Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2245
Karar No: 2020/2647
Karar Tarihi: 15.06.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/2245 Esas 2020/2647 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/2245 E.  ,  2020/2647 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-
    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, ilk eşini kaybedip bakım karşılığı evlendiği ikinci eşinden de boşandığını, bu süreçte davalı oğlu ... ile dava dışı gelininin çekişmeli 3055 ada 3 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetini devretmesi halinde ölünceye kadar bakmayı vaadederek birlikte oturup tüm ihtiyaçlarını gidereceklerine inandırdıklarını, bunun sonucunda dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetini satış suretiyle davalıya devrettiğini; işlemin bedelsiz yapıldığını, ancak davalı oğlu tarafından kandırıldığını, temlikin gerçekleştirilmesinden sonra da ortada bırakıldığını, oğlu ile gelininin kendisiyle ilgilenmedikleri gibi evinde bulunan tüm eşyalarını alarak gittiklerini ileri sürerek davalı adına kayıtlı çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, cevap dilekçesi vermemiştir.
    Mahkemece, davacının iddiasını yazılı delille ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine ilişkin karar, Dairece; “... Öte yandan, hile (aldatma) her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin (aldatma) öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, def"i yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Ne var ki, mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma ve soruşturma yapılması, tarafların iddiaları ile toplanmış ve toplanacak delillerinin değinilen ilkelere göre değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, çekişmeli taşınmazın bakım karşılığı davalıya devredildiği, davalının edimini yerine getirmediği ayrıca davacıya satım sebebi ile bir bedel ödenmediği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların baba-oğul oldukları, davacı ...’in maliki olduğu dava konusu 3055 ada 3 parsel sayılı (yeni 314 ada 82 parsel), 452,79 m2, arsa vasıflı taşınmazını intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetinin tamamını bizzat, 14.01.2013 tarihli 120 yevmiye numaralı resmi senetle davalıya satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.
    Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Bunun yanında, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6. maddesine göre "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Yine 6100 sayılı HMK"nın 190/1 maddesi gereğince "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." Anılan maddeler uyarınca herkes iddiasını ispat etmekle mükelleftir.
    Somut olaya gelince; toplanan deliller yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde, HMK 190. ve TMK 6. maddeleri gereğince, temlikin hileli olduğu iddiasının davacı tarafından kanıtlandığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi