Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3737
Karar No: 2011/1149
Karar Tarihi: 03.03.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3737 Esas 2011/1149 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3737 E.  ,  2011/1149 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile ... Köyü Tüzel Kişiliği ve dahili davalı Hazine aralarındaki tescil davasının kabulüne dair... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.04.2010 gün ve 460/296 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi dahili davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı, dava dilekçesine ekli krokide A ve B harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin babası Servet ... tarafından ağabeyi... ...’a satıldığını, iki yıl önce de aynı taşınmazların... tarafından kendisine satıldığını, toplam 30-40 yılı aşkın zilyetliği bulunduğunu açıklayarak A ile gösterilen kısmın adına tapuya kayıt ve tesciline, B harfiyle işaretlenen bölümün ise kendisine ait özel yol olarak tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı köy tüzel kişiliğini temsilen köy muhtarı Mehmet Terzi, 05.05.2005 günlü yargılama oturumunda davacının davasını ispat etmesi gerektiğini bildirmiştir.
    Davaya katılması sağlanan dahili davalı Hazine vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 04.03.2010 havale tarihli teknik bilirkişi Bekir Kardeş’in rapor ve krokisinde X ve Y harfleriyle gösterilen toplam 847,13 m2 yüzölçümlü iki parça taşınmaz hakkındaki davanın kabulüyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümleri dosya arasındaki bilgi ve belgelere göre, 07.06.1968 tarihinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında köy boşluğu olarak tespit dışı bırakılan bir yerdir. Dava başlangıçta ... Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, anılan mahkemenin 13.09.2006 tarihinde kesinleşen, 13.06.2006 tarih ve 2005/264 Esas, 2006/608 Karar sayılı kararıyla değer fazlalığı nedeniyle mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılmasına karar verilmiş ve HUMK.nun 193/3.fıkrasında öngörülen on günlük hak düşürücü süre içerisinde hakkında görevsizlik kararı verilen dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği saptanmıştır.
    Kural olarak, aktif durumda bulunan ve kullanılan yol boşlukları veya fazlalıkları ile köy boşluklarının kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmeleri mümkün bulunmamaktadır. Ancak kapanan yollar, yol boşlukları veya fazlalıkları ile kullanılmayan köy boşluklarının TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14, 16/A ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 21.maddeleri gereğince kazanma koşullarının oluşması halinde kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmeleri mümkündür. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, hükme esas alınan krokide X ve Y harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin orijinal paftada bulunan ... arkı olarak tabir edilen su arkına gitmek için yol olarak kullanıldığını ancak keşif tarihine göre 30 yıl önce arkın ortadan kalkmasıyla buranın yol olarak kullanılmaktan çıktığını ve terk edildiğini, davacının babasının da o tarihten beri bu yerleri kullanmaya başladığını, daha sonra...’e ve...’in de kardeşi davacıya sattığını bildirmişlerdir. Ne var ki; krokide X ve Y harfleriyle gösterilen bölümlerin diğer yollara ulaşmak için bir geçiş sağladığı, paftadan anlaşıldığından bu nedenle gerçekten köy halkı tarafından yol olarak kullanılıp kullanılmadığı, kadim yol olup olmadığı yönünde duraksama söz konusudur. Bu bakımından krokide X harfiyle gösterilen 632,10 m2’lik yerin yol olup olmadığının ya da hali hazırda kullanılan ve aktif durumda bulunan yol durumunda bulunup bulunmadığının kesin bir biçimde saptanabilmesi ve duraksamanın giderilmesi için, bitişikte bulunan komşu 230, 236, 237, 238, 292, 408, 444 ve 445 sayılı parsellere ait kadastro tutanakları ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının getirtilerek dosya arasına konulması, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla komşu parsellere kayıt ve belgelerin keşifte uygulanması, dava konusu yeri ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiye kroki üzerinde işaret ettirilmesinin sağlanması, toplanacak deliller çerçevesinde başlangıçta kullanılan ve sonradan terk edilen yol veya boşluk olduğunun anlaşılması, bunun yanında kazanma koşullarının da oluştuğunun belirlenmesi halinde X harfiyle gösterilen yer bakımından şimdiki gibi davanın kabulüne, aksi halde davanın reddine karar verilmesinin düşünülmesi gerekir.
    Dahili davalı Hazine vekilinin Y harfiyle gösterilen 215,03 m2 yüzölçümlü taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince: Davacı vekili dava dilekçesi ekinde sunduğu ve dosya arasında bulunan pafta üzerindeki işaretlemeye göre A ve B harflerini dava konusu yaptığı, birinci keşif sonucu alınan Bekir Kardeş’e ait 09.05.2005 günlü rapora ekli krokide gösterilen C ve ikinci keşif sonucu Mehmet Menen’den alınan krokide ise işaretsiz bırakılan yer konusunda davacı; 04.03.2009 tarihinde yapılan üçüncü keşifte; “Dava dilekçesinde bahsettiği B harfi olarak gösterilen alana ilişkin kısmın özel yol olarak tahsis talebinden ve buna ilişkin davasından vazgeçtiğini, davasının sadece A harfiyle belirlenen yer olduğunu…” bildirmiştir. Beyanı HUMK.nun 151/son fıkrası gereğince imzasıyla onaylanmıştır Bu beyan, hukuken davacıyı bağlar niteliktedir. O halde davacı B harfiyle gösterilen yer hakkındaki davasından feragat ettiğine göre bu kısma yönelik davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş bulunması doğru değildir.
    Dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi