zilyetlik süresinin bulunmadığının anlaşılması halinde miras bırakan için de 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince miktar araştırması yapılmalı, davacı için bu husus Kadastro Müdürlüğünden de sorulmalı ve miktar sınırlaması bakımından göz önünde tutulmalıdır. Bundan ayrı dava konusu taşınmazlar tapuda kayıtlı ise, tescil davasının olumlu sonuçlanması halinde çifte tapu oluşabileceği gözetilerek teknik bilirkişinin taşınmazlara ilişkin rapor ve krokilerinin birer örneğinin yazılacak müzekkereye eklenilmesi suretiyle tapuda kayıtlı olup olmadıkları Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulmalıdır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.