3. Hukuk Dairesi 2013/12756 E. , 2013/15394 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVACI (BİR.DOS.DAVALI) : ... VEK.AV....
DAVALI (BİR.DOS.DAVACI) : ... VEK.AV....
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili dilekçesinde; tarafların 1/2 hisseli olarak malik oldukları taşınmazın tamamının davalı tarafından kullanıldığını belirterek 01.10.2007 tarihinden itibaren toplam 4.050,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava yönünden davacı (asıl davada davalı) vekili dilekçesinde; tarafların kardeş olup ortak taşınmaz aldıklarını, taşınmazda davacının (asıl davada davalı) ikamet ettiğini ve söz konusu taşınmazın yeni olmayıp bir takım tadilat ve tamiratların yapıldığını belirterek yapılan tadilat karşılığı 4.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulü ile, 4.050,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın kabulü ile, 4.000 TL"nin 04.10.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davacı (birleşen davada davalı) vekili tarafından, birleşen dava yönünden süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Uyuşmazlık, taşınmazın birleşen dava davacısı tarafından dava tarihine kadar kullanılıp kullanılmadığı ve iade borcunun kapsamı noktasında toplanmaktadır.
02.02.1991 gün, ....sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir.
Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalının) bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için
.....
bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalıya teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur.
Buna göre, giderlerin yapıldığı tarih itibariyle değil, taşınmazın fiilen davalı tarafa teslim edildiği gün itibariyle sebepsiz zenginleşme miktarı, iade anındaki değeri gözetilerek belirlenmelidir.
Dosya kapsamından; davacının birleşen dava dilekçesinde, dava konusu edilen meskende oturmaya devam ettiğini beyan ettiği ve mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda da, dava konusu taşınmaz içinde halen davalının (birleşen davada davacı) oturduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu olayda, davacının taşınmazı halen kullanıp kullanmadığı tam olarak anlaşılamamaktadır. Davacı, taşınmazı iade etmeden yaptığı masrafları talep edemez.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar dikkate alınarak davacının dava tarihinde taşınmazı halen kullanıp kullanmadığı tam olarak tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre, eğer birleşen davada davacı taşınmazı kullanıyor ve teslim etmemiş ise davanın reddine, aksi halde yani taşınmazı kullanmadığının anlaşılması halinde ise, iade edildiği tarih itibariyle sebepsiz zenginleşme miktarı uzman bilirkişi vasıtasıyla hesaplattırılarak karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.