17. Hukuk Dairesi 2013/20260 E. , 2015/6673 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı idare tarafından dava dışı borçluların borcu nedeniyle gönderilen 30.3.2012 tarihli haciz yazısına 10.4.2012 tarihinde itiraz ettiklerini, haciz bildirisinin yasal unsurları taşımadığını, tebligatın usulsüz olduğunu belirterek davalı idare tarafından gönderilen 30.3.2012 tarihli haciz yazısında yer alan mükelleflere borçlu olmadıklarının, sözkonusu yazının haciz bildirimi sayılamayacağının ve tebligatın usulsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, gönderilen haciz ihbarnamesinin ve tebligatın yasaya uygun olduğunu, davacının süresinde itiraz etmemesine rağmen haklarında takip yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davalı ... tarafından gönderilen haciz bildiriminde 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesinde belirtilen unsurların tamamının yer almadı dolayısıyla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı, zira davacı aleyhine yapılmış bir takip ve gönderilmiş ödeme emri de bulunmadığından davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 Sayılı AATUHK"nun 79 maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.Anılan madde uyarınca hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılır. Tahsil dairesi tarafından tebliğ
edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı ve bu maddenin üç, dört ve beşinci fıkra hükümleri üçüncü şahsa bildirilir. Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usûl ve esasları belirlemeye ... yetkilidir.
Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri; amme borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya mahallindeki tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ edileceği gibi ...nca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebilir. Haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne aittir.
Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.
Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, davalı idare tarafından 30.3.2012 tarihli haciz bildirisi ile ekteki 28 adet vergi borçlusunun davacı
bankadaki mevduatlarına 6183 Sayılı AATUHK hükümleri geriğince haciz konulması ve bilgi verilmesi istenmiş, davacı banka tarafından 30.3.2012 tarihinde zimmetle alınan haciz bildirisine 7 günlük itiraz süresi geçirilerek 10.4.2012 tarihinde cevap verilmiş ve 30.3.2012 tarihli haciz bildirisinin ekinde yer alan listedeki sekiz adet borçlunun bankada hesabı bulunduğu ancak bakiyesinin bulunmadığı,kalan yirmi adet borçlunun ise hesabının bulunmadığı bildirilerek 30.3.2012 tarihli haciz bildirisine itiraz edilerek yıl yıllık yasal süre içinde de eldeki dava açılmıştır.
Dosya kapsamından 30.3.2012 tarihli haciz bildirisinin 6183 Sayılı AATUHK"nun 79.maddesinde belirtilen yasal unsurları taşıdığı, 30.3.2012 tarihinde zimmetle davacı bankaya teslim edildiği, davacı bankanın 7 günlük itiraz süresini kaçırarak 10.4.2012 tarihinde haciz bildirisine itiraz ettiği ve eldeki davayı süresinde açtığı anlaşıldığından davanın esasına girilerek davacı banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi (hesap uzmanı veya mali müşavir bilirkişi) incelemesi yaptırılarak (30.3.2012 tarihi itibarıyla haciz bildirisinin ekinde yer alan 28 borçlunun davacı bankada hesabı bulunup bulunmadığı, hesabı var ise miktarı ve hesap sahiplerine 30.3.2012 tarihinden sonra ödenip ödenmediği) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 5.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.