Esas No: 2014/5790
Karar No: 2014/9574
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/5790 Esas 2014/9574 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 09.03.2012 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi tarafından istenilmekle, tayin olunan 30.09.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... mirasçıları vekili Av. ..., ...vekilleri Av. ... ve Av. ..., ... mirasçılarından ... mirasçıları vekili Av. ..., ... mirasçılarından ... ve ... vekili Av. ..., ... Terekesi vekili Av. ..., Hazine vekili Av. ..., ... mirasçıları vekili Av. ... geldi, diğer taraftan ..., ... mirasçısı ..., ... mirasçısı ... ve ..., ... vekili Av. ..., ... mirasçısı ..., ... mirasçısı ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
A) ... İli, ... Köyü"nde 1954 yılında yapılar genel arazi kadastrosu sırasında;
... parsel sayılı 8270 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1949 senesinde ... açarak tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 1040 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1951 senesinde ... açarak tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 2760 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1951 senesinde ... açarak tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 3400 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1950 – 1951 senelerinde ... oğlu ... açarak tarla haline getirdiği ve ..."e sattığı” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 4040 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1950 – 1951 senelerinde ... açarak tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 5060 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1950 – 1951 senelerinde ... tarafından ..."a satıldığı ve bunun açarak tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 8880 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1950 – 1951 senelerinde ... açarak tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 9760 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1950 – 1951 senelerinde ... imar ve ihya ederek tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 9060 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1950 – 1951 senelerinde ... imar ve ihya ederek tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 4840 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1946 – 1947 senelerinde ... imar ve ihya ederek tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 9600 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1946 – 1947 senelerinde ... oğlu ... ile ... imar ve ihya ederek tarla haline getirdikleri” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 717 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1946 – 1947 senelerinde ... imar ve ihya ederek tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 3920 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1946 – 1947 senelerinde ... oğlu ..."in imar ve ihya ederek tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 11760 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık ve orman iken 1946 – 1947 senelerinde ... ve ... imar ve ihya ederek tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 3780 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık araziden 1947 – 1948 senelerinde ... açarak tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 1960 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık araziden 1947 – 1948 senelerinde ... evlatları ... ile ... imar ve ihya ederek tarla haline getirdikleri” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 3340 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık arazi iken 1947 – 1948 senelerinde ... tarafından imar ihya edildiği ve 2 sene sonra ..."a satıldığı” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 4300 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık araziden 1947 - 1948 senelerinde ... imar ve ihya ederek tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
... parsel sayılı 4180 m² yüzölçümlü taşınmaz belgesizden tarla niteliğiyle “çalılık araziden 1947 - 1948 senelerinde ... imar ve ihya ederek tarla haline getirdiği” belirtilmek suretiyle Hazine adına,
..., ..., ..., ..., ..., ... parsel sayılı sırasıyla 8800 m², 33875 m², 7250 m², 12550 m², 7450 m², 17000 m² yüzölçümlü taşınmazlar 25.05.1948 tarih 201 cilt 1 sayfa 117 sıra sayılı tapu kaydı dayanak alınarak mirasçılarının kimlerden ibaret olduğu bilinmediğinden ölü oldukları belirtilmek suretiyle ... ve ... adına tesbit edilmiştir.
B) ... İli, ... ... Çiftliği Köyü"nde 1961 yılında yapılıp 12.12.1961 ilâ 10.01.1962 tarihleri arasında ilan edilen genel arazi kadastrosu sırasında;
... parsel sayılı 374125 m² yüzölçümlü taşınmaz, 25.10.1935 tarih 135 ve 136 sıra numaralı, 05.12.1941 tarih 8 ve 9 sıra sayılı, 03.03.1944 tarih 61 ve 62 sıra sayılı ve 25.11.1948 tarih 129 ve 130 sıra sayılı tapu kayıtları dayanak alınarak tarla ve ev niteliğiyle ..., ... ve ... adına tesbit edilmiştir.
C) ... İli, ... Köyü"nde 1956 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında;
... parsel sayılı 4040 m² yüzölçümlü tarla nitelikli taşınmaz, senetsizden “çalılık ve orman halinde iken 1949 senesinde ..."ün imar ve ihya ile tarla haline getirdiği” belirtilerek Hazine adına,
... parsel sayılı 5800 m² yüzölçümlü tarla nitelikli taşınmaz, senetsizden “çalılık ve orman halinde iken 1949 senesinde ... oğlu ..."un imar ve ihya ile tarla haline getirdiği” belirtilerek Hazine adına edilmiştir.
A.1) 1957/863 Esas sayılı dosyaya ilişkin olarak;
16.09.1930 tarih 14 ve 15 sıra sayılı tapu kaydına dayanarak ... ve ... parsellere ilişkin olarak davacılardan ..., ... sayılı parsele ilişkin olarak davacılardan ..., ... sayılı parsele ilişkin olarak davacılardan ... tesbite itiraz etmiştir.
Nisan 1932 tarih 23 sıra sayılı tapu kaydına dayalı olarak davacılardan ... ... ve ... sayılı parsellere, davacılardan ... ... ve ... parsellere, davacılardan ... ise ... sayılı parsele itiraz etmiştir.
Diğer davacılar ... ve ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellere, ... ... sayılı parsele, ... ... sayılı parsele ve ... ise ... sayılı parsele itiraz etmiştir.
... vekili 20.12.201963 tarihli dilekçe ile, 09.12.1957 tarih cilt 277 sahife 99 sıra 40 sayılı tapu kaydına dayanarak ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin vekil edeni adına tescbit ve tescili istemi ile davaya katılmıştır.
5609 sayılı Kanuna göre görevli olan Gezici Arazi Kadastro Mahkemesince, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellere ilişkin açılan davalar 1957/863 Esas sayıda birleştirildikten sonra 06/12/1963 tarihinde tahsisatın kalmadığı cihetle tahsisat geldiğinde duruşma gün ve saatinin yeniden taraflara ilânen tebliğine ve dosyanın şimdilik muameleden kaldırılmasına karar verilmiş, daha sonra 509 sayılı Kanuna göre kurulan Tapulama Hakimliği"nce 509 sayılı Kanunun 61. maddesi uyarınca 1964/21 esasına kaydedilmiş ve 23.09.1965 tarihinde 1964/20 Esas sayılı dosya ile birleştirilmiştir.
A.2) 1957/850 Esas sayılı dosyaya ilişkin olarak;
Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davacılar ..., ..., ... ve ... sayılı parsellere, ... ... sayılı parsele, ... ... sayılı parsele, ... ... sayılı parsele, ... ... sayılı parsele, ... ... sayılı parsele, ... ... sayılı parsele, ... ... sayılı parsele ilişkin olarak tesbite itiraz etmişlerdir.
Diğer davacılar ... ve ... ise ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak tesbite itiraz etmiştir.
Davacı ... , 26.10.1951 tarih cilt 220, sayfa/sıra 62/48 sayılı tapu kaydına dayanarak ... parselin tesbitine itiraz etmiştir.
... vekili 20.12.1963 tarihli dilekçe ile, 09.12.1957 tarih cilt 277 sahife 99 sıra 40 sayılı tapu kaydına dayanarak ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsellerin vekil edeni adına tescbit ve tescili istemi ile davaya katılmıştır.
5609 sayılı Kanuna göre görevli olan Gezici Arazi Kadastro Mahkemesince, ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellere ilişkin açılan davalar 1957/850 esas sayıda birleştirildikten sonra 23/12/1963 tarihinde tahsisat geldiğinde duruşma gün ve saatinin yeniden taraflara ilânen tebliğine ve dosyanın şimdilik muameleden kaldırılmasına karar verilmiş, daha sonra 509 sayılı Kanuna göre kurulan Tapulama Hakimliği"nce 509 sayılı Kanunun 61. maddesi uyarınca 1964/20 Esasına kaydedilmiştir.
1. Tapulama Hakimliği"nce 26.09.1967 tarih 1964/20-313 sayılı karar ile katılan ..."nin davasının, dayandığı 09.12.1957 tarih 40 sayılı tapu kaydının kök, mevki ve hudutları bakımından davalı parsellere uygun olmadığı ve kapsamadığı gerekçesiyle reddine, davacılar ... ve ..."in 766 sayılı Kanunun 60/3. maddesi uyarınca işlemli davetiye tebliğine rağmen mahkemeye gelmemiş, itiraz sebep ve delillerini bildirmemiş olmaları nedeniyle davalarından vazgeçmiş sayılmalarına, davacalar ..., ... ve ..."ün 16.09.1940 tarih 14 ve 15, ..."nun 26.10.1951 tarih 48 sıra ve ..."nun 19.12.1951 tarih 67 sıra, ..., ... ve ..."nın Nisan 1932 tarih 23 sıra sayılı tapu kayıtlarının davalı taşınmazları kapsamadığından davalarının reddine, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin imar ve ihyalarının
para ve emek sarfı ile 1951 yılında tamamlandığından vaki itirazların reddine ve ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin tesbit gibi Hazine adına tescillerine, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin para ve emek sarfı ile imar ve ihya işlemlerinin 1947-1948 yıllarında son bulduğundan 766 sayılı Kanunun 37. maddesi uyarınca Hazine adına tescillerine, ancak, ... sayılı parselin ... oğlu ..., ... parselin ... oğlu ..., ... ve ... sayılı parsellerin ... oğlu ... ve ..., ... ve ... sayılı parsellerin ... kızı ..., ... sayılı parselin ... oğlu ..., ... sayılı parselin ... oğlu ..., ... sayılı parselin ... evlatları ... ve ..., ... sayılı parselin ... oğlu ... tarafından imar - ihya edilip ..."a devredildiği, ... sayılı parselin ... Kızı ..."un 1947-1948 senelerinde para ve emek sarfı ile tarla haline getirilmiş bulundukları ve bu gayrimenkullerde Hazine tarafından Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu tatbik edilinceye kadar ahara temliki tasarrufta bulunabileceği gibi ihya edenlerle haleflerinin zilyetliklerinin ihlâl edilmemesi hususunun tutanakların şerhler hanesinde belirtilmesine ilişkin verilen karar, katılan ... vekili, davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından 11.06.1968 tarih 1968/1783-4471 sayılı karar ile bozulmuştur.
Daire bozma kararında özetle “1)...davacılardan ..."in ... parsel üzerindeki tasarruf ve zilyetliğinin iktisap sağlayıcı süreye baliğ olmadığından itirazının reddi ile aleyhinde olan hükmün onanmasına,
2) Tapu kayıtlarına müsteniden itiraz eden diğer davacıların temyiz itirazlarının ise, tapu kayıtlarının uygulanmasının yetersiz olduğu, bilirkişilerin tapularda yazılı sınır yerlerini arazi üzerinde birer birer göstermedikleri, bu nedenle komşu parsel tutanaklarıyla onların dayanaklarını teşkil eden kayıtlar getirilmek ve bunlardan da yararlanılmak suretiyle yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra 1969/904 Esas sayı ile yargılamaya devam olunmuştur.
Yargılama sırasında 10.09.1971 hâkim havale tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazların murisleri ..., ... ve ..."dan intikal eden D: Değirmen yolu, B:Küçük Su Deresi, K:Kumlu Çayırı, G: ... oğlu tarlası ile çevrili tapu kaydının kapsamında kaldığı iddiasıyla ... davaya katılmıştır.
Mahkemece 10.04.1997 gün 1969/904-82 sayılı karar ile ... parsel sayılı taşınmaz hakkındaki kararın kesinleşmesi nedeniyle bu parsel yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacılar ve katılanların dayandıkları tapu kayıtlarının davalı taşınmazlara uymadıkları ve 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin davacılar yararına oluşmadığından davacılar ve katılanların davasının reddine, dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin Hazine adına tesciline ilişkin verilen karar katılan ... mirasçısı ... ve ... vekili, ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından 23.06.1998 gün 1998/1671-2892 sayılı karar ile bozulmuştur.
Daire bozma kararında özetle: “Katılan ..."nın öldüğü ve ölümle hukukî kişiliğin sona erdiğinden, mirasçıları belirlenerek mirasçıların davaya katılmaları sağlanmak suretiyle davaya devam edilmeli, öte yandan nihai kararın 7201 sayılı Kanunun 29 ve Tebligat Nisamnamesinin 47/2. maddesi uyarınca ilânen yapılan tebligatların mahkeme divanhanesinde 1 ay süre ile askıya çıkarılması gerekirken bir hafta askıya çıkarılması tebligat kanunu ve tüzüğüne aykırı olduğu,
Katılan davacıların aynı tapu kaydına dayanarak davalılar aleyhine birden ziyade dava açtıkları ve davaların derdest olduğu ve dayanılan tapu kayıtlarının nereye ait olduğunun belirlenmesi açısından zorunluluk bulunduğundan HUMK 45. maddesi uyarınca birleştirilmelerinin gerektiği,
..."un tapu kaydı ve zilyetliğe dayalı olarak dava açtığı, davasına konu ettiği taşınmaz üzerinde tesbit gününde sürdürdüğü zilyetliğin iktisaba elverişli süreye ulaşmadığından bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak, dayandığı Eylül 1930 tarih 14 ve 15 sayılı tapu kayıtlarının uygulamasının, tapu kaydının batısında okunan isimsiz yolun ... sayılı parselin batısındaki Acıklı Yolu olup olmadığının tesbiti bakımından yetersiz olduğu” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yargılamaya 1998/81 Esas sayı üzerinden devam edilmiş ve 22.03.2000 gün 1998/81-9 sayılı karar ile mahkemenin 1998/79 Esas sayılı kararı ile birleştirilmiştir.
A.3)1955/1754 E sayılı dosyaya ilişkin olarak;
Asliye 1. Hukuk Mahkemesinde davacı ... tarafından ... aleyhine 1948/389 E sayı ile açılmış olan 10.01.1930 tarih 37 sıra sayılı tapu kaydı kapsamında kalan taşınmaza vakî elatmanın önlenmesi davası ..., ... ve ... sayılı parsellerde tesbit gördüğünden kadastro mahkemesine devredilmiş, yargılama sırasında davacı vekili 30.12.1958 tarihli oturumda dayanılan tapu kaydının ... sayılı parseli de kapsadığını bildirmiştir.
Davacı ..., 06.12.1940 tarih 8 sıra ve 25.11.1948 tarih 129 sıra sayılı tapu kayıtlarına dayalı olarak ..., ..., ..., ... ve parsel sayılı taşınmazların tesbitlerine itiraz etmiştir.
Yargılama sırasında 16.05.1957 tarihli dilekçeler ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin, ... ise ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak davaya katılmış, 15.06.1959 tarihli oturumda katılan ... vekili taleplerinin ... parsele ilişkin olduğunu bildirmiştir.
... ... ve ... parsellere ilişkin zilyetlik iddiası ile, ... ise 12.03.1959 tarihli dilekçe ile 5 dönüm miktarlı ve 1955/1754 E sayılı dosya arasında davalı bulunan ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin davaya katılmıştır.
..., ..., ... ve ... vekili 11.06.1961 tarihli dilekçe ile, 09.12.1957 tarih cilt 277 sahife 99 sıra 40 sayılı tapu kaydına ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1944/8 E. sayılı dava dosyasına dayanarak ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin vekil edeni adına tesbit ve tescili istemi ile davaya katılmıştır.
20.11.1961 tarihli oturumda davacı ..., ... parsel sayılı taşınmazın dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kaldığını beyan ederek ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin davasından vazgeçtiğini beyan ve imza etmiştir.
... sayılı parsele ilişkin açılan dava 20.11.1961 tarihli oturumda eldeki davadan tefrik edilmiştir.
Mahkemece, 18.11.1963 tarihinde ödenek bulunmadığından davanın durdurulmasına karar verilmiş, daha sonra 509 sayılı Kanunun 61. maddesi uyarınca kaldığı yerden devam edilmek üzere 1964/5 E sayısına kaydedilmiş ve 18.12.1985 gün 1964/5-564 sayı ile 509 ve 766 sayılı Kanunlar uyarınca ..., ..., ... ve ... parseller hakkında bir karar verilmek üzere kadastro komisyonuna iade edilmiş, 11.06.1987 tarih 1964/5 esas 1985/564 müteferrik karar ile de gönderilen parsellere ilâve olarak ... ve ... sayılı parsellerin de komisyon tetkikine tabi tutulmasına, ... parsel dava konusu edilmediğinden karar ittihazına yer olmadığına karar verilmiş, bilahare verilen dilekçe üzerine 15.11.1988 tarihinde ... parsel hakkındaki iddianın komisyonca incelenmesine karar verilerek dosya, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parseller yönünden kadastro komisyonuna gönderilmiştir.
Kadastro Komisyonu tarafından 30.03.1987 tarih 62 sayılı karar ile ..., ... ve ... sayılı parsellerin kadastro tesbit tutanağı kesinleştiği ve itiraz bulunmadığından tapu siciline tescil edildiğinden komisyonca bu parseller hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ..., ..., ... ve ... sayılı parsellere ilişkin ilân müddeti içinde itiraz eden ... ile katılanların itirazlarını kanıtlayamadıklarından kadastro yapılan tesbit ve tesciller doğru olduğundan itirazlarının reddine ve tapulamaca yapılan tesbitleri vechile tescillerine karar verilmiştir.
Davacı ... ... vekili 13.12.1988 tarihli dilekçe ile; Temmuz 1301 tarih 39 ve 40 sıra sayılı tapu kayıtlarına dayanarak komisyon kararının iptali ve ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların vekil eden adına tescili istemi ile dava açmıştır.
Yargılama sırasında İbrahim Mut tarafından ibraz edilen 04.04.1997 havale tarihli dilekçe ile ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak, ... tarafından ibraz olunan 26.03.1997 havale tarihli dilekçe ile de, ... ve ... parsellere ilişkin olarak davaya katılınmıştır.
Mahkemece 14.04.1997 gün 1989/188-84 sayılı karar ile, katılan ... ..."nin dayandığı T.sani 1292 tarih 15 ve 16 sıra nolu tapu kaydının ve davacı ... ..."ın dayandığı Eylül 1335 tarih 119, 120 ve 122 sayılı tapu kayıtları ile davacı ... Özdayıoğlu"nun dayandığı 25.10.1935 tarih 35 sıra sayılı tapu kaydının davalı taşınmazları kapsamadığı, tesbitlere dayanak alınan 25.05.1948 tarih 201 cilt 1 sayfa 117 sıra sayılı tapu kaydının taşınmazları kapsadığı gerekçesiyle davacı ... katılanların davasının reddine ve dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsellerin ... ve ... mirasçıları adına, ... sayılı parselin davacı ... ... adına tesciline, ... parsel ile ilgili olarak ..., ..., ..., ..., ... parselin ..."e 1948 yılında satıldığı anlaşılmış ise de, tapu maliklerinin satışa muvafakatinin bulunmadığı ve satışın 3402 sayılı Kanunun 13/B maddesi şartlarını taşımadığından davalarının reddine ilişkin verilen karar, davacı ... ... vekili, katılan ... mirasçıları ... ve ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından 04.05.1999 gün 1998/...9-1923 sayılı karar ile bozulmuştur.
Daire bozma kararında özetle “...Yargılama devam ederken ... mirasçılarından ..."nın öldüğü, ölümle hukukî kişiliğin son bulması nedeniyle mirasçıları belirlenerek katılımları sağlanmak suretiyle davaya devam edilmesi gerektiği,
Katılan davacıların aynı tapu kaydına dayanarak birden dava açtıkları ve davaların derdest olduğu, sıhhatli bir uygulama yapılması ve doğru sonuca ulaşılabilmesi için aralarında bağlantı olan davaların H.U.M.K. 45/1. Maddesi gereğince birleştirilerek görülmesinin zorunlu olduğu,
Davalı tarafın Kanuni evvel 1320 tarih 266 numaradan gelen Kumla Çiftliği"ne ait tapu kayıtlarına, katılan davacıların Teşrinisani 1293 tarih 15 ve 16 numaralı tapu kayıtlarına, davacı ... ..."ın ise ... Köyü Dokuz Kilelik namı diğer Paylar mevkiine ait Teşrinievvel 1319 tarih 79 numaradan gelen Eylül 1319 tarih 119 numaralı gittisi 30.01.1930 tarih 37 numaralı tapu kaydına dayandığı, öncelikle ... Çiftliği ile ... Çiftliği Köyünün aynı olup olmadığı konusunda araştırma yapılmalı, tarafların dayandıkları kayıtların tüm değişiklikleri ile birlikte ilk tesislerinden itibaren getirtilmeli, başka çiftlik tapuları da olabileceğinden taraf tapularının çiftlik tapularına dahil olup olmadıkları ve kayıtların birbirini tamamlayıp tamamlamadıkları konusunda kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak uzman bilirkişiden rapor alınmalı,
katılan davacıların dayanağı tapu kaydının mevkii ... Çayırı ve ilk tesis kaydının maliki ... olup Kumla Çiftliğine ait ... beyi ya da ... Bey çayırını ya da ... Çayırını sınır okuyan çiftlik tapuları olup olmadığı araştırılmadığı, bu olgular üzerinde yeterince araştırma yapılmadığı, tanık ve yerel bilirkişilerden ayrıntılı bilgi alınmadığı, kayıt uygulamalarında kök tapulardaki sınırların dikkate alınmadığı, nedenlerinin karar yerinde tartışılmadığı,
davaya konu taşınmazların bulunduğu bölgeye ilişkin en eski tarihli harita getirtilmediği, askeri harita ile kadastro haritasının ölçekleri denkleştirilerek gerek çiftlik tapularında ve gerekse tarafların dayandığı kayıtlardaki sabit sınırlar ve noktalar kesin olarak belirlenmediği, bu suretle uygulama yapılarak bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmediği,
Harita fen elemanlarına çiftlik tapularının revizyon gördüğü parselleri bir arada gösterir ve taraf tapu kayıtlarının uygulamalarını yansıtır birleşik kroki düzenlettirilmediği,
katılan davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlarla ilgisinin olmaması halinde nereye ait olabileceği konusunda yerel bilirkişilerden bilgi alınmadığı, yerel bilirkişilerce açıklanmayan sınırlar konusunda taraflara tanıkla kanıtlama olanağı sağlanmadığı,
komşu parsellere ait tapu kayıtları ilk tesis ve tedavülleri ile birlikte getirtilmediği, uygulama ve deneti yapılırken kök tapu kayıtlarında gösterilen mevki ve sınırlar dikkate alınmadığı,
yapılan keşiflerde yerel bilirkişilerin tapu kayıtlarının kapsamı konusunda açık ve kesin beyanda bulunmadıkları, mahkemece bu yönler dikkate alınmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin doğru olmadığı...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra dava 1999/17 esas sırasına kaydedilerek yeniden yapılan duruşma sonunda, 22.03.2000 gün 1999/17-12 sayılı karar ile mahkemenin 1998/79 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
B.1)1965/167 E sayılı dava dosyasına ilişkin olarak;
... parsel sayılı taşınmazın 296.600 m² yüzölçümlü bölümünü, iki tapu kaydı ile sattıkları ve bedelini aldıkları beyanı ile ölçü neticesi çıkan miktar fazlası 77240 m² bölümün adlarına tescili iddiası ile ... ve ..."nin tesbite itiraz etmeleri üzerine komisyonca uyuşmazlığın halline yeterince delil elde edilemediği gerekçesiyle dosya 06.11.1965 tarihli karar ile tapulama mahkemesine aktarılmış ve 1965/167 Esas sayı ile yargılamaya devam olunmuştur.
Yargılama sırasında ... mirasçıları, ... mirasçıları ve ... tapu kayıtlarına dayalı olarak davaya katılmışlardır.
Mahkemece 24.11.1966 gün 1965/167 E sayılı karar ile mahkemenin 1965/169 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ve daha sonra 19.03.1970 tarih 1965/169-438 sayılı karar ile ... sayılı parsele ilişkin davanın tefrikine karar verilerek yargılamaya 1970/12 Esas sayı üzerinden devam olunmuştur.
Mahkemece 28.03.1984 gün 1970/12-432 sayılı karar ile komisyonun davanın halline müessir olacak kesin deliller bulunmadığı gerekçesi ile işin esası hakkında bir karar vermeden davayı mahkemeye havale edemeyeceği gerekçesiyle dava dosyasının komisyona iadesine ilişkin verilen karar, katılan davacılardan ... ve ... mirasçılarından ... vekilince temyiz edilmekle, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından 27.06.1989 gün 1985/21521-7951 sayılı karar ile bozulmuştur.
Daire bozma kararında özetle “Tesbit maliklerinden ... tarafından ... ve arkadaşları aleyhine ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 1954/67 esas sayılı dava dosyası Tapulama Mahkemesi"ne aktarıldığı halde, bu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmadığı gibi kapsamı bir başka değişle ... ve ... parsel sayılı taşınmazları kapsayıp kapsamadığının belirlenmediği, aktarılan davanın ... ve ... parselleri kapsamı içine aldığının belirlenmesi halinde tutanakların malikhanelerinin doldurulmasının sonucu etkilemeyeceği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile 766 sayılı Tapulama Kanunun yürürlükten kaldırılmış, anılan Kanunun geçici 4. maddesinde iş bu yasa hükümlerinin derdest davalarda da uygulanacağı ilkesi getirildiği, 3402 sayılı Kanunun 27/son maddesi hükmünde usûl ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakların Kadastro Müdürlüğü"ne iade edilemeyeceğinin vurgulandığı” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davaya 1989/271 Esas sayı ile devam olunmuştur.
Yeniden yapılan yargılama sırasında ... Holding vekili 01.02.1990 tarihli dilekçe ile, davalı ... parsel sayılı taşınmazın 14/30 hissesinin ihtilaflı olarak satın alındığından 3402 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca davalı asil sıfatı ile davaya devam ettiklerini ve çekişmeli taşınmazın miktar fazlası kısmının adlarına tesbit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece 18.12.1990 gün 1989/271-790 sayılı karar ile, ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin katılan davacı ... ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın davalarının reddine, davacı ... ..."un davasının kabulüne, ancak, adın geçenlerin taşınmazdaki paylarının ... holding A.Ş."ye satmış oldukları ve Asliye 1. Hukuk Mahkemesi"nin 1984/14 sayılı kararı da gözönünde bulundurularak ... sayılı parselin tesbitinin iptaline, tamamı 374.125 pay kabul edilerek 158.340 payının ...
miras şirketi, 215.785 payının ... Holding A.Ş. Adına tesciline ilişkin verilen karar, katılan ..., ... ve ... vekili, katılan ... ... vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından 15.07.1992 gün 1991/7335-9942 sayılı karar ile bozulmuştur.
Daire bozma kararında özetle “...Dava konusu ... sayılı parselin Asliye Hukuk Mahkemesi"nden aktarılan dava kapsamına girdiğinin doğru olarak belirlendiği, Zilyetliğin başlangıç tarihinden (1945 yılı) dava ve kadastro tesbit tarihine (1961 yılı) kadar 20 yıllık süre geçmediğine göre uyuşmazlığın tarafların dayanaklarını oluşturan tapu kayıtları uyarınca çözümlenmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle tarafların dayanaklarını oluşturan tapu kayıtlarının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş iseler ilgili parsellere ait tutanak suretleri getirtilmeli, çekişmeli parselin kuzeyinde bulunan parsellere ait tutanak suretleri ile dayanakları olan tapu kayıtları tesis ve tedavül kayıtları ile birlikte getirtilmeli, kuzeyde bulunan ve doğu-batı istikametinde uzanan ...-... yolunun ihdas tarihi araştırılmalı, tapu kayıtlarının oluşturulduğu tarihte bu yolun bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ... yolunun ihdas tarihi araştırılmalı, ... yolunun batısında bulunan tüm parsellere ait tutanak suretleri ve dayanakları, güneyde bulunan derelerin güneyindeki parsellere ait tutanak suretleri ve dayanakları getirtilmeli, çekişmeli parsellerin doğusunda bulunan parsellere ait tutanak suretleri ve dayanakları getirtilmeli ve çekişmeli taşınmazı ne olarak gösterdikleri belirlenmeli, taşınmazın bulunduğu bölgeye ilişkin askeri harita getirtilmeli, tapu kayıtlarında gösterilen ... Çayırı, soğuk su, değirmen yolu, küçük su deresi gibi belirgin sınırların yerleri doğru olarak tespit olunmalı, tapu kayıtlarının değişebilir sınırlı olduğu kabul edilmeli, yerel bilirkişiler taşınmazın ormandan açıldığını bildirdiklerinden, bölgede orman tahdidi yapılıp yapılmadığı sorulmalı, tahdit yapılmış ise tahdit haritası getirtilerek ormancı bilirkişi aracılığıyla uygulanmalı, memleket haritası ve amenajman planları getirtilerek tahdit yapılmamış ise ormancı bilirkişiden 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca taşınmazın orman veya orman toprağı sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda düşünce alınmalı, tapu kayıtlarının taşınmazı kapsamı halinde, miktarları ile geçerli olduğu gözetilerek kayıt kapsamında kalan bölümün kayıt malikleri adına, kayıt kapsamı dışında kalan bölümün ise Hazine adına, kayıtların taşınmazı kapsamaması halinde tümünün Hazine adına tesciline karar verilmeli...” gereğine değinilmiştir.
Daire bozma kararına karşı katılan davacılar ..., ... ve diğerleri vekili, davalı ... vekili tarafından bulunulan karar düzeltme istemi Yargıtay 7. Hukuk Dairesince 28.09.1993 gün 1993/2294-9404 sayılı karar ile reddedilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davaya 1994/1 Esas sayı üzerinden devam olunmuştur.
Mahkemece 10.04.1997 gün 1994/1-85 sayılı karar ile, ... ve mirasçılarının ... numaralı parsel ile ilgili davalarının kabulüne, ancak, adı geçenlerin taşınmazdaki paylarını ... Holding A.Ş."ye satmış oldukları ve Asliye 1. Hukuk Mahkemesi"nin 1984/14 sayılı kararı gözönünde tutularak taşınmazın tamamı 374.125 pay kabul edilerek 158.340 payının ... terekesi adına, 215.785 payının ... Holding A.Ş. adına tesciline ilişkin verilen karar, katılan davacı ... ... vekili, katılan davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından 21.04.1998 gün 1998/842-1... sayılı karar ile bozulmuştur.
Daire bozma kararında özetle: “...Yargılama sırasında davacılardan ..."nın öldüğü, ölümle hukukî kişiliğin son bulması nedeniyle mirasçıları belirlenerek katılımları sağlanmak suretiyle davaya devam edilmesi gerektiği, öte yandan nihai kararın 7201 sayılı Kanunun 29 ve Tebligat Nizamnamesinin 47/2. maddesi uyarınca ilânen yapılan tebligatların mahkeme divanhanesinde 1 ay süre ile askıya çıkarılması gerekirken, bir hafta askıya çıkarılması tebligat kanunu ve tüzüğüne aykırı olduğu,
Katılan davacıların aynı tapu kaydına dayanarak davalılar aleyhine birden ziyade dava açtıkları ve davaların derdest olduğu ve dayanılan tapu kayıtlarının nereye ait olduğunun belirlenmesi açısından zorunluluk bulunduğundan HUMK 45. maddesi uyarınca birleştirilmelerinin gerektiği,
bozma kararına uyulduğu halde, bozmadan sonra yapılan araştırma, inceleme, uygulamanın hükme yeterli olmadığı, davalı tarafın dayandığı çiftlik tapularının 1292 tarihinde tesis olunduğu ve 22 ilâ 42 numaralı kayıtların oluşturulduğu halde çiftlik tapularının herbirinin ayrı ayrı revizyonlarının sorulmadığı, ... Çiftliği ve ... Çiftliği Köyünün aynı olup olmadığı araştırılmalı, Temmuz 1292 tarih 22 ilâ 42 numaralı çiftlik tapuları ile katılan davacıların dayandığı T.sani 1293 tarih 15 ve 16 sayılı tapu kayıtlarının çiftlik tapularına dahil olup olmadıkları ve birbirlerini tamamlayıp tamamlamadıkları konusunda kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak uzman bilirkişiden rapor alınmalı,
katılan davacıların dayanağı tapu kaydının mevkii ... Çayırı ve ilk tesis kaydının maliki ... Bey olup ... Çiftliğine ait ... beyi ya da ... Bey çayırını ya da ... Çayırını sınır okuyan çiftlik tapuları olup olmadığı araştırılmadığı, bu olgular üzerinde yeterince araştırma yapılmadığı, tanık ve yerel bilirkişilerden ayrıntılı bilgi alınmadığı, kayıt uygulamalarında kök tapulardaki sınırların dikkate alınmadığı, nedenlerinin karar yerinde tartışılmadığı,
davaya konu taşınmazların bulunduğu bölgeye ilişkin en eski tarihli askeri harita getirtilmediği, askeri harita ile kadastro haritasının ölçekleri denkleştirilerek gerek çiftlik tapularında ve gerekse tarafların dayandığı kayıtlardaki sabit sınırlar ve noktalar kesin olarak belirlenmediği, bu suretle uygulama yapılarak bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmediği,
Haritacı teknik bilirkişilere çiftlik tapularının revizyon gördüğü parselleri bir arada gösterir ve taraf tapu kayıtlarının uygulamalarını yansıtır birleşik kroki düzenlettirilmediği,
katılan davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlarla ilgisinin olmaması halinde nereye ait olabileceği konusunda yerel bilirkişilerden bilgi alınmadığı, yerel bilirkişilerce açıklanmayan sınırlar konusunda taraflara tanıkla kanıtlama olanağı sağlanmadığı,
komşu parsellere ait tapu kayıtları ilk tesis ve tedavülleri ile birlikte getirtilmediği, uygulama ve deneti yapılırken kök tapu kayıtlarında gösterilen mevki ve sınırlar dikkate alınmadığı,
yapılan keşiflerde yerel bilirkişilerin tapu kayıtlarının kapsamı konusunda açık ve kesin beyanda bulunmadıkları, mahkemenin gerekçesi ve dayanakları gösterilmeksizin davalılara ait çiftlik tapularının dava konusu parselleri kapsadığına ilişkin kabulünün dayanaktan yoksun bulunduğu,
hükmüne uyulan bozma kararında tapu kayıtlarının uymaması halinde taşınmazların Hazine adına tescile karar verilmesi gereğine değinildiği, taşınmazların üzerindeki zilyetliklerin 1945 yılında başladığının, bozma kararında açıkça vurgulandığı, bozmaya uyan mahkemenin bozma doğrultusunda işlem yapmakla yükümlü olduğu, bozma kararına uyulmakla bu yönün kesinleştiği, dava tarihine kadar zilyetlikle iktisap şartlarının davalı taraf yararına oluşmadığının açık ve kesin olduğu, mahkemece aksinin kabulünün dosya kapsamına uygun olmadığı, dava Asliye Hukuk Mahkemesinden devredildiğine göre taraflara ait tapu kayıtlarının taşınmazı kapsamaması halinde çekişmeli parselin Hazine adına tescilinin zorunlu olduğu...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, yargılamaya 1998/84 Esas sayı üzerinden devam olunmuş ve 22.03.2000 gün 1998/84-10 sayılı karar ile 1998/79 Esas sayılı dosya ile birleştirilmiştir.
C.1)1964/16 Esas sayılı dava dosyasına ilişkin olarak;
Davacı ... tarafından zilyetlik iddiasına dayalı olarak ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan 1957/817 esas sayılı dava, 23.12.1963 tarihli karar ile, tahsisat geldiğinde duruşma gün ve saatinin taraflara yeniden tebliğine ve dosyanın muameleden kaldırılmasına karar verilmiş, daha sonra 509 sayılı Kanunun 61. maddesi uyarınca kaldığı yerden devam etmek üzere mahkemenin 1964/18 esas sayısına kaydedilerek 21.02.1967 tarihinde 1964/16 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davacı ... tarafından zilyetlik iddiasına dayalı olarak ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak açılan 1957/815 esas sayılı dava, 23.12.1963 tarihli karar ile, tahsisat geldiğinde duruşma gün ve saatinin taraflara yeniden tebliğine ve dosyanın muameleden kaldırılmasına karar verilmiş, daha sonra 509 sayılı Kanunun 61. maddesi uyarınca kaldığı yerden devam etmek üzere mahkemenin 1964/16 Esas sayısına kaydedilmiştir.
... vekili, 09.12.1957 tarih cilt 277 sahife 99 sıra 40 sayılı tapu kaydına dayanarak ... ve ... parsellerin vekil edeni adına tesbit ve tescili istemi ile davaya katılmıştır.
Mahkemece, 18.12.1985 gün 1964/16-565 sayılı ile komisyonun davanın halline müessir olacak kesin deliller bulunmadığı gerekçesi ile işin esası hakkında bir karar vermeden davayı mahkemeye havale edemeyeceği gerekçesiyle ... ve ... sayılı parsellere ilişkin dava dosyasının komisyona iadesine karar verilmiştir.
Kadastro komisyonu tarafından 30.03.1987 tarih 61 sayılı karar ile ... ve ... parsellere ilişkin ilân müddeti içinde itiraz eden ile katılanların itirazlarını kanıtlayamadıklarından kadastroca yapılan tesbit ve tesciller doğru olduğundan itirazlarının reddine ve tapulamaca yapılan tesbitleri vechile tescillerine karar verilmiş ve ilgililere tebliğ edilmiştir.
Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili 09.12.1988 havale tarihli dilekçe ile, mirasen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayalı olarak ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak vekil edenleri adına tescili istemiyle dava açmış ve mahkemenin 1989/178 esasına kaydedilmiştir.
Mahkemece, 10.04.1997 gün 1989/178-83 sayılı ile, davacı ... katılanların sabit olmayan davalarının ayrı ayrı reddine, dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tesciline ilişkin verilen karar, davacılar ... ve arkadaşları vekili ile katılan davacılar ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 02.06.1998 gün 1998/914-2473 sayılı karar ile bozulmuştur.
Daire bozma kararında özetle “... parselle ile ilgili olarak Komisyon kararının itiraz eden ..."a 08.11.1988 tarihinde tebliğ edildiği, yerel bilirkişilerce bu tarihten önce 1985 yılında öldüğü belirtildiğinden nüfus kayıt örneği ya da verâset ilâmı getirtilerek ölüm tarihi ile mirasçılarının saptanması, tebliğ tarihinden önce ölmüş ise mirasçılarına komisyon kararının tebliğ edilerek dava hakkının tanınmaması,
... sayılı parsele itiraz eden ..."e komisyon kararının 18.04.1989 tarihinde ilân yoluyla tebliğ edilmiş ise de, yerel bilirkişiler tarafından 25 yıl önce öldüğünün haber verildiğinden nüfus kayıt örneği ya da verâset ilâmı getirtilerek ölüm tarihi ile mirasçılarının saptanması, tebliğ tarihinden önce ölmüş ise ve davacı olmayan mirasçılarına komisyon kararının Tebligat Kanunu ve Nizamnamesine göre tebliğ edilerek dava hakkının tanınmaması,
... mirasçılarından ..."nın öldüğü, ölümle hukukî kişiliğin son bulması nedeniyle mirasçıları belirlenerek katılımları sağlanmak suretiyle davaya devam edilmesi gerektiği,
Katılan davacıların aynı tapu kaydına dayanarak birden dava açtıkları ve davaların derdest olduğu, sıhhatli bir uygulama yapılması ve doğru sonuca ulaşılabilmesi için aralarında bağlantı olan davaların H.U.M.K. 45/1. maddesi gereğince birleştirilerek görülmesinin zorunlu olduğu,
katılanların dayandığı 1293 tarih 15 ve 16 sayılı tapu kayıtlarından başka 1292 tarihinde tesis edilen 22 ilâ 42 numaralı kayıtlarında bulunduğu anlaşıldığından, bu kayıtlar da getirtilip hangi parsellere revizyon gördüğü sorulup saptanmalı,
... Çiftliği ile ... Çiftliği Köyü"nün aynı olup olmadığının araştırılmadığı, Temmuz 1292 tarih 22 ilâ 42 sayılı tapu kayıtları ile katılanların dayandığı 1293 tarih 15 ve 16 sayılı tapu kayıtlarının çiftlik tapularına dahil olup olmadığı ve kayıtların birbirini sınır okuyup okumadıkları, birbirlerini tamamlayıp tamamlamadıkları konusunda kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak uzman bilirkişiden rapor alınmadığı, yapılan keşifler sırasında yerel bilirkişilerin tapu
kayıtlarının kapsamı konusunda net ve açık bilgiler vermediği gibi ayrı tarihlerde yapılan keşiflerdeki bilirkişilerin kayıtların sınırları konusunda çelişkili beyanlarda bulunduğu halde, çelişkilerin giderilmediği...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 1998/79 Esas sayı üzerinden devam olunan yargılama sonucunda;
Katılan davacı ... mirasçılarının dava konusu yaptığı taşınmazlar hakkındaki davanın reddine,
Davacı ... mirasçılarının ..., ..., ... ve ... numaralı parseller hakkındaki davalarının reddine,
Davacı ... ve ..."nin ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davalarının açılmamış sayılmasına,
Davacı ... mirasçısı ..."un ... numaralı parsel ile ... numaralı parsel hakkındaki davasının reddine,
Davacı ..."ün ... parsel numaralı taşınmaz hakkındaki davasının reddine,
Davacı ... mirasçılarının ... parsel numaralı taşınmaz hakkındaki davalarının reddine,
Davacı ... mirasçılarının ... ve ... numaralı parseller hakkındaki davasının reddine,
Davacı ... mirasçılarının ... ve ... numaralı parseller hakkındaki davasının reddine,
Davacı ..."nun ... ve ... numaralı parseller hakkındaki davasının reddine,
Davacı ... mirasçılarının ... numaralı parseller hakkındaki davasının reddine,
Davacı ..."nun ... ve ... numaralı parseller hakkındaki davasının reddine,
Davacı ..." in dava konusu yaptığı ... sayılı parsel hakkındaki davasının reddine karar verildiği ve kararın derecattan geçerek kesinleştiği, ancak, ... sayılı parselin davacı ..., davacı ... ve davacı ... tarafından da dava konusu yapıldığı ve bu davacılar açısından herhangi bir karar verilmediği belirlendiğinden davacılar ..."in ... numaralı parsel hakkındaki davalarının reddine,
Davacı ..."ın ... numaralı parsel hakkındaki davasının reddine,
Davacı ... ... numaralı parsel hakkındaki davasının reddine,
Davacı ...nun ... numaralı parsel hakkındaki davasının reddine,
Davacı ..."ın ... numaralı parsel hakkındaki davasının reddine,
Katılan davacı ..."nın müdahale talebinde bulunduğu ..., ..., ..., ... ve ... numaralı parseller hakkındaki davasının reddine,
Davacı ...mirasçılarının ... parsel numaralı taşınmaz hakkındaki davalarının reddine,
Davacı ... mirasçılarının dava konusu yaptığı ... numaralı taşınmaz hakkındaki davalarının reddine,
Katılan ..."in dava konusu yaptığı ... parsel numaralı taşınmaz hakkındaki davasının reddine,
Katılan ..."ın dava konusu yaptığı ... parsel numaralı taşınmaz hakkındaki davasının reddine,
Katılan ..."in mirasçıları ..., ... ile ..."nın ... parsel numaralı taşınmaz hakkındaki davasının reddine,
Davacı ..."ın ..., ..., ..., ... numaralı parseller hakkındaki davasının reddine,
Davacı ... mirasçılarının ..., ..., ... ve ... parseller hakkındaki davasının reddine,
Katılan ..."ın ... parsel hakkındaki davasının reddine,
Katılan ..."un 1955/1754 esas sayılı dava dosyasındaki davasının reddine,
Katılan ... "nın müdahale ettiği ..., ... , ..., ..., ... ve ... parsel numaralı taşınmazlar hakkındaki davasının feragat nedeniyle reddine,
Katılan ..."ın ..., ..., ..., ... ve ... numaralı parseller hakkındaki davasının reddine,
Katılan ..."in ..., ..., ..., ... ve ... numaralı parseller hakkındaki davasının reddine,
Davacı ... mirasçılarının ... parsel numaralı taşınmaz hakkındaki davalarının reddine,
Davacı - davalı ..."nin (... tarafından) açılan miktar fazlasına ilişkin davasının reddine,
Katılan ..."un davası hakkında ( Kadastro Kanununun 25/son maddesi gereğince) mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, katılanın görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmakta muhtariyetine,
Katılan ..."in davası hakkında ( Kadastro Kanununun 25/son maddesi gereğince) mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, katılanın görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmakta muhtariyetine,
Dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi Hazine adına tescillerine,
..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların 1/2 paylı olarak Asliye Hukuk Mahkemesinin 1951/1160 esas ve 1951/1063 sayılı verâset ilâmındaki paylarına göre ... mirasçıları ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1950/398 esas ve 1950/358 karar sayılı verâset ilamındaki paylarına göre ... mirasçıları adına tesbi gibi tesciline,
... parsel sayılı taşınmazın tesbitinin iptali ile, davacı ... mirasçıları adına tapuya tesciline,
... parsel sayılı taşınmazın davacı ... ... mirasçıları adına tesciline,
... parsel sayılı taşınmazın tamamı 374.125 m² hisse kabul olunarak 160,000 m² payının 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/470 esas ve 2010/451 karar sayılı verâset ilâmındaki paylarına göre ... mirasçıları adına,
74.125/374.125 m² bölümünün ... 7.Asliye Hukuk Hakimliğinin 1956/17 esas ve 1956/82 sayılı verâset ilâmındaki payları oranında muris ... mirasçıları adına tesbit ve tesciline karar verilmiş,
27.04.2012 tarihli ek karar ile kısa karara uygun olarak ... parsel sayılı taşınmazın 374.125 m² hisse kabul olunarak 140.000 m² payının tesbit maliki ... ve ... adına tesciline, ancak, ... ve ..."un paylarını dahili davalı ..."ye sattıkları belirlendiğinden paylarının ... Adına tapuya tescili şeklinde ... sayılı parsele ilişkin hüküm tashihine,
Davalı ... vekilinin 12.09.2012 tarihli dilekçesi üzerine, 17.09.2012 tarihli tashih kararı ile, ... numaralı parselde 27.04.2012 tarihli ek kararda ... olarak yazılan dahili davalı adının ... Holding A.Ş. olarak tashihine,
04.06.2012 tarihli tashih kararı ile de, ... parsel sayılı taşınmazın hüküm kısmının üçüncü sayfasında yazılı bulunan miktarının daktilo hatası ile 123.750 m² olarak yazılan miktarının 213.750 m² olarak tashihine ve tapuya bu şekilde tesciline karar verilmiş,
Hüküm, davacı ... mirasçılarından ... vekili ve ... ile mirasçılardan ... mirasçıları vekili tarafından ... sayılı parsele, davalı ... vekili tarafından ... parselin 74.125 m² yüzölçümlü miktar fazlası bölümüne, ... mirasçıları vekili tarafından ..., ..., ..., ..., ..., ... parsellere ilişkin kurulan hükümlerdeki miras paylarına, ... mirasçıları tarafından ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara, davacı ... mirasçısı ... vekili ve yine ... mirasçıları ... ve ... vekili
tarafından ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsellere, katılan ... vekili tarafından ... ve ... parsellere, davalı ... terekesi mümessili ... vekili tarafından ... sayılı parsele, ... mirasçıları vekili tarafından ... sayılı parsele ilişkin kurulan hükümdeki miras paylarına, Hazine vekili tarafından aleyhe olan hususlar ile yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Mahkemece 03.12.2012 gün 1998/79-12 sayı ile, ... mirasçılarından ... vekilinin temyiz isteminin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine dair verilen ek karar, ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Dava tarihi itibariyle kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmamaktadır.
1) Davacı ... mirasçılarından ... vekili ile yine mirasçılardan ... ve ... vekilinın çekişmeli ... ilâ ..., ..., ... ilâ ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
1. Tapulama Hakimliği"nin 26.09.1967 gün 1964/20-313 sayılı karar ile 766 sayılı Kanunun 60/3. maddesi uyarınca işlemli davatiye tebliğine rağmen mahkemeye gelmedikleri, itiraz sebep ve delillerini bildirmediklerinden davalarından vazgeçmiş sayılmalarına ilişkin verilen kararın temyiz edilmediğinden kesinleştiği, bu karardan sonra davacı veya mirasçılarının yeniden bir davalarının bulunmadığı, ayrıca Kadastro Mahkemesi"nce 10.04.1997 gün 1969/904-82 sayılı karar ile de verilen ret kararına karşı da, davacının temyizinin bulunmadığına göre de, davacı ... mirasçılarının temyiz dilekçelerinin REDDİNE,
2) Davacı ... mirasçısı ..."nun çekişmeli ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
1. Tapulama Hakimliği"nin 26.09.1967 gün 1964/20-313 sayılı karar ile davanın reddine ilişkin verilen karar, temyiz istemi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından 11.06.1968 gün 1968/1783-4471 sayılı karar ile yalnızca tapuya dayanan davacılar yönünden bozulduğu, temyiz eden murisi ... tarafından çekişmeli ... ve ... parsellere ilişkin olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanıldığına göre, davanın reddine ilişkin verilen kararın kesinleştiği, aksinin kabulünde yani hükmün temyiz incelemesi sonucu bozulduğu biran düşünülse dahi Kadastro Mahkemesi"nce 10.04.1997 gün 1969/904-82 sayılı karar ile verilen davanın reddi kararının, davacı tarafından temyiz edilmediğinden kesinleştiğine göre, davacı ... mirasçısı ..."nun temyiz dilekçelerinin REDDİNE,
3) Davacı ... mirasçılarından ... mirasçıları vekili, ... vekili ve ..."ün çekişmeli ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
Mirasçılardan ..."ün vekili aracılığıyla dilekçe vermek suretiyle bulunduğu temyiz isteminin süresinde olmadığından reddine ilişkin ek karar verilmiş ise de, ... sayılı parsele ilişkin iddia olunan hakkın elbirliği halinde mülkiyete tabi bulunduğu, 4721 sayılı TMK"nun 702. maddesi uyarınca elbirliği mülkiyetinde ortaklardan herbirinin, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanacağı ve diğer mirasçıların süresinde temyiz isteminde bulundukları anlaşıldığından, 03.12.2012 gün 1998/79-12 sayı ile verilen ek kararın kaldırılmasına ve temyiz isteminin esastan incelenmesine karar verildikten sonra, incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve muris ..."ün 12.03.1963 tarihli duruşmadaki imzalı beyanı ve dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları sonucunda çekişmeli taşınmazın, ... tarafından 1945 yılından sonra imar ihyasının tamamlanarak tarım arazisi haline getirildiği, öncesinin çalılık niteliğinde bulunduğunun anlaşıldığı, 3402 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi nazara alınarak aynı Kanunun 14. maddesi uyarınca tesbit tarihine kadar 20 yıla ulaşan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin davacı yaranına oluşmadığının belirlenmesine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile ... sayılı parsele ilişkin olarak usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
4) Hazine vekilinin ..., ... ilâ ..., ..., ... ilâ ... parsellere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda; İncelenen dosya kapsamına göre, davacı ... ve ... tarafından açılan davaların 26.09.1967 gün 1964/20-313 sayılı karar ile davalarından vazgeçmiş sayılmalarına ilişkin verilen kararın temyiz edilmediğinden kesinleştiğinden, bir kısım parsellere ilişkin olarak zilyetliğe dayanarak dava açan davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile ... (... sayılı parsele ilişkin) yönünden Kadastro Mahkemesi"nce 10.04.1997 gün 1969/904-82 sayılı karar ile verilen davanın reddi kararlarının temyiz edilmeden kesinleştiğinden Hazine yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinde ve ... sayılı parsele ... tarafından açılan, ... sayılı parsele ise ... tarafından açılan davalara ilişkin olarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, ... ve ... parsellere ilişkin olarak davanın reddine karar verilmesi nedeniyle davalı Hazine yararına, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3402 sayılı Kanunun 31/3. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasına yeni bir paragraf eklenerek “3402 sayılı Kanunun 31/3. maddesi uyarınca davanın önemi, vekilin sarf ettiği emek, tarafların davada iyi niyetle hareket edip etmediği, hak ve eşitlik kuralları göz önünde tutularak maktuan (1.000.00.-TL) vekalet ücretinin davacılar ... mirasçıları ve ... mirasçılarından alınarak davalı Hazineye verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve (6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla) HUMK’nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA,
5) ... Holding A. Ş. Vekili, ... terekesi vekili ve ... mirasçıları ... ... ve ... ... vekili tarafından ... parsel sayılı taşınmaza, davalı ... ... mirasçıları ... ve ... vekili ve ... mirasçıları ... ve ... vekili tarafından ise ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
... sayılı parsele ilişkin olarak;
... parsel sayılı taşınmaz, 374125 m² yüzölçümü ile 25.10.1935 tarih 135 ve 136 sıra, 05.12.1941 tarih 8 ve 9 sıra, 03.03.1944 tarih 61 ve 62 sıra ve 25.11.1948 tarih 129 ve 130 sıra sayılı tapu kayıtları dayanak alınarak ..., ... ve ... adına tesbiti yapılarak 12.12.1961 ilâ 10.01.1962 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
... ile adına tesbit yapılanlardan ... tarafından, ... parselin 296.600 m² yüzölçümü dışında kalan miktar fazlası bölüme ilişkin olarak kadastro komisyonuna yapılan itirazları, komisyonca Tapulama Mahkemesine aktarılmış, dava devam ederken ... mirasçısı ... tarafından 09.12.1957 tarih 40 sıra ve ... tarafından 30.01.1930 tarih 37 sıra sayılı tapu kaydına dayanılarak davaya katılınmıştır. Yine ... Holding tarafından da ... parsel sayılı taşınmazın tesbit tutanağındaki yüzölçümü ile birlikte tüm hissedarlardan satın alındığı, ancak, 16/30 hissesinin Asliye 1. Hukuk Mahkemesi"nin 02.02.1988 gün 1985/233-14 sayılı kararı ile ..."nun hissesine ilişkin yapılan satışın iptal edildiğini belirterek taşınmazın miktar fazlası ve 14/30 payının ... Holding adına tesbit ve tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Çekişmeli sayılı parsele ilişkin verilen hükmün temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 15.07.1992 gün 1991/7335-9942 sayılı kararında da kabul edildiği üzere, çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak tesbit tarihinden önce Asliye Hukuk Mahkemesi"nde 1954/67 esas sayı ile ... tarafından ... ve arkadaşları aleyhine açılan davanın Tapulama Mahkemesine aktarılması nedeniyle 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddeleri uyarınca davalı olduğundan malik sütunun doldurulması ve araştırmanın 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gözetilerek yapılması gerektiğinden Hazineye husumetin yöneltilmesi, yargılama sırasında ... parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün (13095 m²) kamulaştırılması ve ifrazının
yapılarak ... ve ... parseller olarak ayrı ayrı tapuya tescil edildiğinden bu tescil edilen parseller üzerinden karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmadığı gibi çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak 160.000/374.125 m² payına ve miktar fazlası 74.125/374.125 m² paylara ilişkin kısa karar ve gerekçeli karar ile hüküm kurulduğu, 140.000/374.125 m² bölüme ilişkin olarak ne kısa kararda ne de gerekçeli kararda hüküm tesis olunduğu, bu bölüme ilişkin olarak 27.04.2012 tarihli ek karar ile ... A.Ş. adına tescil kararı verildikten sonra, yine 17.09.2012 tarihli tashih kararı ile ... A.Ş. adının ... Holding A.Ş. olarak tesciline karar verilmesi sonucunda hüküm fıkrasında değişikliğe neden olunması da doğru değildir.
Ayrıca, ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 21.04.1998 gün 1999/842-1593 sayılı bozma kararına uyulduğu halde, bozmadan sonra yapılan araştırma, inceleme, uygulama yeterli değildir. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma kararında dava konusu taşınmazın geniş çevresindeki komşu parsellere ait tesbit tutanağı ve dayanağı belgelerin getirtilmesi ve keşifte uygulanması, kök kayıtlarında gösterilen mevki ve sınırlar dikkate alınarak uygulama yapılması, 1292 tarihinde tesis olunan 22 ilâ 42 numaralı çiftlik tapularının ayrı ayrı revizyon durumlarının araştırılması, eski tarihli askeri haritalar ile kadastro paftası ölçeklerinin çakıştırılması suretiyle tarafların dayandığı kayıtlardaki sabit sınırlar ve noktaların belirlenmesi gerektiğine değinildiği halde, mahkemece bu olgular yerine getirilmeden eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... Parsellere ilişkin olarak;
Asliye 1. Hukuk Mahkemesi"nde davacı ... ... tarafından 10.01.1930 tarih 37 sıra sayılı tapu kaydına dayanılarak ... aleyhine 1948/389 esas sayı ile açılan elatmanın önlenmesi davası, yörede kadastro çalışmalarının başlaması ve dava açılan taşınmazlara ilişkin olarak ..., ... ve ... parsel sayısı ile tesbit tutanağı düzenlendiğinden, Tapulama Mahkemesi"ne devrolunmuş, yargılama sırasında ise ..., ..., ... ve ... sayılı parsellerin aktarılan dava dosyasında dayanılan tapu kaydı kapsamında kaldığı belirlenmiştir.
Davacı ..., 06.12.1940 tarih 8 ve 25.11.1948 tarih 129 sıra sayılı tapu kayıtlarına dayalı olarak ..., ..., ..., ... ve ... parsellere ilişkin hak iddiasında bulunmuş, 20.11.1961 tarihli oturumda ise ... sayılı sayılı parsele ilişkin açtığı davadan vazgeçmiş ve 20.11.1961 tarihli oturumda bu sayılı parsele ilişkin açılan davanın tefrikine karar verilmiştir.
Yine ... tarafından ... parsele, ... tarafından ... sayılı parsele, ... tarafından ..., ... ve ... parsellere, ... tarafından ... sayılı parsele, ... tarafından ... sayılı parsele ilişkin olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak, ..., ..., ... ve ... tarafından vekilleri aracılığıyla 09.12.1957 tarih 40 sıra sayılı tapu kaydına ve Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1944/8 esas sayılı dava dosyasına dayanılarak davaya katılınarak taşınmazların adlarına tescil isteminde bulunulmuştur.
Çekişmeli parsellerin, Asliye 1. Hukuk Mahkemesi"nin 1948/389 esas sayılı dosyasında davalı olmaları nedeniyle 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddeleri uyarınca davalı olduğundan malik sütunun doldurulması ve araştırmanın 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gözetilerek yapılması gerektiğinden Hazineye husumetin yöneltilmesi, bu parsellere ilişkin olarak orman araştırmasının yapılması gerektiği halde, bu olgular tamamlanmadan karar verilmesi doğru değildir.
Ayrıca, çekişmeli parsellere ilişkin olarak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi"nin 04.05.1999 gün 1998/5859-1923 sayılı bozma kararına uyulduğu halde, bozmadan sonra yapılan araştırma, inceleme, uygulama yeterli değildir. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma kararında dava konusu taşınmazların geniş çevresindeki komşu parsellere ait tesbit tutanağı ve dayanağı belgelerin getirtilmesi ve keşifte uygulanması, kök kayıtlarında gösterilen mevki ve sınırlar dikkate alınarak uygulama yapılması, 1292 tarihinde tesis olunan 22 ilâ 42 numaralı çiftlik tapularının ayrı ayrı revizyon durumlarının araştırılması, eski tarihli askeri haritalar ile kadastro paftası ölçeklerinin çakıştırılması suretiyle arafların dayandığı kayıtlardaki sabit sınırlar ve noktaların
belirlenmesi gerektiğine değinildiği halde, mahkemece bu olgular yerine getirilmeden eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
3402 sayılı Kanunun 25. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kadastroya veya kadastro ile ilgili verâsete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi, istek üzerine verâset belgesi de verebileceği, kadastro çalışmalarının amacının, ülke koordinat sistemine göre memleketin kadastral veya topoğrafik kadastral haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukukî durumlarını tespit etmek suretiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmak, mekânsal bilgi sisteminin alt yapısını oluşturmak olduğu nazara alınarak hâkimin, doğru sicil oluşturma yükümlülüğü bulunduğu halde, ölü oldukları anlaşılan ... ve ..."nin mirasçıları tam olarak belirlenmemiş, mirasçılardan bir kısmının mirası reddedip reddetmediği araştırılmadan karar verilmesi de usul ve kanuna aykırıdır.
Değerlendirme;
3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddeleri uyarınca davalı olduklarından Kadastro Mahkemesi"ne aktarıldıkları anlaşılan dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı parsellere ilişkin olarak Hazineye husumet yaygınlaştırılmalı, ... sayılı parsele ilişkin olarak tefrik kararı eldeki dosyadan ayrılan dava dosyasında karar verilmiş ise kesinleşme şerhli onaylı bir sureti dosya arasına alınmalı, ... sayılı parsele ilişkin olarak tutanak aslının dava dosyası arasında bulunmadığı anlaşıldığından, tutanak aslı dosya arasına getirtilmeli, başka dosyada davalı ise dosyalar arasında bağlantı bulunduğu ve biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceğinden birleştirilmeleri gerektiği nazara alınmalı, çekişmeli tüm parsellere dıştan komşu taşınmazlara ait kadastro tesbit tutanakları ve varsa dayanağı belgeler ile çiftlik tapu kaydı olarak oluşturulan 1292 tarih 22 ilâ 42 sıra sayılı tapu kayıtlarının hangi parsel ya da parsellere revizyon gördüğü araştırılarak, revizyon gördükleri parsellerin tesbit tutanakları, revizyon parselleri ile davalı parselleri ve geniş çevrelerini bir arada gösterir birleşik kroki dosya arasına alınmalı, yörede dava tarihinden önce veya sonra orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, varsa orman kadastrosuna ait belgeler (tahdit tutanakları, askı ilân tutanakları ve orman kadastro haritası) ile en eski tarihli hava fotoğrafları, bu hava fotoğraflarından üretilen memleket haritası ile varsa amenajman haritası bulundukları yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yargılama sırasında yapılan orman kadastrosu olması halinde, orman kadastrosu kesinleşmeyeceğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; şayet hiç orman kadastro çalışması yoksa yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler
eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Bu şekilde yapılacak uygulama sonucunda, dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığı takdirde ise, taraflarca dayanılan ve tesbitlere dayanak alınan tapu kayıtları, komşu parsellere uygulanan tapu kayıtları ile diğer çiftlik tapu kayıtlarının revizyon gördüğü parseller ile birlikte ve sınırları itibariyle eski tarihli haritalardan da yararlanılmak suretiyle çekişmeli taşınmazlara uygulanmalı, dayanılan tapu kayıtlarının bilinmeyen sınırlarına ilişkin olarak taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, taraflarca dayanılan tapu kayıtlarının miktarı ile geçerli olduğu hususu Yargıtay 16. Hukuk Dairesi"nin 15.07.1992 gün 1991/7335-9942 ve 21.04.1998 gün 1998/842-1593 sayılı bozma kararları ile kabul edildiğinden ve bu husus kesinleştiğinden, dayanılan tapu kayıtlarının miktarı ile kapsadıkları alanlar ile miktar fazlası kısımlar belirlenmeli, fen bilirkişiden alınacak ve keşfi izlemeye olanak verecek krokide ayrı renkli kalemle ayrı ayrı gösterilmeli, alınacak krokide ayrıca ... sayılı parsele ilişkin olarak kamulaştırılan alan ve diğer bölüm ayrı ayrı gösterilmeli, aynı kararlarda tapu kaydı kapsamında kalan bölümlerin kayıt malikleri adına, miktar fazlası bölümün ise Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtildiği ve bu hususun kesinleştiği gözönüne alınmalı, Mehmet ... mirasçılarının bir kısmının mirastan feragat ettiği ve hükme esas alınan mirasçılık belgesinin yanlış olduğu ileri sürüldüğüne göre, mirasçılara mirasçılık belgesinin iptali için dava açmak üzere süre verilerek alınacak doğru ve güncel mirasçılık belgesi nazara alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı görüldüğünden ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin verilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine
Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle, 1.100.00.-TL vekâlet ücretinin ... mirasçıları ve ... mirasçılarından alınarak davalı Hazineye verilmesine, 1.100.00.- TL vekâlet ücretinin ... Holding A. Ş., ... terekesi ve ... mirasçıları ... ... ve ... ..., davalı ... ... mirasçıları ... ve ... ile ... mirasçıları ... ve ..."dan karşılıklı olarak alınarak birbirlerine verilmesine, 18/11/2014 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.