3. Hukuk Dairesi 2020/918 E. , 2020/2208 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen muarazanın giderilmesi davasının kabulüne ilişkin verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesi hakkında verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kurumun 09/11/2010 tarihli ceza yazısı uyarınca 4 adet sahte ilaç küpürünün tespit edilerek sahte küpür içeren reçete bedeli olan 2.046,19 TL"nin faizi ile tahsiline, 2009 yılı eczane protokolünün 6.1.19 maddesi uyarınca reçete tutarının 10 katı tutarındaki 20.461,90 TL cezai şart bedelinin tahsiline ayrıca sözleşmenin 2 yıl süreyle feshine karar verildiğini, ancak protokol maddesindeki kasıt unsurunun hiç araştırılmadığını, yapılan işlemin haksız olduğunu belirterek işlemin iptalini talep etmiştir.
Davalı, sahte küpürlü reçetelerin kuruma fatura edildiğini, bu ilaç bedelinin kurum tarafından ödendiğini, bu şekilde toplam 4 reçete ve benzeri tahrifatlar saptandığını, davacının serbest iradesiyle imzaladığı sözleşme hükümlerine uymak zorunda olduğunu, sözleşmeye aykırılık halinde sözleşmenin feshedilebileceğini bilmekte olduğunu, 2009 yılı eczane protokolünün hükümleri gereğince davacı tarafından ödenmesine reçete bedeli olan 2.046,19 TL ile reçete bedelinin 5 katı olan 20.461,90 TL cezai şartın ve davacı ile iki yıl sözleşme yapılamamasına karar verildiğini işlemin yerinde olduğunu davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, 2009 yılı eczane protokolü, soruşturma raporu incelenmiş, bilirkişiden rapor alınmış, rapor uyarınca SGK tarafından tek taraflı olarak hazırlanan hükümlerin haksız şart niteliğinde olduğu ve bu nedenle davacıyı bağlayamayacağı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalı SGK Başkanlığı"nın 2009 yılı eczane protokolünün
6.3.15 maddesi gereğince 2.046,19 TL reçete bedeli ve 4.3.6 maddesi gereğince 10 kat cezai şart olan 20.461,90 TL nın ödettirilmesi ve sözleşmenin iki yıl süreyle feshine ilişkin işlemin yerinde olmadığının tespiti ile çekişmenin giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, davacı eczacının tacir olduğu, reçetelerin sahte olduğunun tarafların kabulünde olduğu, yapılan işlemin iptaline yönelik kararın davalı kuruma külfet yükleyeceği, reçete bedellerinin davacı tarafından sahtelik yapan kişilerden istenebileceği, bu halde davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçeleriyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 2009 yılı protokolü uyarınca cezai şart ve fesih işleminin iptaline yönelik muarazanın giderilmesi talebine ilişkindir.
1-)HMK 353/l-a-6. bendinde, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.
HMK 369.maddesinde; ""Yargıtay, tarafların ileri sürdüğü temyiz sebepleri ile bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir."" hükmü bulunmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353.maddesinde, bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tahdidi olarak sayılmıştır. Kanunda sayılan geri gönderme sebepleri arasında "delillerin eksik toplanması" durumuna yer verilmemiş açıkça "delillerin hiç birinin toplanmaması ve gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemesi" hali düzenlenmiştir.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, davaya dayanak yapılan soruşturma raporu, 2009 yılı protokolü dosya kapsamına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbirinin toplanmamış veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olmasından söz edilemez. Buna göre HMK"da sayılan geri gönderme sebepleri gerçekleşmediğinden bölge adliye mahkemesince karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda bölge adliye mahkemesince, HMK"nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca varsa eksik delillerin toplanması ile dava dosyasının incelenip işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-)Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi uyarınca temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenler ile davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.