3. Hukuk Dairesi 2013/16156 E. , 2013/15500 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı idare vekili dilekçesinde, hizmet içi eğitime giden doktorların eğitim boyunca herhangi bir girişimsel işlem yapmadıklarını, dolayısıyla eğitim süresi boyunca ek ödemenin hastane hizmet puanı ortalamasından ve 0.80 hizmet alanı katsayısı üzerinden hesaplanması gerektiği halde .... hizmet içi eğitime giden doktorlara hastane hizmet puanı ortalamasından 2.50 hizmet alanı kadro ünvan katsayısı uygulanmak suretiyle ödeme yapıldığının tespit edildiğini, dolayısıyla eğitime giden doktorlara fazladan yersiz ödeme yapıldığını belirterek, 4.017,81 TL"nin 07/03/2008 tarihinden itibaren, 3.046,00 TL"nin 15/04/2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, konuyla ilgili olarak idarenin iş bu davada olduğu gibi davacı olması sebebiyle adli yargıda açılmış olan davalarda dahi uyuşmazlığın çözümünde idare hukuku kurallarının uygulanması gerektiği, .... sayılı kararında ise idarenin haksız ödemesini yokluk, açık hata, hile ve gerçek dışı beyana dayalı ödemeler dışında kural olarak idari yargıdaki dava açma süresi içerisinde talep edebileceğinin ifade edildiği, davanın 2008 yılının 10, 11 ve 12.aylarında yapılan fazla ödemelere ilişkin olduğu , dava açma tarihinin ise 19.02.2012 olduğu, idari yargıda dava açma süresinin 60 gün olduğu, bu suretle davanın süresinde açılmadığı, .... K. sayılı kararında değinilen sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22/12/1973 günlü 1968/8 Esas-1973/14 Karar sayılı kararında idarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın hatalı ödediği meblağı her zaman geri isteyebileceği, bunun dışında kalan hallerde hatalı ödemelerin istirdatının ise hatalı ödemenin yapıldığı tarihten başlamak üzere 60 günlük dava açma süresi içinde olanaklı olduğu ve bu süre geçtikten sonra istirdat edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
...
Mahkemenin dayandığı... ile çözümlenen husus; hatalı intibak veya hatalı terfi işlemi gibi bir şart tasarrufun sonradan idare tarafından geri alınması halinde, daha önce bu şart tasarrufa dayanılarak memura yapılmış olan fazla ödemenin nedensiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri istenmesinin idare hukuku ilkelerine göre mümkün olup olmadığına ilişkindir.
.....sayılı kararında; hatalı intibak ve hatalı terfi gibi şart tasarrufun yanlış yapılması veya sonradan geri alınması halinde, daha önce bu şart tasarrufa dayanılarak memura yapılan fazla ödemenin idare hukuku ilkelerine göre geri istenebileceği ve geri isteme süresinin 60 gün olduğu, ancak şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin ise Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde geri istenebileceği açıklanmıştır. Söz konusu kararda, mahkemece de gerekçe yapılan İBK.nun İdare tarafından yapılan bütün ödemelere uygulanması halinde, idarenin haksız iktisap kurallarından hiçbir zaman yararlanamaması ve memurların yapmış oldukları bütün hatalı ödemelerin idare tarafından gerek ödeme yapılan kişilerden gerekse ödemeyi yapandan geri alamaması gibi bir sonuç doğuracağı ve bunun da idareyi işlemez duruma getireceği gerekçesiyle savunulamayacağı kabul edilmiştir.
Somut olayda; davacı idare tarafından; davalıya hataen fazla ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. ...çtihadı Birleştirme Kararı, şart tasarruf (hatalı terfi ve intibak gibi) işlemlerine ilişkin olduğundan, somut olayda uygulama imkanı yoktur.
Hal böyle olunca mahkemece; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin, Borçlar Hukukunun sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde istenebileceği gözetilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.