3. Hukuk Dairesi 2013/12767 E. , 2013/15397 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
VEK.AV....
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında görülen boşanma davasında davalının talebi üzerine 02.10.2009 tarihinden itibaren başlamak ve dava sonuçlanıncaya kadar devam etmek üzere davalı için 1.500 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini ve bu karar uyarınca davalı tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca 05.10.2009 tarihinden itibaren davalının banka hesabına haftalık 750 TL olmak üzere aylık 3.000 TL nafaka bedeli yatırıldığını ve yapılan ödemelerin 26.07.2010 tarihine kadar devam ettiğini bu nedenle söz konusu icra takibi ile talep konusu edilen dönemlere ilişkin nafaka ödemelerinin fazlasıyla davalıya ödenmiş olduğundan davalıya borçlu bulunmadığını belirterek icra takip dosyasından dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine ve kötü niyetli davalı taraf aleyhine %40"dan aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının nafaka ödeme borcunun, boşanma davasında verilen 29.07.2010 tarihli ara karar ile doğduğunu, borcun doğum tarihinden önce yapılan ödemelerin nafaka ödemesi olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; bilirkişi raporuda belirtildiği üzere, davacı ile davalının aylık nafakanın 3.000,00-TL olması konusunda şifahi anlaştıkları, buna bağlı olarak davacının 30.000,00-TL ödeme yapmadığı, banka kayıtlarına göre davacının davalıya 18.274,00-TL ödediği anlaşıldığından davacının sabit olmayan davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava hukuksal nitelikte; nafaka alacağının tahsili için girişilen icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
....
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davalı alacaklı tarafından,..... Sayılı boşanma dava dosyasının 29.07.2010 tarihli ara kararı uyarınca hükmedilen tedbir nafakası alacağına ilişkin olarak, .... sayılı takip dosyası üzerinden davacı aleyhine, 25/11/2010 tarihinde icra takibine girişildiği ve 02/10/2009-Temmuz 2010 ayları arası aylık 1.500,00-TL"den 10 aylık olmak üzere toplam 15.000,00-TL asıl alacağın talep edildiği, takibin dayanağı olarak gösterilen ... tarihli ara kararında, boşanma dava tarihi olan 02.10.2009 tarihinden itibaren başlamak ve işbu dava sonuçlanıncaya kadar devam etmek üzere davalı ... için aylık 1.500 TL tedbir nafakasına hükmedildiği ve banka kayıtlarına göre davacı tarafından, 29.07.2010 tarihli tedbir nafakasına ilişkin ara karardan sonra, 02.08.2010 tarihinden itibaren ""nafaka borcu karşılığında ödendiği"" şerhi yazılmak suretiyle davalı tarafa ödeme yapıldığı, bu tarihten önceki ödemelerde ise belirli tarih aralıklarında düzenli ödeme yapılmakla birlikte ödemelerde nafaka borcu şerhi olmadığı, davacı tarafından davalı banka hesabına (hangi sebeple yatırıldığı belirtilmeden) ....dönemleri arasında toplam 18.274,00 TL yatırıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar mahkemece, tarafların aylık nafakanın 3.000,00-TL olması konusunda şifahi anlaştıkları, buna bağlı olarak davacının 30.000,00-TL ödeme yapması gerekirken banka kayıtlarına göre davacının davalıya 18.274,00-TL ödediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyada mevcut banka kayıtları ve ödemelere göre, 29.07.2010 tarihli tedbir nafakasına ilişkin ara karardan sonra, 02.08.2010 tarihinden itibaren ""nafaka borcu karşılığında ödendiği"" şerhi yazılmak suretiyle davalı tarafa ödeme yapıldığı, bu tarihten önceki ödemelerde ise nafaka borcu şerhi bulunmadığı bu nedenle, davalı tarafından takip konusu edilen dönemlere ilişkin olarak davacının nafaka borcunun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; sonucu itibariyle davanın reddi doğru olup hükmün gerekçesinin açıklandığı şekliyle HUMK"nun 436/4 maddesi ve 6100 sayılı HMK"nın 370/4 ve Ek 3. maddesi gereğince değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, 06.11.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.
....