20. Hukuk Dairesi 2014/3215 E. , 2014/9256 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü, ... Mevkii ... ada ... parsel sayılı 858,14 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle fındıklık niteliğiyle davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, tutanağın beyanlar hanesindeki şerhin aynen muhafazasına karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28.10.2009 gün ve 2009/14802 E. -15909 K. sayılı kararıyla onanmıştır.
Davalı vekilince, dosyada delil olarak kabul edilen sulh ceza mahkemesi dosyasında keşif yapılmadan karar verildiği, davacının babası ... ..."in mahkumiyetine karar verilen suça konu yerin ... sayılı parselin batısındaki yoldan sonra gelen 84 nolu parsel olduğu iddiasıyla, kararın düzeltilmesini istenmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.07.2010 gün ve 2010/6934 - 9441 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece sulh ceza mahkemesinin 23/09/1996 gün ve 322 - 519 sayılı kararına konu olan yerin dava konusu ... ada ... nolu parsel olduğu gerekçeleri ile Yönetimin davasının kabulüne karar verilmişse de, yapılan araştırmanın yeterli olmadığından bahisle bir orman, bir ziraat mühendisi ve bir fen memuru yardımıyla keşif yapılarak, gerek ... ada ... ve gerekse ... sayılı parseller üzerindeki fındık ve varsa diğer ağaçların yaşlarının saptanması ve 23/06/1996 tarihli suç tutanağında tanımı yapılan yerin keza Orman İşletme Şefi ... ... ... tarafından düzenlenen krokideki amenajman planı üzerinde işaretlenen kırmızı renkli yer ve doğusu, batısı 15 metre, güneyi kuzeyi 30 metre olarak ölçülen yerin neresi olduğu ve hangi parsel olduğu kesin olarak saptanılmalı, gerekirse yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından da faydalanılmalı, 1980"li yıllara ait memleket haritası da getirtilerek taşınmazın bu haritadaki niteliği de belirlenmeli, taşınmazın ve komşu parsellerin konumu memleket haritası üzerinde gösterilmeli, eğim durumu, bitki örtüsü belirlenmeli, sulh ceza mahkemesi kapsamı dışında kalsa dahi taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı saptanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, açılan davanın reddine ve dava konusu ... Köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın orman bilirkişi raporundan orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiş, bu kez Dairenin 27/09/2011 gün ve 2011/11841 - 10621 sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyalan bozma kararında özetle; " Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; 02/07/2010 gün ve 2010/6934 – 2010/9441 sayılı bozma kararında sulh ceza mahkemesinin dosyasında tanımı yapılan ve orman işletme şefi M. Şenol Kırali tarafından düzenlenen krokide amanejman planı üzerinde işaretlenen kırmızı renkli ve doğusu, batısı 15 metre, güneyi 30 metre olarak ölçülen yerin neresi ve hangi parsel olduğunun kesin olarak saptanması ve komşu parsellerin konumunun memleket haritası üzerinde gösterilmesi, eğim durumu ve bitki örtüsünün belirlenmesi, sulh ceza mahkemesi kapsamı dışında kalsa dahi taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı saptanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği”ne değinilmesine rağmen, mahkemece; sulh ceza mahkemesindeki davaya konu yerin tespit edilemediği, keşif sırasında da yöntemine uygun bir şekilde dinlenmeyen yerel bilirkişilerin taşınmazın 84 parsel içinde kaldığı yönündeki soyut ifadelerine değer verildiği görülmüştür. Oysa; bozma öncesi dinlenen yerel bilirkişiler ise taşınmazın dava konusu yer olduğunu beyan ettikleri, ayrıca suç tutanağında belirtilen yerin 450,00 m² olduğu, oysa, ... sayılı parselin kadastro sırasında belirlenen yüzölçümünün 144,07 m² olduğu, mahkemece yerel bilirkişilerin birbiri ile çelişkili beyanları üzerinde durulup çelişki giderilmediği gibi yüzölçümü uyumsuzluğu üzerinde ise hiç durulmamıştır. Öte yandan; amanejman haritası üzerinde işaretli yerin dava konusu ... ve dava dışı ... sayılı parsellerin bulunduğu bölgede olduğuna dair uyuşmazlık bulunmamasına rağmen orman bilirkişi tarafından bu yerin dava konusu taşınmaza uzakta (güneyinde) biryerde gözüktüğü ifade edilmiştir. Aynı bilirkişi, hava fotoğraflarında taşınmazın üzerinde funda-maki (çalılık) florasının bulunduğunu ve eğimin % 5-10 olduğunu ifade etmiştir. Oysa, bozma öncesinde alınan orman bilirkişi raporunda ise, eğimin % 15 olduğu ifade edilmiştir. Mahkemece raporlar arasındaki bu çelişkiler üzerinde de durulmamıştır. Bu durumda, yerel bilirkişi beyanları ile orman bilirkişi raporları birbiri ile çelişkili olup, çelişki giderilmeden hüküm verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
Mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre gereği eksiksiz yerine getirilmelidir. Bu bağlamda mahkemece öncelikle, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek orman mühendisi ve bir fen elamanı ile ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi ve yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde yapılacak keşifte, 23/06/1996 tarihli suç tutanağında tanımı yapılan, orman işletme şefi ... ... tarafından düzenlenen krokideki amenajman planı üzerinde işaretlenen kırmızı renkli yer ve doğusu, batısı 15 metre, güneyi kuzeyi 30 metre olarak ölçülen yerin neresi olduğu yerel bilirkişiler marifetiyle saptanmalı, dosya kapsamından ve özellikle davalının beyanından sulh ceza mahkemesindeki davaya konu yerin dava konusu ... ve dava dışı ... sayılı parsellerin bulunduğu bölge içinde bulunduğu anlaşıldığından ve sulh ceza mahkemesinde yaklaşık olarak 450,00 m² yüzölçümlü bildirildiğinden, dava konusu ... sayılı parselde davalının murislerinin zilyetliğinin başlangıç günü, ilk kullanımdaki sınırları sorularak tespit edilmeli, taşınmazın ilk kullanımına başlanılması sonrasında bu sınırlarda değişiklik olup olmadığı ve ilk kullanım günü ile güncel kullanım duruma göre taşınmazda genişleme veya büyüme olup olmadığı hakkında yerel bilirkişiler ve varsa tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınarak dava konusu ... sayılı parselin sulh ceza mahkemesinde belirtilen yerin büyütülmesi sonucu elde edilen bir yer olup olmadığı kesin olarak saptanmalı ve dava konusu taşınmazın ceza davasında hükümlülüğe neden olan yer ile aynı yer olduğu tespit edildiği takdirde mahkemece başkaca araştırma yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmelidir.
Yukarıda belirtilen şekilde yapılan araştırma ve incelemede dava konusu taşınmazın sulh ceza mahkemesindeki davaya konu yer ile aynı yer olmadığı tespit edildiği takdirde, bu sefer eski tarihli resmî belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine dava konusu ... Köyü ... ada ... nolu parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1969 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 07/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.