Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15851
Karar No: 2020/2591
Karar Tarihi: 11.06.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/15851 Esas 2020/2591 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/15851 E.  ,  2020/2591 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - ALACAK

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl ve birleştirilen 2011/162 Esas sayılı davalar; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat, birleştirilen 2012/360 Esas sayılı dava ise; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Asıl davada davacı, mirasbırakan babası ...’ın ..., ..., ... ada ... ( kök ... ) ve ... parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırmak amacıyla davalılara temlik ettiğini, ... ada ... sayılı parselin 3. kişiye satıldığını, mirasbırakanın çekişmeli ... sayılı parselini kendisi ile davalı kardeşi ...’e kız çocuklarından ( kardeşlerinden ) mal kaçırmak için devrettiğini, kardeşi ...’in yönlendirmesi ile anılan parseli muvazaalı olarak yeğeni davalı ...’e ( ...’in oğlu ) temlik ettiklerini, akrabalık ilişkisi gözetildiğinde ...’in iyiniyetli edinen sayılamayacağını, diğer mirasçılar tarafından açılan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/1240 Esas ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/558 Esas sayılı davalarında temliklerin muvazaalı olduğunun saptandığını ileri sürerek, ..., ... ve ... sayılı parseller yönünden tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, ... ada ... sayılı parsel yönünden miras payına karşılık şimdilik 9.500,00 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
    Birleştirilen 2011/162 Esas sayılı davada davacılar, muvazaalı olarak temlik edilen ..., ... ve ... ada ... ( kök ... ) sayılı parseller yönünden daha önce dava açarak bir kısım haklarına kavuştuklarını, ancak anneleri ...’nin miras payına karşılık dava açmadan öldüğünü, bu nedenle anılan taşınmazlar yönünden anneleri ...’den intikal edecek miras
    payları oranında iptal ve tescil ile alacak isteklerinin kabulünü, ... sayılı parsel yönünden ise hem anneleri ...’den gelecek hem de dava dışı ...’den davalı ...’e geçen ve daha önce dava edilmeyen pay yönünden miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
    Birleştirilen 2012/360 Esas sayılı davada davacılar, kök ... sayılı parselin gittileri olan ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin mirasbırakan ... tarafından oğlu ...’e muvazaalı olarak devredildiğini, ... ada ... sayılı parseldeki 1571/2400 pay ile ..., ... ve ... sayılı parseller yönünden ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/1240 esas sayılı dosyada açtıkları dava ile miras paylarına kavuştuklarını, ancak davalı ...’e kötüniyetle devredilen ... ada ... sayılı parseldeki 829/2400 pay ile ..., ... ve ... sayılı parseller yönünden eldeki davayı açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, anılan taşınmazlar yönünden miras payları ( ¼ ) oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
    Birleştirilen 2012/360 Esas sayılı davada, davacılar vekili; müvekkili ... yönünden açıktıkları davadan vekaletnamesindeki yetkisine dayalı olarak 18.09.2013 tarihli dilekçe ile feragat ettiklerini bildirmiştir.
    Davalılar, asıl ve birleştirilen 2011/162 Esas sayılı davalara karşı, mirasbırakan ....’nin sağlığında dava açmadığını, bu şekilde temliklerin muvazaalı olmadığını düşünerek dava hakkından feragat ettiğini, onun yerine dava açılamayacağını, ... sayılı parsel yönünden davacılar ... ve ... yönünden kesin hüküm bulunduğunu, ... ada ... sayılı parsel yönünden davacı ...’in satış bedelinden payına düşen kısmı aldığını bildirip, davaların reddini savunmuşlardır.
    Davalı ..., birleştirilen 2012/360 Esas sayılı davaya karşı, öncelikle mirasbırakan ... ile dava dışı amcası ... arasındaki satışın muvazaalı olup olmadığının tespit edilmesi için ...’in davaya dahil edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında ...’den iyiniyetle satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, üçüncü kişiler adına kayıtlı olan ... ada ... ve ... sayılı parseller ile birleştirilen 2012/360 Esas sayılı davada davadan feragat eden ... yönünden davanın reddine, diğer dava konusu parseller yönünden asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, sağlıklı bir yargılama yapılması ve neticesinde tarafları tatmin eden bir karar verilebilmesi için öncelikle eldeki davada, tarafların, çekişmeli temliklerin ve daha önce açılarak karara bağlanmış dosyaların açık bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir.
    Mirasbırakan ...’ın ölümü ile geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları ..., ..., ... ve ...’ı bıraktığı, ...’ın da mirasbırakandan sonra 05.06.2009 tarihinde öldüğü, geri mirasçı olarak çocuklarını bıraktığı dosya içerisinde mevcut veraset ilamları ile sabittir.
    Asıl davayı ...’ın, birleştirilen 2011/162 Esas sayılı davayı ... ve ...’in, birleştirilen 2012/360 Esas sayılı davayı ise ...’ın mirasçıları ve ...’in davalı kardeşleri ... ile yeğenleri ...’a ( ...’in oğlu ) karşı açtığı, davacılardan ...’ın birleştirilen 2011/162 Esas sayılı davanın devamı sırasında 15.04.2012 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır.
    ... mirasçılarından ...’ın davayı takip eden davacılar vekilini 05.12.2012 tarihli azilname ile azlettiği, aralarındaki vekalet ilişkisi son bulduğundan davacılar vekilinin ... yönünden davayı takip yetkisinin kalmadığı, ...’ın da celseleri takip etmemesi üzerine mahkemece 26.04.2013 tarihli celsede ... yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tespit edilmiştir.
    Tapu kayıtları incelendiğinde;
    ... sayılı parseli, mirasbırakanın tamamını 10.05.1989 tarih ve 3144 yevmiye no’lu akitle davalı ...’a temlik ettiği, mirasçılar ... ve ...’in muris muvazaasına dayalı açtığı davanın ( ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/1240 E 2003/384 K – 16.07.2004 tarihinde kesinleşen ) kabulü neticesinde 05.08.2004 tarihinde 3/16 payının ... ve 3/16 payının ... adına hükmen tescil edildiği, 10/16 payın ... üzerinde bırakıldığı, ( mirasbırakanın eşi ...’nin o tarihte sağ olduğu, bu nedenle birleştirilen davaların açıldığı ) ... sayılı parselin imar ile kaydı kapanarak ... ada ..., ... ve ... ( 3. kişilere satılan ) ile ... ada ... sayılı parselin oluştuğu, ... ada ... sayılı parselde ...’nin 2/2400, ...’in 2/2400 ve ...’in 6/2400 payının bulunduğu,
    ... sayılı parseli, mirasbırakanın 10/24 payını 1977 yılında asıl davanın davacısı ... ile davalı ...’a satış yoluyla devrettiği, ... ve ...’in de 18.09.1987 tarih ve 8988 yevmiye no’lu işlemle diğer davalı ...’a satış suretiyle devrettikleri,
    ... sayılı parseli, mirasbırakanın tamamını 10.05.1989 tarih ve 3144 yevmiye no’lu akitle davalı ...’a temlik ettiği, mirasçılar ... ve ...’in muris muvazaasına dayalı açtığı davanın ( ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/1240 E 2003/384 K – 16.07.2004 tarihinde kesinleşen ) kabulü neticesinde 05.08.2004 tarihinde 3/16 payının ... ve 3/16 payının ... adına hükmen tescil edildiği, 10/16 payın ... üzerinde bırakıldığı, ( mirasbırakanın eşi ...’nin o tarihte sağ olduğu, bu nedenle birleştirilen davaların açıldığı )
    Kök ... ( ... ada ... parselin geldisi ) sayılı parseli, mirasbırakanın tamamını 10.05.1989 tarih ve 3144 yevmiye no’lu akitle davalı ...’a temlik ettiği, imar ile oluşan yeni parselde davalı ...’in 794/2400 payının oluştuğu ve ...’in bu payı 26.04.2001 tarihinde üçüncü kişi ...’na sattığı, mirasçılar ... ve ...’in muris muvazaasına dayalı açtığı davanın ( ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/558 E 2005/217 K ) kabulü neticesinde davalı ...’tan 7.195.624.999 ETL’nin tahsiline karar verildiği tespit edilmiştir.
    Kök ... ( dava konusu ... ada ..., ..., ... ve ... sayılı parselin geldisi ) sayılı parseli, mirasbırakanın 10/24 payını asıl davanın davacısı ... ile davalı ...’a satış yoluyla devrettiği, ... ve ...’in anılan payı çocukları ... ve ...’e devrettikleri, anılan parselin şuyulandırması ile ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin oluştuğu, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/1240 E-2003/384 K sayılı davada kök ... sayılı parselden gelen taşınmazlar için davalı olarak gösterilen ... ( ...’ın oğlu ) yönünden davanın kabul edildiği, o davada davalı ...’in davalı olarak gösterilmemesi nedeniyle birleştirilen 2012/360 Esas sayılı davanın açıldığı anlaşılmıştr.
    ... ada ... sayılı parselin 829/2400 payının ve ... ada ... sayılı parselin tamamının davalı ... adına kayıtlı olduğu, ... ada ... ve ... sayılı parsellerin dava tarihi itibariyle 3. kişiler adına kayıtlı olduğu saptanmıştır.
    Bu tespitlere göre somut olay değerlendirildiğinde;
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle daha önce açılan davaların eldeki davada güçlü delil teşkil ettiği, önceki davalara konu olmayan temlikler yönünden de iddianın kanıtlandığı gözetilerek; 2012/360 Esas sayılı davada davasından feragat eden ... yönünden ve üçüncü kişiler adına kayıtlı ... ada ... ve ... sayılı parseller yönünden davanın reddine, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ne var ki, aşağıda belirtilen hususlar açısından aynı isabetin sağlandığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    1- 2011/162 esas sayılı davayı ...’ın kendisinin açtığı ve yargılama sırasında öldüğü sabittir.
    Bilindiği üzere dava, subjektif hakkına tecavüz edildiğini iddia eden kimsenin meşru hak ve menfaatlerinin korunması için mahkemeden hukuki koruma istemesidir. Mahkemeden hukuki koruma isteyen kimse de davacıdır.
    Bunun yanında her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Genel olarak mirasbırakanın alacakları, hakları ve malları mirasçıya geçer. Bu nedenle dava sırasında taraflardan birisi ölürse, istek şahsa bağlı bir hak değilse dava mirasçılar tarafından yürütülür.
    Dava, devam ederken davacının ölmesi halinde mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan mirasçıların tümünün davayı birlikte yürütmeleri gerektiği HMK"nın 60. maddesi gereğidir.
    HMK"nun 55.maddesine göre de, taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunda belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir.
    Mirasçılardan bazısı duruşmaya gelmezse, gelen mirasçıya, gelmeyen mirasçıların olurlarının alınması ya da TMK"nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması için süre verilir. Temsilci atanırsa davaya temsilci huzuru ile davaya devam edilir.
    Hal böyle olunca, birleştirilen 2011/162 Esas sayılı davada; taraf teşkilinin sağlanması zorunlu bulunduğundan, öncelikle davayı takip etmeyen mirasçı ...’ın davaya olur verip vermediğinin saptanması, olur vermez ise TMK’nın 640. maddesi uyarınca mirasbırakan ...’ın terekesine temsilci atatmak suretiyle tereke temsilcisi huzurunda davaya devam olunması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidilmesi hatalıdır.
    2- Birleştirilen 2012/360 Esas sayılı davada; davacı ... davacılar vekilini azlettikten sonra davayı takip etmemiş ve 26.04.2013 tarihli celsede ... yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Ne var ki, yargılama neticesinde ... lehine de pay tesciline karar verilmiştir.
    Davacılardan ... yönünden 2012/360 Esas sayılı davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken, ...’ın davayı takip etmediği gözetilmeksizin adına pay tesciline karar verilmesi doğru değildir.
    3- Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
    Dava konusu ... sayılı parselin ifraz ile ... ada ... sayılı parsele ( 03.04.2012 tarihli imar ile ... ada ... revizyon gördüğü ) gittiği halde hüküm fıkrasında maddi hata ile ... ada ... sayılı parsel olarak yazıldığı,
    Üçüncü kişiye devredilen ve alacak isteminde bulunulan dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmaz yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı,
    Dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazların 12.03.2013 tarihli yenileme işlemi ile kayıtlarının kapatılarak yeni parsel numaraları altında tescil edildikleri gözetilmeden doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı şekilde kaydı kapanan parseller üzerinden hüküm kurulduğu tespit edilmiştir.
    Hal böyle olunca, yukarıda yer verilen hususlar üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalılara geri verilmesine, 11.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi