Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/16775
Karar No: 2013/15079
Karar Tarihi: 04.11.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/16775 Esas 2013/15079 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalılar tarafından temyiz edilen bir tapu iptali ve tescil davasında, mahkeme işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak dosya içeriği ve Adli Tıp Kurumu raporu incelendiğinde, mirasbırakanın hukuki işlem ehliyetinin bulunduğu görülmektedir. Muvazaanın niteliği itibariyle nisbi muvazaaya örnek olarak tanımlandığı belirtilen kararda, gerçek amacın duraksamasız ortaya çıkarılması gerektiği vurgulanmaktadır. Somut olayda, diğer taşınmazların da mirasbırakana ait olduğu, bedeller arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı, davalıların tapulu taşınmazları satış bedeli karşılığında aldıkları ve gerçek değerler arasında fahiş fark bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda, Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerine atıfta bulunulmuştur.
1. Hukuk Dairesi         2013/16775 E.  ,  2013/15079 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇİVRİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/11/2012
    NUMARASI : 2011/77-2012/548

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden mirasbırakan A. D."nın 09.04.2002 tarihinde 2226 parseli oğlu B"e; 30.10.2003 tarihinde ise 1359 parseldeki ¾ payını oğlu B.."e; .. ve .. parselleri de gelini A."ya satış suretiyle temlik ettiği, Adli Tıp Kurumundan alınan 16.04.2012 tarihli raporda işlem tarihinde murisin hukuki işlem ehliyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ehliyetsizliğe dayalı istek bakımından davanın reddedilmesi doğrudur.
    Ancak, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 0l.04.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Somut olaya gelince; diğer tanıklar dışında, davanın kabulü halinde mirasçı sıfatı ile hak sahibi olacak, Sevim, Hüseyin ve Atila"nın dahi işlemin satış olduğunu, davalıların satış bedellerini yanlarında mirasbırakana ödediklerini bildirmişlerdir.
    Mirasbırakanın başka taşınmazlarının bulunduğu kayden sabittir. Mirasbırakanın mal kaçırma amacı ile hareket etseydi diğer taşınmazlarını da devredebileceği kuşkusuzdur.
    Öte yandan bedeller arasındaki oransızlık tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı gibi tanıkların mirasbırakana ödendiğini ifade ettikleri bedeller ile gerçek değerler arasında da fahiş fark bulunmamaktadır.
    Bu somut olgular, yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakan tarafından yapılan temlikin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi