10. Hukuk Dairesi 2014/6965 E. , 2015/9454 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, 2926 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanununun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7. maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6,9 ve 10. maddeleri ile 5510 sayılı Kanununun 4 ve devamı maddeleridir.
2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
Anılan Kanunun 3. maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9. maddesi Kuruma re"sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin ...Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal Dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86.maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
Eldeki davaya konu somut olayda; Mahkemece, yapılan araştırma, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davacı tarafından ibraz edilen belgelere göre 1998 yılında yapılan prim kesintisinin, Kurum kayıtlarına intikal edip etmediği kesintiyi yapan .. ... ve Kurumdan sorularak belirlenmeli, 2001, 2002, 2003, 2005 ve sonraki yıllara ait tevkifatların varlığı ve intikal edip etmediği, tevkifatları yapan diğer süt firmalarından ve Kurum"dan araştırılmalıdır.Ürün tesliminin özel kuruluşa yapılması halinde; hak ve mükellefiyetlerin başlangıcının, bu tevkifatın Kurum hesabına intikal etmesi koşuluyla tevkifat tarihini takip eden aybaşı olarak kabul edilmesi gerektiğinden, özel kuruluş tarafından kesilen ilk tevkifatın Kurum hesabına intikal etmediğinin anlaşılması halinde, bu tevkifata dayalı olarak tescilin geri çekilmesinin mümkün olmadığı gözetilmelidir.
Davacının, 01.10.2008 tarihinden itibaren sigortalı olarak tescil edilmesi nedeniyle, 1.10.2008 tarihinden sonraki dönemin Kurumun kabulünde olup olmadığı belirlenmeli, şayet Kurumun kabulünde ise, bu dönem yönünden davanın konusunun kalmadığı kabul edilerek, sonucuna göre yaşlılık aylığı tahsis koşulları irdelenmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.05.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.