20. Hukuk Dairesi 2014/5315 E. , 2014/9172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... ve Ark.
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalılar adına kayıtlı olan eski Duacı Köyü 677 parsel sayılı 5343 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27914 ada 2 parsel altında, 5392.57 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ilâ 08.07.2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Orman Yönetimi 08.07.2010 tarihinde, parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen tahdit sınırları içinde bırakıldığını ileri sürerek, bu bölümün tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli parselin yenileme kadastrosunun yapıldığı, bu çalışmanın teknik çalışmalar ile sınırlı olduğu, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, yenilemede ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı, tapudaki maliklerin intikal ve ifraz işlemine tâbi tutulmaksızın olduğu gibi tapu siciline aktarılacağı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu Duacı Köyü 27914 ada 2 sayılı parselin 5392.57 m2 olarak tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırların ve yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilmiş, Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/12/2011 tarih ve 2011/13165 - 14101 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Somut olayda; Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın yenilemeden önceki haliyle kısmen yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman tahdidi içinde kaldığı, bu bölümün tesbitinin iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir. Ancak, dava aynı zamanda 3402 sayılı Kanunun 22/2- a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece önceki kararda direnilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/12/2012 tarih, 2012/20-1059 - 2012/1274 sayılı kararı ile "yerel mahkemece öncelikle davacı ... Yönetiminden davasının sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca tesbite itiraz mı, yoksa sadece mülkiyete ilişkin mi olduğu veya her iki istemi de birlikte içerip içermediği hususu açıklattırılması, dava sadece 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme işlemine itiraza ilişkin ise bu konuda özel Daire bozma ilâmında değinildiği gibi araştırma yapılması, Orman Yönetiminin davası yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olması halinde, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi davanın hem mülkiyet iddiasına hem de 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu tesbitine itiraza ilişkin olması halinde, yenileme çalışmalarının kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı araştırılarak bu konuda bir karar verilmesi, mülkiyet iddiası yönünden ise; dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gereğine değinilerek Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda eklenen nedenlerden dolayı" mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dava dosyası kadastro mahkemesinin 2013/93 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiş, yapılan yargılama sonucunda 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan çalışmaların yasa ve teknik ölçülere uygun olduğu anlaşıldığından davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, taşınmazın sınırlarının ve yüzölçümünün düzeltilmesine, tapu iptali ve tescil istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiş; dava dosyası, tapu iptali ve tescil istemi yönünden asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır. Asliye hukuk mahkemesince, davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 29.31 m2"lik bölümüne ait tapu kaydının iptaliyle orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Yörede 1946 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 1979 yılında kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdit sınırı içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 06/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.