20. Hukuk Dairesi 2014/5522 E. , 2014/9644 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 9. maddesi ile eklenen) geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında ... Köyü ... ada ... ve ... ada ... parsel sayılı sırasıyla 2114,98 m2 ve 6926,47 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliği ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların öncesi orman iken, 23.11.1991 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığını, ancak, taşınmazların tahdit dışında bırakılma tarihi ile kadastro tesbit tarihi arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmadığını ileri sürerek, davalılar adına yapılan tesbitin iptali ile taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, yargılama aşamasında ayrı ayrı açılan davalar birleştirildikten sonra, davanın kısmen kabulü ile, ... ada ... sayılı parselin kadastro tesptinin iptali ile aynı vasıfla Hazine adına tesciline, ... ada ... sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile 02.03.2014 tarihli fen ve orman bilirkişi raporunda belirtilen (A) harfi ile gösterilen 1907,32 m2"lik kısmın tespitteki vasıflarıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 207,65 m2"lik kısmın tespitteki vasıflarıyla tespit malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından ... ada ... sayılı parselin tamamına, ... ada ... sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen kısmına yönelik, Hazine tarafından ise ... ada ... sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen kısmına yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1957 tarihinde 766 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmalarında dava konusu taşınmaz ormanlık alan olarak tesbit harici bırakılmış, tesbit tarihinden önce 22.05.1991 tarihinde ilânı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulama çalışmalarında da çekişmeli taşınmaz, orman sınırları dışında bırakılmıştır. Ayrıca, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde; 2859 sayılı Kanun ve 590 sayılı KHK. gereği yapılan yenileme çalışmaları 21.02.2005 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün 1991 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakıldığı gibi, eski hava fotoğrafı ve memleket haritasında orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalılar yararına 3402
sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün ise 1991 tarihinde yapılan ve 22.05.1991 tarihinde ilân edilerek 23.11.1991 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılmışsa da, bu bölümlerin hava fotoğrafı ve memleket haritasına göre orman sayılan yerlerden olmasına karşın, tahdit dışında bırakıldığı, hükmün ... ada ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacı Hazine tarafından (B) bölümüne yönelik olarak temyiz edildiği, kaldı ki, taşınmazın (A) bölümünün vasfının mülk sahibi Hazine tarafından orman olarak idari yoldan değiştirilmesinin de her zaman mümkün olduğu, ayrıca, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazda zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı, taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, Hazineden alınmasına yer olmadığına 19/11/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.