Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/30
Karar No: 2020/4061
Karar Tarihi: 29.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/30 Esas 2020/4061 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/30 E.  ,  2020/4061 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; Davacı ..."ın vekalet ücretine yönelik istinaf isteminin kabulüne, sair istinaf isteminin reddine ilişkin kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davacı ..."ın 21/08/2008 tarihli ve 273.000-TL miktarlı bonodan kaynaklı alacağının tahsili için ... 4.İcra Müdürlüğü"nün 2009/8570 E. Sayılı takip dosyasında icra takibi başlattıklarını, alacaklarını tahsil edememeleri nedeniyle icra dosyasındaki alacağın aciz vesikasına bağlandığını, mülkiyeti davalı ... Oto Kiralama Ltd. Şti. ne ait olan ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, ... Mevkii 215 Ada, 4 Parsel A Blok 3.Kat 8 Bağımsız bölüm numaralı taşınmazın muvazaalı olarak alacaklılarından mal kaçırmak maksadıyla davalı ..."e devredildiğini, yapılan tasarruf işleminin TBK"nun 19 ve İİK."nun 277 ve devamı maddelerine göre geçersiz olduğunu belirterek, dava konusu tasarrufun
    iptalini, satış için yetki verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... Oto Kiralama Ltd. Şirketi vekili; tasarrufun 10/06/2010 tarihinde yapıldığını, ancak davanın 18/08/2016 tarihinde açıldığını, beş yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; müvekkilinin davaya konu taşınmazı 10.06.2010 tarihinde 52.500-TL bedelle diğer davalıdan satın aldığını ve halen anılan taşınmazın müvekkili tarafından kullanıldığını, devir işleminde muvazaa bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece,davacı tarafın aynı taşınmaz hakkında daha önceden ... 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/433 E sayılı dosyası ile muvazaa iddiasını ileri sürdüğü, mahkemece de (eldeki dava konusu taşınmaz hakkında) davacı lehine karar verildiği, davacı tarafın tekrardan (... 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/433 E sayılı dosyasından sonra) aynı taşınmaz hakkında dava açmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, zira silsile halinde birden fazla yapılan muvazaalı işlemlere karşı tek bir dava açılarak davacının hakkını elde etmesi gerektiği, tasarrufun iptalinin kayıt malikine karşı açılması veya önceki maliklere açılması gerektiği, davacı tarafın ise ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/433 E sayılı dosyasında dava tarihi itibari ile malik olan Martine"ye karşı dava açmayarak önceki devri yapanlara karşı dava açtığı, başka bir deyişle de cebri icra yetkisinin kullanılmasından vazgeçerek İİK 283/3 uyarınca tazminat talep ettiği, bu aşamadan sonra da kayıt malikine aynı icra takip dosyası için tasarrufun iptali davası açamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, Davalılar ... Oto Ltd. Şti. ve davalı ... vekilinin istinaf taleplerinin HMK"nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Davacı ..."ın vekalet ücretine yönelik istinaf isteminin kabulüne, sair istinaf isteminin reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava BK"nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.
    1-HMK"nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen
    hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.
    Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK"nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK"nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler.
    3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Bu madde sadece davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin kıyasen uygulanması olup üçüncü kişinin tazminatla sorumlu olacağı anlamına da gelmemelidir. Bu nedenlerle mahkemenin davayı BK"nun 19. maddesindeki muvazaalı işlemin iptali olarak nitelemesi gerekirken, yazılı şekilde nitelemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    2-Kabule göre ise;İİK’nun 277 ve devamı maddelerine göre davanın en geç tasarrufun gerçekleştiği tarihten itibaren
    5 yıl içinde açılması gerekir. (İİK’nun 280-1) Somut olayda ilk tasarruf 21.10.2008 tarihinde gerçekleştiği halde, davanın 18.08.2016 tarihinde 5 yıllık süreden sonra açıldığının gözetilmemesi doğru değildir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; 6100 sayılı HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın karar veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi