20. Hukuk Dairesi 2014/5236 E. , 2014/9193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, 15/01/2007 tarihli dilekçe ile açtığı davada, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan çalışmalarda, ... Köyü 127 ada 1 sayılı parselin orman niteliği ile sınırlandırılıp, Hazine adına tesbit tutanağı düzenlenerek 15/12/2006 tarihinde 30 günlük kısmî ilâna çıkartıldığını, bu orman parseline bitişik olan 127 ada 69, 78, 79 ve 80 parsel sayılı taşınmazlar da orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek, bu alanın orman sınırları içine alınarak orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, daha önce Orman Yönetimi tarafından açılan mahkemenin 2007/43, 46, 47 ve 78 sayılı dosyalarında, çekişmeli taşınmazlar hakkında karar verilmiş olduğundan, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine, 127 ada 1 sayılı parselin tesbit gibi tesciline karar verilmiş; Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/06/2011 tarih ve 2011/3303 - 6728 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece öncelikle, Orman Yönetiminden hangi taşınmazları dava ettiği, hangilerinden feragat ettiği açıkça sorulmalı, buna göre dava edilen taşınmazların tutanakları dosyada yoksa getirtilmeli, Hazine ve dava konusu taşınmazların zilyedleri davaya dahil edilmeli, gerçekten kesin hüküm olup olmadığı belirlenmeli, bu dosyada incelenen 68, 70, 71 ve 72 sayılı parseller dava konusu değilse, tutanak asılları olağan yollarla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmeli, yine aynı şekilde, 127 ada 1 numaralı orman parselinin kendisinin davalı olmadığı, çevresinin davalı olduğu düşünülerek bu parsel hakkında hüküm kurulmamalı ve tutanağı da kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmeli, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece, önceki kararda direnilmiştir. Davacı Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05/10/2012 tarih ve 2012/20-243 E. - 2012/652 K. sayılı kararıyla; [ilk olarak, davacı Orman İdaresinin açtığı bu davanın dava konusu 127 ada 1 parsel sayılı taşınmaza sınır olan taşınmazların tamamına yönelik mi, yoksa davacı vekilinin 26/05/2008 günlü duruşmadaki "127 ada 1 parsel çevresinde bulunan aynı ada 69, 78, 79 ve 80 sayılı parsellerle ilgili mahkemenizde itiraz davaları mevcuttur. Bunlar dışındaki 127 ada 1 parsel çevresi ile ilgili başkaca bir iddiamız yoktur" şeklindeki beyanı ve ... Orman İşletme Müdürlüğünün 25/09/2008 tarihli yazısı ile "127 ada 69, 78, 79 ve 80 nolu parseller dışındaki diğer parseller üzerinde orman olduklarına dair bir iddiamız yoktur" şeklindeki yazısının davanın bu parsellere özgülenip özgülenmediği hususları öncelikle ele alınıp oylanmış ve davanın anılan dört parsele özgülendiği hususu kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, davanın özgülendiği kabul edilen 4 parsel ile ilgili olarak Orman İdaresi ile bu parsel malikleri arasında mahkemenin 2007/78, 2007/46, 2007/43 ve 2007/47 Esas sayılı dava dosyalarının eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağı hususu ele alınıp tartışılmış, eldeki davanın kısmî ilân sonrasında köy tüzel kişiliği aleyhine 15.01.2007 tarihinde açılmış olduğu, anılan davaların ise kadastro parselleri belirlendikten sonra 02.07.2007 tarihinde açıldıkları, taraflarının farklı olduğu ve dava tarihi itibariyle kesin bir hükmün bulunmadığı hususları dikkate alındığında kesinleşen bu ilâmlarının eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; özgülendiği kabul edilen dört parselle ilgili olarak parsel maliklerinin davada yer almalarının sağlanması ve yargılama aşamasında ayrı açıldığı anlaşılan yukarıda esas numaraları belirtilen davaların eldeki dava ile birleştirilmeleri ve birlikte yargılamalarının yapılması gerekirken, özgülenen parsellerle ilgili olarak açılan davaların bekletici mesele yapılması ve eldeki davanın ayrı karara bağlanması kural olarak doğru değildir.
Ne var ki; bu hususlar gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucu özgülenen dört parsel yönünden açılan davalardan 78 ve 79 parsel sayılı taşınmazların orman olarak Hazine adına 69 ve 80 parsel sayılı taşınmazların ise ormanla ilgisinin olmadığı tesbit edilerek kişi adına tesciline karar verildiği ve bahsi geçen kararların kesinleştiği anlaşıldığına göre, özgülenen taşınmaz maliklerinin davaya dahil edilmelerine gerek kalmamıştır.
Hal böyle olunca; anılan hususlar gözetilerek bu gerekçeler ile davanın reddi karar verilmesi gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan kesin hükümden bahisle davanın reddine karar verilmiş olması usûl ve kanuna uygun değil ise de sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur.
Ancak, getirtilen kadastro tutanaklarından, açılan dava nedeniyle itirazlı olduğu için tutanakları açık bırakılan taşınmazlar bulunduğu görülmüştür. Mahkemece, eldeki dava nedeniyle tutanakları açık bırakılan taşınmazların tesbiti ve bu tutanaklarla ilgili olarak tutanak asılları olağan yollarla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi yerinde değildir.
O halde, yerel mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınarak bir karar verilmek üzere ve salt bu değişik gerekçelerle direnme kararının bozulması gerektiği”ne değinilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu kararına uyulduktan sonra davanın reddine, ... İli, Merkez Kozluca Köyünde kain 127 ada 1 nolu parselin tespit gibi orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, ... İli, Merkez ... Köyünde kain 127 ada 69, 78, 79 ve 80 sayılı parseller hakkında mahkemenin önceki kararlarıyla tescile ilişkin karar verildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, tesbitleri açık bırakılan ... İli, Merkez, ... Köyünde kain 127 ada 68, 70, 71 ve 72 parsel sayılı taşınmazların tutanaklarının kesinleştirilmesi işleminin yapılması ve tescilin sağlanması için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairenin 10/12/2013 tarih ve 2013/6081 – 11443 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; [Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda "Tesbitleri açık bırakılan 127 ada 68, 70, 71 ve 72 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi tesciline" dendiği halde, gerekçeli kararda "Tesbitleri açık bırakılan ... İli, Merkez ... Köyünde kain 127 ada 68, 70, 71 ve 72 parsel sayılı taşınmazların tutanaklarının kesinleştirmesi işleminin yapılması ve tescilin sağlanması için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine" denmiştir. Oysa, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur.] denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine, ... Köyünde bulunan 127 ada 1 parselin orman niteliği ile tesbit gibi Hazine adına tapuya tesciline dava konusu yapılmayan, ancak, dosya içerisinde mevcut olan 127 ada 68, 70, 71 ve 72 parsel sayılı taşınmazların tutanak asıllarının olağan yollarla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 06/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.