20. Hukuk Dairesi 2014/4479 E. , 2014/8827 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyü, ... ve ... ... Mevkiilerinde bulunan taşınmazları müvekkilinin imar ve ihya ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın ... Mevkiinde bulunan taşınmaz yönünden kabulüne yönelik verilen karar, Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.02.2009 tarih ve 2008/17660 E. - 2009/1302 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yöntemince araştırılmadığı, bu sebeple 1976 yılında fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftası, eski tarihli ve dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritaları ve hava fotoğrafları, komşu parseller getirtilerek taşınmazlar üzerinde imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşulları yöntemince araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, fen bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (A) harfi ile işaretlenen 16.384 m² yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/04/2013 tarih ve 2013/1972 E. - 3735 K. sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında “Mahkemece, getirtilen 1962, 1975 ve 1985 tarihli memleket haritaları ve 1956 ve 1985 tarihli hava fotoğrafları ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri gösterir 1975 tarihli memleket haritasının dayanağı hava fotoğrafı ilgili yerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket
haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacının davasının kısmen kabulü ile krokide (A) harfi ile gösterilen 10654,57 m² yüzölçümünde tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın ... adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı krokide taralı şekilde gösterilen 5709,43 m²"lik yer hakkında açılan davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 18.09.1976 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, davanın kısmen reddine karar verildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazine ve Orman Yönetimi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 5. bendinden sonra gelmek üzere “Davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekillerinin sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 1500.00.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Hazine ve Orman Yönetimine verilmesine” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/10/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.