21. Hukuk Dairesi 2017/6620 E. , 2018/882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
KARAR
A) Davacı İstemi:
Davacı; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın 01.02.0015 tarihinden itibaren yeniden bağlanmasını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabı:
Davalı ... vekili özetle; yapılan soruşturmada alınan ifadeler ve yapılan çevre soruşturması neticesinde davacının, boşandığı eşinden boşandığı tarihten sonrada birlikte yaşamaya devam ettiğinin tespit edildiğini, davacının boşandığı eşinin davacı ile boşandıktan sonra ... isimli bir başka kadınla evlendiği fakat eski eşi olan davacı ile yeni eşi ile birlikte yaşamaya devam ettiklerinin anlaşıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece Mahkemesince; “ ... tarafından düzenlenen denetmen raporunda beyanları alınan tanıklar Mahkememizce celbedilmiş, duruşmadaki beyanları ile tutanaktaki beyanlarında farklı şekilde beyanda bulundukları görülmüştür. Mahkememizce dinlenen kamu tanığı ..."nın ifadesinde davacıyı tanımadığını ancak boşandığı eşi ..."ü tanıdığını, 1,5 yıl önce mahallelerine taşındığını, geldiğinde 2. eşi ile evlendiğini, eşinin hamile olduğunu ve bebeklerinin olduğunu beyan etmiştir. Davacının boşandığı eşi ..."ün 12.08.2014 tarihinde ... ile evlendiği ve 06.09.2014 doğum tarihli ... ve 28.01.2016 doğum tarihli ... isimli müşterek çocukları olduğu, davacı vekilinin dosyaya sunduğu ... Müftülüğünün kursiyer listesinde davacının isminin bulunması, yapılan kolluk araştırmasında da davacının oğlunun yanında ... ili ... ilçesinde yaşadığının dolayısıyla farklı adreslerde bulunduklarının tespit edilmesi, davacının eski eşinin evli ve evlendiği bayandan iki çocuğunun olması, evlilik tarihi ve çocukların doğum tarihleri birlikte değerlendirildiğinde davacının ve boşandığı eşinin bu koşullar altında beraber yaşamalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirildiğinden tüm dosya kapsamından söz konusu boşanmanın gerçek olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle davacının davasının KABULÜNE; ... Başkanlığının, davacı ile ilgili 5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesi kapsamında tesis edilen yetim aylığının kesilmesi işleminin İPTALİNE, davacının almakta olduğu dul-yetim aylığının kesildiği tarih olan 01/02/2015 tarihinden itibaren davacıya yeniden bağlanmasına, karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
Davalı Kurum vekili; Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiği, kararda Kurum aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, gerekçeleri ve resen tespit edilecek gerekçelerle, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince “Dava konusu olayda; davacı ile boşandığı eşinin gerek boşanmadan önceki, gerekse de boşanmadan sonraki mernis adresinin farklı olduğu, kollukça düzenlenen tutanaklarda davacı ile boşandığı eşinin ayrı yaşadığının tespit edildiği, Kurum kontrol memurlarınca düzenlenen ve davacının aylığını kesen işlemin dayanağı olan 26/01/2015 tarih, 2015/HB/31 sayılı raporun somut verilere dayalı olmadığı gibi davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadığını net olarak belirleyemediği, davacının boşandığı eşi ..."ün 12/08/2014 tarihinde... isimli bir bayanla evlendiği, bu evlilikten 06/09/2014 tarihinde ... ve 28/01/2016 doğumlu ... isminde iki çocuğunun olduğu dikkate alındığında davacı ve eşinin ihtilaflı dönemde birlikte yaşamadıklarının kabulü gerektiği, buna göre Mahkeme kararı ve gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. ” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, karar verilmiştir.
E) Temyiz:
Davalı ... vekili; “Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiği, kararda Kurum aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, ” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın 01.02.0015 tarihinden itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce ... kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Somut olayda; davacının eşi ..."den 11.04.2014 tarihinde boşandığı, 12.06.1998 tarihinde vefat eden babası...’dan dolayı 01.05.2014 tarihinden itibaren yetim aylığı bağlandığı, eski eşi ...’ün 12/08/2014 tarihinde...isimli bir bayanla evlendiği, ... Denetmeni tarafından düzenlenen 26/01/2015 tarih ve 2015/HB/31 sayılı rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak Kurumca , aylıklarının 01/05/2014 tarihi itibariyle keşildiği, döneme ve miktara ilişkin dosyada bilgi olmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca; ... Denetmeni tarafından düzenlenen 26/01/2015 tarih ve 2015/HB/31 sayılı raporda; davacının 06/12/2011 tarihinden itibaren adresi olan ... adresinde yapılan araştırmada: ... ve ..." ün bu adreste yaklaşık 5-6 ay öncesine kadar birlikte ikamet ettikleri, ayrıca ..."nın ... isimli ikinci bir eşinin bulunduğu, bu eşiyle de birlikte kaldığı, son 5-6 aydır nerede yaşadıklarının bilinmediği komşularınca ifade edildiği, eşi ..."ün ... adresinde yapılan araştırmada: ... ve ikinci eşi..."in bu adreste 2 çocuklarıyla birlikte yaşadıkları, ..."ın da sürekli olmamasına karşın haftada birkaç gün bu adreste kaldığının komşularınca ifade edildiği,..."ün ev sahibi ...’ın konu ile ilgili ifadesinde "Kendisi eşi ... ile bir oğlu birde kızı birlikte alt katta 1 Numaralı evde ikamet ediyorlar. ... Hanim ... beyin 2.eşidir. ... beyin ilk eşi ... haftada birkaç kez bu adrese gelip kalır. Ancak diğer evi nerede bilmiyorum. ... bizim kiracımız olur. Bildigim kadarıyla babasının maaşını almak için ... boşanarak evini ayırdı.Yaklaşık 7-8 aydır bizim kiracımız olarak alt katımızdaki evde ikamet etmektedirler."dediği görülmüştür.
Bu durumda; yukarıda izah edilen açıklamalar doğrultusunda; mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, davacının kayıtlı olduğu ... adresindeki abonelikler araştırılmalı, komşu ve muhtar beyanları alınmalı, davacı ve eşinin Medula sistemindeki kayıtları araştırılmalı, tespit edilen adreslerdeki komşu ve muhtar beyanları alındıktan sonra sonuca göre karar verilmelidir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.