20. Hukuk Dairesi 2014/4631 E. , 2014/8971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 27/03/2014 gün ve 2014/2117 - 2014/3697 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... Yönetimi temsilcisi tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü ... ada ... ve ... parsel sayılı sırasıyla 10082,05 m² ve 45219,49 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, Eylül 1966 tarih ve 22 numaralı tapu kaydına dayanılarak tarla niteliğiyle davalı gerçek kişiler adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, 26/10/1993 havale tarihli dilekçesiyle, çekişmeli parsellerin orman sayılan yer olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... ada ... sayılı parselin bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 25301,54 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına; ... ada ... sayılı parselin tamamıyla, ... ada ... sayılı parselin ise krokide (A) harfi ile gösterilen 19917,95 m² yüzölçümündeki bölümünün ise tesbit gibi davalı gerçek kişiler adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, davacı ... Yönetiminin ... ada ... sayılı parselin krokide (A) harfi ile gösterilen bölümü ile ... ada ... sayılı parseli tamamına yönelik temyiz itirazları üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.02.2006 tarih ve 2006/534 E. - 2006/144 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olduğu ve taşınmazların memleket haritası, amanejman planı ve hava fotoğrafındaki yeri kadastro paftası ile ölçekleri denkleştirilerek renkli harita üzerinde gösterilmediği belirtilerek, usulüne uygun orman araştırması yapılıp, ... numaralı parselin (B) ile gösterilen 25301 m² bölümü temyiz edilmediğinden kesinleştiği hususu da gözönünde bulundurularak tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... Köyü ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptali ile ... ada ... sayılı parselin tamamıyla; ... ada ... sayılı parselin bilirkişi raporlarına ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 21145,70 m² yüzölçümündeki bölümünün orman vasfıyla Hazine adına ve ... ada ... sayılı parselin aynı krokilerde (A) harfi ile gösterilen 24073,79 m² yüzölçümündeki bölümünün ise tesbit gibi davalı gerçek kişiler adına tapuya kayıt ve tecillerine karar verilmiş, davacı ... Yönetiminin ... ada ... sayılı parselin krokide (A) harfi ile gösterilen 24073,79 m² yüzölçümündeki bölümüne yönelik temyiz itirazları üzerine hüküm Dairece onanmış; davacı ... Yönetimi temsilcisi, bu kez kararın düzeltilmesini istemiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece, davacı ... Yönetiminin ... ada ... sayılı parselin temyize konu krokide (A) harfi ile gösterilen 24073,79 m² yüzölçümündeki bölüme yönelik davasının reddine karar verilmiş ise de, karar usul ve kanuna ayrıdır. Şöyle ki; sadece Orman Yönetiminin temyiz ettiği mahkemenin verdiği 24/10/2000 tarih ve 1993/507 – 2000/55 sayılı ilk kararla; ... ada ... sayılı parselin krokide (B) harfi ile gösterilen 25301,54 m² bölümünün orman niteliğiyle tapuya tesciline karar verilmiştir. Bu hüküm, davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmediği için ... ada ... sayılı parselin krokide (B) harfi ile gösterilen bölümü, Dairenin bozma kararında belirtildiği gibi kesinleşmiş ve Orman Yönetimi yararına usûli kazanılmış hak oluşmuştur.
Bu nedenle, mahkemece; bozma sonrasında temyize konu olan ... ada ... sayılı parselin tamamı ile ... ada ... sayılı parsellin krokide (A) harfi ile gösterilen 19917,95 m² yüzölçümündeki bölümü yönünden inceleme yapılması gerekirken, ... ada ... sayılı parselin kesinleşen krokide (B) harfi ile gösterilen bölümünün de, bozma sonrasında inceleme konusu yapılması doğru olmadığı gibi mahkemenin incelemeye konu iş bu kararında ... ada ... sayılı parselin bu sefer 21145,70 m² bölümünün orman niteliğiyle tesciline karar verilerek, ilk kararla orman niteliğiyle tescile karar verilen 25301,54 m² yüzölçümünden daha az bir bölüm orman yapılarak davacı ... Yönetimin yararına oluşan usuli kazanılmış hak da ihlal edilmiştir.
Bundan başka, hükme dayanak raporu hazırlayan orman bilirkişi kurulu, 1995 yılı çekimli hava fotoğrafı ve 2000 yılı çekimli memleket haritası kullanmışlardır. Bir başka anlatımla; eski tarihli resmî belge niteliğindeki memleket haritası, hava fotoğraflarına göre inceleme ve araştırma yapmamışladır. Her ne kadar mahkemenin talebi üzerine 15/03/2013 tarihli ek raporlarında 1959 yılı çekim tarihli hava fotoğrafını kullanmış iseler de, sonuç olarak beyanları asıl raporları ile aynı olup asıl raporda kullanılan 1995 yılı çekimli hava fotoğrafı ve 2000 yılı çekimli memleket haritası ile uyumludur. Zira, 15/03/2013 tarihli ek rapora ekli ablikeli gösterimde, temyize konu ... ada ... sayılı parselin krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün görünümü ile orman olduğu ifade edilen (B) harfi ile gösterilen bölümünün görünümü bu gösterimde aynı olmasına rağmen bu husus raporda tartışılmamış ve asıl rapordaki beyan tekrarlanmakla yetinilmiştir. Mahkemece de, bu çelişkiler giderilmemiştir. Yetersiz araştırma ve inceleme, çelişik rapor ve krokiye dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde, mahkemece, 1959 tarihli hava fotoğrafı ile 1959 tarihli hava fotoğrafından üretilmiş memleket haritası ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisi marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, temyize konu ... ada ... sayılı parselin temyize konu krokide (A) harfi ile gösterilen bölümü ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünün konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde, ... ada ... numaralı parselin krokide (B) harfi ile
gösterilen 25301,54 m² bölümünün ilk kararla, 103 ada 27 parselin ise tamamının ise mahkemece verilen ikinci kararla temyiz edilmediğinden kesinleştiği hususu da gözönünde bulundurularak tüm deliller birlikte değerlendirip davacı ... Yönetimi lehine oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre ise, Hazinenin eldeki davada davacı veya davalı sıfatı yani taraf sıfatı olmadığı halde, karar başlığında Hazinenin davacı olarak gösterilmesi ve yine Hazine tarafından açılan bir dava olmadığı halde hüküm fıkrasında “dahili davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabul ve kısmen reddi” denilmesi de usûl ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davacı ... Yönetimi temsilcisinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi temsilcisinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 27/03/2014 gün ve 2014/2117 - 2014/3697 sayılı ONAMA kararı KALDIRILARAK, 25/03/2013 gün ve 2007/10-2013/2 sayılı yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/10/2014 günü oy birliği ile karar verildi.