20. Hukuk Dairesi 2014/6229 E. , 2014/9311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... Köyünde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun kısmî ilâna çıkartıldığını, ancak; dava dilekçesinde gösterilen alanların orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığını ileri sürerek, bu alanların orman sınırları içine alınması ve orman niteliğiyle ... adına tescili isteğiyle ... ve Köy Tüzel Kişiliğine husumet yönelterek dava açmıştır. Daha sonra yapılan kültür arazilerinin kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazların tespit tutanakları kesinleştirilerek mahkemeye gönderilmiş, mahkemece; dava konusu yerlere ilişkin daha önce dava açıldığından tespit gören taşınmazların kadastro tesbit tutanakları davalı hale getirilmiş, tesbit malikleri davaya dahil edilerek, yargılama aşamasında dosya davalı adedince tefrik edildikten sonra; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... Köyü 115 ada 13 sayılı parselin tespitinin iptali ile dava konusu parselin 08/05/2012 havale tarihli fen bilirkişi rapor ve ekindeki krokide (B) işaretli 1029,31 m² yüzölçümlü bölümün tesbit gibi davalı ... adına, (A) işaretli 6565 m² yüzölçümlü bölümün kadastro tesbitinin iptali ile bu kısmın aynı adada en son parsel numarası verilerek orman vasfıyla ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/10/2013 tarih ve 2013/5292 E. - 8962 K. sayılı kararında özetle: "1) Davacı ... Yönetimi ve Hazinenin (B) ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazların, uzman orman bilirkişi tarafından resmî belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada; orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) ... ve davalı gerçek kişinin (A) ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazları bakımından; mahkemece, (A) ile gösterilen bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporları hükme yeterli değildir. Çekişmeli taşınmaz yönünden orman bilirkişisi 1986 tarihli memleket haritası ve bulgulara göre orman sayılan yerlerden olduğu, ziraat bilirkişisi de tarım arazisi vasfında olmadığını bildirmiş ise de, taşınmazın (A) bölümünün 1955 tarihli memleket haritasında bağ alanı ve açık alanda gözüktüğü, yine 1986 tarihli memleket haritasında orman işareti bulunmayan meyve bahçesi rumuzlu yeşil alanda gözüktüğü ve bu konuların bilirkişi raporlarında tartışılmadığı gibi zilyetlik yönündende tanık ve mahalli bilirkişi dinlenmeden, eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; yapılacak araştırma sonunda, (A) bölümünün orman olmadığı ve zilyetlikle iktisap edilecek yerlerden olduğu anlaşılırsa, bu defa davalı gerçek kişi yönünden 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; imar ve ihya üzerinde durulup, tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda; davacı ... Yönetimi"nin 115 ada 13 sayılı parsel içinde kalan (B) harfli kısma ilişkin davasının reddi ile 115 ada 13 sayılı parselin dahili davalı ... adına tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 17/09/2008 - 16/10/2008 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu vardır.
Dosya kapsamı, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davanın reddine dair kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; mahkemece ilk verilen 17/05/2012 tarih ve 2012/41E-33K sayılı kararda, (B) ile işaretli 1029,31 m² yüzölçümlü bölümün tespit gibi davalı ... adına, (A) ile işaretli 6565 m² yüzölçümlü bölümün kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla ... adına tesciline ilişkin hüküm kurulmuş, bu kararın temyiz edilmesi üzerine dairemizin 08/10/2013 gün 2013/5292 E. - 8962 K. sayılı kararı ile, taşınmazın (B) bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ve karar düzeltme yoluna gidilmemesi sonucunda ise karar (B) bölümü yönünden kesinleşmiştir. Temyiz incelemesinde (A) bölümü yönünden ise hüküm bozularak, bu bölüm yönünden yeniden araştırma yapılmasına karar verilmiş ve mahkemece de taşınmazın (A) bölümüne yönelik olarak araştırma yapılmıştır. Ancak, mahkemece son kararda (A) bölümü yönünden karar verilmesi gerekirken, hatalı olarak, çekişmeli taşınmazın (B) harfli bölümüne ilişkin davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan [(B)] harfinin çıkartılarak yerine [(A)] harfinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla ...M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.