3. Hukuk Dairesi 2013/12347 E. , 2013/15400 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen kişisel eşyanın iadesi ve tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Asıl davada davacılar vekili dilekçesinde; davacıların oğlu olan ....birleşen davada davalı) ile davalı ..."nun(birleşen davada davacı) Haziran ayında nişanlandıklarını ancak nişanlanma tarihinin üzerinden kısa bir zaman geçtikten sonra taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle nişanın bozulduğunu, nişan sebebiyle davalı tarafa takılan takıların iade edilmediğini belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelleri olan şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacılar tarafından nişanda takılan ziynet eşyalarının tekrar düğünde takılmak üzere davalının nişanlısı olan .... teslim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili dilekçesinde; tarafların nişanlanmasından sonra davalı ..."in ısrarı üzerine davacı ..."nun( asıl davada davalı) işyerindeki sözleşmesini yenilemeyerek çalışma hayatına son verdiğini ancak davalı ..."in hiçbir sebep yokken nişanı bozduğunu ileri sürerek 1.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulü ile, 12.292,75 TL değerinde 9 adet bilezik ve 4.887,50 TL değerinde altın setin aynen davalıdan alınarak davacılara verilmesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde taleple bağlı kalma ilkesi gereğince 10.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davalı (birleşen davada davacı) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Bilindiği üzere, bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nun 297 nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin 2 nci fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” ifadesi yer almaktadır.
Açıklanan bu hüküm, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği olduğu gibi, “Kamu düzeni” amacı ile yürürlüğe konulmuş bulunduğundan, emredici hükümlerdendir. Diğer taraftan, bu hükümle getirilen anılan biçim koşulları hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamak amacını taşımaktadır. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğmasına ve hükmün hedefine ulaşmasını engeller.
Somut olayda, mahkemece hüküm fıkrasında, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline karar verilmiş, ancak bu ziynet eşyaların cins, nitelik, miktar ve değerleri açık olarak belirtilmemiştir.
Karar bu hali ile infazı kabil nitelikte bulunmayıp, hüküm fıkrasında tahsiline karar verilen ziynet eşyaların niteliklerinin ve miktarlarının açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerekir.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, infazı kabil olacak nitelikte bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bundan ayrı olarak, davacıların dava dilekçesinde faiz talebi bulunmamaktadır. Talep aşılmak suretiyle, 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....