10. Hukuk Dairesi 2015/2483 E. , 2015/9923 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan PTT Genel Müdürlüğü ile Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir.
Davacı, 20.10.1959-1961 tarihleri arası davalı ... nezdinde ve 1963-1966 yıllarında diğer davalı ... nezdinde geçtiğini iddia ettiği hizmetlerinin tespitini talep etmiş, Mahkemece, davacının ..."nde 28.12.1964-14.08.1966 tarihleri arasında bildirim yapılan günler haricinde 341 gün sigortalı olarak çalıştığının tespitine, davalı Belediye Başkanlığı yönünden hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmiştir.
Eldeki davada, talep konusu 20.10.1959-1961 tarihleri arası davalı Belediye Başkanlığı tarafından davalı kuruma bildirim yapılmadığı, dava dışı ... İnşaat işyerinden 10.08.1960-11.09.1960 arası 31 gün bildirimli çalışmasının bulunduğu, talep konusu 1963-1966 yıllarına ilişkin, 06.06.1963 tarihinde dava dışı Etibalık İskenderun işyerinden işe bildirgesi verildiği, davalı (1086), (2385) ve (1139) sicil nolu PTT işyerinden 28.12.1964, 20.04.1965 ve 20.09.1965 tarihlerinde imzalı işe giriş bildirgesi verildiği, (2385) sicil nolu PTT işyerinden 20.09.1965-14.08.1966 tarihleri arası 246 gün bildirim yapıldığı, bildirim yapılan ve işe giriş bildirgesi verilen davalı PTT işyerine ait dönem bordrolarının celp edilmediği, bordro tanıklarının resen dinlenilmediği, işyeri ile ilgisi olmayan davacı tanıklarının beyanına itibar edilerek ve husumet durumu incelenmeksizin eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının çalışmalarının geçtiği “Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü”, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununda değişiklik yapan ve 18.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 4000 sayılı Kanunla iki ayrı tüzel kişiliğe ayrılmıştır. Anılan Kanunla 406 sayılı Kanuna eklenen geçici 1. madde gereği; “Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü"nün telekomünikasyonla ilgili hizmetleri yürüten personeli ile taşınır ve taşınmaz malları, her türlü araç, gereç ve cihazları, hak ve alacakları ile borçları Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketine devredilmiştir.”
Öncelikle, husumet sorununun incelenmesi gerekmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. maddesinde, taraf ve dava ehliyetine sahip olunması, dava şartı olarak düzenlenmiş ise de; anılan Kanunun tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124/3. maddesinde, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği belirtilmiştir. Somut olayda dava, ..."ne açılmıştır. Davacının, talep konusu dönemde ..."ne ait İskenderun PTT Müdürlüğü"nden bildirimleri bulunmaktadır. Bildirimlerinin yapıldığı dönemden sonra PTT olan işyeri 1995 yılında telekomünikasyon ve posta hizmetlerinin birbirinden ayrılmasıyla T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü" (PTT) ve Türk Telekomünikasyon A.Ş. olarak iki ayrı tüzel kişiliğe ayrılmıştır. Mahkemece, davacının da beyanı alınarak, davacının çalıştığı işin hangi tüzel kişilik kapsamında gerçekleştiği araştırılmalı ve davanın doğru hasma yöneltilmesi sağlandıktan sonra yargılama sürdürülmelidir.
506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu nedenle, öncelikle, davalı işverenin kamu kurumu olduğu ve kamu kuruluşlarındaki çalışanların kayıtlara geçirilmesinin ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılmasının asıl olduğu da göz önünde tutularak, çalışmanın geçtiği iddia edilen döneme ilişkin maaş ödeme ve ücret bordrolarının denetime elverişli şekilde eksiksiz olarak getirtilmeli, tarafların gösterdiği tanıkların anlatımı ile yetinilmeyerek, dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile gerektiğinde, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, sonradan dinlenen tanık beyanları ile daha önce dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde, bu çelişki giderilmeye çalışılmalı, bu şekilde sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, dava konusu
döneme ilişkin ücret bordrolarında prim kesintisi yapılmış ise bu kesintinin yapıldığı dönemler yönünden hak düşürücü sürenin geçmediği gözetilerek, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılardan Kurum ile ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacı ve davalılardan PTT Genel Müdürlüğü"ne iadesine, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.